62.BÖLÜM-AYRILIK

610 38 2
                                    


Eylül: Serkan..

Serkan: Eylül, bunlar ne? Benim için mi?

Elçin: Doğum günün mü? Kutlu olsun canım.

Eylül: Doğum günün kutlu olsun Serkan!

Eylül ağlayarak dışarı çıktı. Cemre ve Kader peşinden gitti.

Songül: Bu kız kim?

Serkan: Arkadaşım. Biz sadece...

Meral: O kız senin için o kadar didindi. Sen de "ARKADAŞINI" koluna takıp getirmişsin.

Serkan: Ne kolu? Ben diyorsunuz siz? Biz öylesine oturmaya geldik.

Songül: Ya bırak ya. Şu kafeye bak bi. Hepsi Eylül'ün fikri. Senin için. Ama değmez.

Songül kafeden çıktı.

Serkan: So.. Songül. Nereye gidiyorsun?

Meral ve Mert'te çıktı.

Serkan: Yanlış anladınız.

Elçin: Tamam Serkan ben onlarla konuşurum.

Kaan: Abi vallahi başını belaya soktun.

Kaan'da kafeden çıktı. Eylül, Cemre ve Kader deniz kenarında kayalıklara oturmuştu. Eylül ağlıyordu.

Cemre: Eylül ağlama. Üzülme bu kadar.

Kader: Bir dinle önce.

Eylül: Neyi dinleyeyim ya? O kadar emek harcadım o doğum günü için. Serkan bey de doğum gününe Elçin cadısı ile gelmiş.

Cemre: Bak haklısın belki ama, yine de kestirip atma.

Eylül: Hayır ya. Kestirip atacağım. Hep ben alttan aldım. Ama artık kaldıramıyorum.

Kader: Of be Eylül.

Songül Cemre'yi aradı.

Cemre: Alo?

Songül: Neredesiniz?

Cemre: Kayalıklardayız. Kafeye yakın olanda.

Songül: Tamam, geliyoruz.

Cemre: Tamam.

Cemre telefonu kapattı.

Kader: Ne oldu?

Cemre: Buraya geliyorlarmış.

Eylül: Kim? Serkan mı? O sarı öküz gelmesin yanıma.

Cemre: Sarı öküz mü?

Eylül: Evet.

Kızlar güldü. Elçin ve Serkan kafede baş başa oturuyordu. Eylül çantasını unutmuştu. Serkan gördü almaya gitti. Tam alacakken kafe sahibi engel oldu. (Bora: Kafe sahibi)

Bora: Beyefendi bir dakika durur musunuz?

Serkan: Buyurun?

Bora: O çantayı alamazsınız.

Serkan: Niye?

Bora: Size ait mi?

Serkan: Hayır.

Bora: Alamazsınız beyefendi. İzin vermem.

Serkan: Senden izin isteyen yok zaten.

Bora: Lütfen zorluk çıkarmayın.

Serkan: Ulan, bak zaten sinirliyim. Asabımı bozma.

Bora: Kavgaya gerek yok. Lütfen çantayı bana verin.

Serkan: Sen kimsin ki?

Serkan Bora'ya yumruk attı. Elçin onları ayırmaya çalıştı. Diğerleri de kavgayı ayırmaya çalıştı.

Elçin: Durun! Serkan!

Serkan ve Bora ayrıldı.

Bora: Bu çantayı vermem sana.

Elçin: Hadi gidelim buradan.

Elçin ve Serkan çıktı. Bora pasta siparişi için Eylül'ün numarasını almıştı hemen aradı. Eylül açtı. Kızlar Eylül'ün yanında idi.

Eylül: Alo?

Bora: Eylül Hanım, ben Bora kafe sahibi. Çantanız burada kalmış.

Eylül: Hemen gelip alırım.

Bora: Bekliyorum.

Eylül telefonu kapattı.

Songül: Ne oldu?

Eylül: Bora, kafe sahibi yani. Çantamı unutmuşum gidip alacağım.

Cemre: Ben de geleyim mi senle?

Eylül: Yok, yok. Giderim ben.

Eylül kafeye gitti.

Eylül: Bora Bey.

Bora: Hah, geldin mi?

Eylül: Geldim, geldim.

Bora: Çanta burda ama bu çanta için bir çok şey yaptım ben. O yüzden bana borçlusun.

Eylül: Ne oldu?

Bora: Serkan mı ne? Çantayı ben alacağım dedi falan kavga ettik.

Eylül: Off. Kusura bakma gerçekten.

Bora: E çay içmeyecek miyiz?

Eylül: İçelim tabi.

Eylül ve Bora masaya geçti.

İnstagram: kirgiincicekler.ps
Takip edip dm'den "wattpad ben" yazan ilk üç kişi ile 3 bölümü beraber yazacağım.

KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin