96.BÖLÜM-KEMAL

465 24 13
                                    


Kaan: Kader!

Herkes Kaan'a  döndü. O sırada iki el silah sesi patladı. Kızlar ve davetliler çığlık çığlığa yere eğildiler.

Cemre: Kızlar, Ceyhun, iyi misiniz?

Kader: Ben iyiyim.

Serkan: Ne oluyor?

Eylül: Bilmiyorum, aşkım iyi misin?

Serkan: Ben iyiyim. Yaraları var mı?

Kimse yara almamıştı. Tam ayağa kalkacaklarken iki el silah sesi daha patladı.

Kaan: Kader!

Kader: Ya, öleceğiz burada!

Cemre: Kader, iyi misin? İyi misiniz?

Kurşunlardan biri dışarıya çıkan Güney'e isabet etmişti. Herkes bir anda Songül'ün çığlıklarını duydu.

Songül: Güney!

Kızlar koşarak Songül ve Güney'in yanına gitti. 

Songül: Güney, uyan!

Ortalık kargaşa haline dönmüştü. O sırada Eylül güçlü ve büyük bir elin ağzını kapadığını hissetti. Herkes Güney ile ilgilendiği için kimse onu  görmüyordu. Güçlü elin altında çırpınmaya başladı. Birden Eylül'ün kulağına bir şeyler fısıldandı.

''Kemal abini özledin mi Eylül?''

Eylül şok olmuş bir şekilde yine  çırpındı. Kemal onu sürükleye sürükleye bir arabaya bindirdi. 

Meral: Eylül nerede?

Herkes etrafına bakındı. Eylül yoktu.

Serkan: Buradaydı.

Cemre: Evet!

Kader: Eylül!

Cemre: Ben gidip arayayım.

Ceyhun: Aşkım dur! Bir şey olabilir.

Serkan: Ben giderim.

Serkan Eylül'ü aramaya koyuldu. O sırada hareket eden bir arabanın camında Eylül'ü gördü. Bağırıyor, ağlıyor ve cama vuruyordu. Arabanın arkasından koşmaya başladı.

Serkan: Eylül! Eylül! 

Sesi duyan kızlar Serkan'ın yanına gittiler.

Kader: Serkan ne oluyor?

Serkan: Ya Eylül arabadaydı. Ağlıyordu. Sonra araba gitti. Birisi Eylül'ü kaçırdı. Eylül'ü kurtarmam lazım. Eylül!

Serkan arabanın gittiği yöne doğru koşarken kızlar onu durdurdu.

Meral: Böyle bulamazsın. Polise haber verelim.

Cemre: Ya ne oluyor kızlar? Güney vuruldu, Eylül kaçırıldı...

Kader: Başımızdan bir gün bile felaket eksik olmaz ki.

Cemre: Ya ben sıkıldım artık sürekli başımızda ki belalar ile uğraşmaktan. Mutlu olmak istiyorum ya! Çok mu şey istiyorum?!

Cemre ağlamaya başladı. Kader Cemre'ye sarıldı.

Kader: Kardeşim... Bir gün mutlu olacağız, bir gün... Ama bak şimdi Songül'ün, Güney'in yanında olmamız lazım. 

Meral: Ya niye bu kadar sakinsiziniz siz acaba? Eylül kaçırıldı ya!

Cemre: Meral bizde farkındayız, ama elimizden ne gelir?

Meral: Elimizden ne gelir diyip endişelenmeyelim o zaman canısı.

Kader: Meral! Ben artık endişemi bastırabiliyorum. Anladın mı? Bünyem alıştı artık.

O sırada ambulansın sesi duyuldu. 

Cemre: Ambulans geldi. Yanlarına gidelim.

Kızlar ve Serkan Güney'in yanına geri döndü. Sağlık ekipleri Güney'i ambulansa alıyordu. Songül Güney'in elini tutmuş bırakmıyordu.

Songül: Güney ben yanındayım, ne olur dayan sevgili.

Sağlık Gör. : Hanımefendi lütfen işimizi yapmamıza izin verin. Hastaneye gitmemiz lazım.

Songül: Ben de geleceğim.

Sağlık Gör. : Buyurun ön koltuğa geçin.

Songül de ambulansa bindi. 

Kemal Eylül'ü kimsenin olmadığı ıssız bir kasabaya götürüyordu. Eylül hala ağlıyordu.

Eylül: Ya benden ne istiyorsun artık? Yeter bıktım senden! YETER!

Kemal: Seni istiyorum Eylül. Evlenmek istiyorum, belki de 3-5 çocuk.

Eylül: Ya hala çocuk diyor! Allah'ın belası nefret ediyorum senden! Nefret!

Kemal: Ben de seni seviyorum Eylül.

Kemal güldü.

Eylül: Sen nasıl buldun beni?

Kemal: Almanya'dan döndüm bir kaç gün önce. İzini sürdüm ve buldum.

Araba durdu. Kasabada ki eve gelmişlerdi.

Not: Kemal hapisten çıktıktan sonra Almanya'ya taşınmıştı.



KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin