Gittikçe yaklaştılar ve... İlk öpücük geldi. Tam o sırada Nazan geldi.
Nazan: Oğlum.
Eylül ve Serkan hemen ayrıldı.
Nazan: Ayy, inanmıyorum. Ben çok yanlış bir zaman da geldim.
Eylül: Şey...Biz...
Serkan: Ne oldu anne?
Nazan: Defne uyandı.
Serkan: Uyandı mı?
Nazan: Evet.
Eylül: E gidelim hadi.
Eylül, Serkan ve Nazan Defne'nin yanına girdi.
Defne: Anne.
Nazan: Burdayım canım.
Defne: Sen benim annem değilsin. Annemi getir bana Serkan.
Serkan: Defne ne diyorsun sen?
Defne: Annemi istiyorum!
Eylül: Defne!
Defne: Ne var? Her şey bu kadın yüzünden oldu.
Serkan: Salak, salak konuşmasana.
Seslere Cemre uyandı. Hemen odaya girdi.
Cemre: Defne!
Defne: Cemre, iyi misin?
Nazan ağlayarak odadan çıktı. Eylül ve Serkan da peşinden gitti.
Cemre: Ben iyiyim. Sen?
Defne: Belim çok ağrıyor.
Cemre: E, normal tabi.
Defne: Cemre, özür dilerim.
Cemre: Neden?
Defne: Öz annem sandığım kadın beni tehdit eti.
Nazan dışarıda ağlıyordu.
Serkan: Anne yapma böyle. Defne de anlayacak eninde sonunda yaptığı eşşekliği.
Nazan: Umarım...
Songül ve Güney hastanede idi. Kontrole gelmişlerdi. Odaya girdiler.
Doktor: Hoşgeldiniz.
Songül: Hoşbulduk.
Dr: Kontrole mi geldiniz?
Songül: Evet.
Dr: En son ne zaman geldiniz?
Songül: İki hafta oldu.
Dr: Peki. Geçin şöyle.
Songül sedyeye oturdu. Doktor bebeğe ultrason ile bakıyordu. Yüzü asılmıştı.
Güney: Ne oldu doktor bey?
Doktor, Songül'ün karnını temizleyip kapattı.
Dr: İki hafta önce geldiğinizde size ne dedim?
Songül: Durumu iyi demiştiniz.
Dr: Bebeğin...Durumu kötüye gidiyor.
Songül: Ne?
Dr: Durun, hemen panik yapmayın.
Güney: Nasıl kötüye gidiyor?
Dr: Bebek hasta. Eğer iyileşemez ise, ya karnında ölür ya da engelli doğar.
Songül: Ne?
Dr: Böyle panik yaparsanız zarar verirsiniz.
Songül ağlamaya başladı.
Songül: İyileştirin o zaman bebeğimi. Ne demek ölecek?
Güney: Ne yapmamız lazım?
Dr: İki gün sonra yeniden gelin. O zaman konuşalım.
Güney: Peki.
Songül ve Güney odadan çıktı.
Songül: Güney, diyor ne dedi duydun değil mi? Bebeğim, bebeğimiz ölecekmiş.
Güney: Tamam, sakin ol.
Songül: Sakin olamam. Ben bebeğimi kaybetmek istemiyorum.
Güney: Buna asla zin vermem zaten. Merak etme.
Güney Songül'e sarıldı. Meral ve Mert görüşmeye gelmişti. Bekleme salonunda oturuyorlardı.
Meral: Ay çok heyecanlıyım.
Mert: Sakin...
Meral: Bu arkadaşın, Tuna, nasıl biri?
O sırada Tuna geldi.
Tuna: Mert!
Mert: Kardeşim.
Tuna ve Mert sarıldı.
Tuna: Bu bayan kim?
Mert: Meral, nişanlım.
Meral ve Tuna tokalaştı.
Tuna: Memnun oldum.
Meral: Ben de.
Tuna: Ee, ne iş?
Mert: Konu Meral. Sesi çok güzel. Biz de değerlendirmek istedik. Sende yardımcı olursun diye düşündüm.
Tuna: Tabii. Önce deneme çekimine alalım. Ben Ali abiye haber veririm. Görüşme ayarlarız. Orda da prova alırsın. Sonra ilk teklin hazır olur.
Meral: Süper.
Tuna: Çekime girelim o zaman.
Meral: Tamam.
Meral ve Tuna stüdyoya girdi.
Kader ve Kaan Songül ve Güney'in yanına gelmişti. Evdelerdi.
Kader: Harap ettin kendini kardeşim.
Songül: Ne yapayım Kader?
Kader: Üzülme bu kadar.
Songül: Bebeğim ölecek. Ya da özürlü olacak. Durumun ciddiyetini anladın mı?
Kaan: Ama olamayadabilir. Kötü yanından düşünme.
O sırada Songül'ün karnına sancı girdi.
Songül: Ahh!
Kader: Ne oldu?
Songül: Sancı.. Ahh!
Güney: İyi misin?
Songül: Çok ağrıyor, Güney!
Güney: Tamam. Hemen hastaneye.
Hekes toparlanıp çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸
FanfictionKırık dökük hayatlarında birbirine tutunup destek alan 5 kızın hikayesi. -HİKAYE KURGUDUR! DİZİ İLE BİRE BİR AYNI DEĞİLDİR!- Diğer hikaye: SOLGUN; Yeni Hayat KIRGIN ÇİÇEKLER BLOG KALBİNE TUTSAK