90.BÖLÜM-''BEN CANIMI KAYBETTİM''

532 26 15
                                    


Olayın ardından yaklaşık 3 gün geçmişti. Bebeğin cenazesi olmuştu. Cemre sakinleştiriciler ile ayakta duruyordu.

Kızlar ve Feride Cemre'nin evinde idi. Cemre bir kaç günün sonunda ilk defa derin bir uyku çekiyordu. Kader elinde meyveler ile salona girdi.

Kader: Meyve getirdim!

Feride: Uyuyor. Uyandırmayalım.

Meral: Zar zor uyudu zaten.

O sırada Eren'in ağlama sesi duyuldu. Cemre hemen gözlerini açtı.

Cemre: Melek!

Feride: Sakin ol canım.

Cemre: Melek, kızım geldi değil mi?

Songül: Şey... Cemre...

Kader: Hadi sen yat. Düşünme bunları.

Songül hemen Eren'in yanına gitti.

Songül: Ağlama Eren. Lütfen.

Kucağına alıp susturmaya çalıştı. Ağlamayı kesince yeniden uyumaya başladı. Songül, Eren'i yatağa geri yatırdı. Ardından o da baş ucuna uzanıp, saçlarını okşamaya başladı. Bir yandan da ağlıyordu.

Songül: Seni kaybedersem yaşayamam...

Eren'e sarıldı. Daha çok ağlamaya başladı. 

Songül: Sen bırakma beni...

Kader odaya girdi.

Kader: Songül!

Songül: Efendim?

Kader: Ne yapıyorsun?

Songül: Hiç.

Kader: Ağladın mı sen?

Songül cevap vermedi.

Kader: Niye ağladın?

Songül gidip Kader'e sarıldı.

Songül: Cemre... O çok şanssız.

Kader: Evet... Her şeyini kaybetti. Ama biz varız... Güçlü olman lazım.

Meral'de odaya girdi.

Meral: Kızlar? Ne yapıyorsunuz?

Kader: Ağlaştık biraz.

Meral: Vallahi ben de kendimi zor tutuyorum. Neyse... Eylül geldi.

Songül: Hadi gidelim.

Kızlar odadan çıktı.

Eylül: Cemre iyi mi Feride Hanım?

Feride: Her gün ağlıyor, donuk, donuk gözlerle etrafa bakıyor. Yemek yemiyor, uyumuyor...

Eylül: En kötü acı... Bunu da atlatacak inşallah.

Feride: İnşallah.

Kızlar Eylül'ün yanına gitti.

Songül: Hoş geldin Eylül.

Eylül: Pek hoş görmedim ama olsun.

Kader: Kızlar, Ceyhun hala gelmedi yalnız?

Meral: Aynen kaç saat oldu.

Eylül: Ne oldu ki?

Meral: Dışarı çıkacağım dedi. 2-3 saat oldu.

Songül: Kafasını dinlemek istemiştir. O da zor bir dönemden geçiyor. Biraz yalnız kalsın.

Eylül: Bence de.

Cemre kızların konuşmalarına uyandı.

Cemre: Feride Hanım...

Feride: Uyandın mı canım? Biraz daha uyu hadi.

Cemre yattığı koltuktan kalktı. 

Kader: Nereye?

Cevap vermedi. Kızının odasına girdi. Kızlar ve Feride'de peşinden.

Feride: Cemre'ciğim yat dinlen. Hadi canım.

Cemre: İstemiyorum Feride Hanım. Ben... Ben kızımı istiyorum sadece.

Eline hastanede giydirdikleri tulumu aldı. Kokladı... Ağlıyordu.

Cemre: Meleğim... Melek gibi kokuyor.

Hepsinin boğazı düğümlenmişti. Ne diyeceklerini bilemediler. Kader'de ağlamaya başlamıştı. Feride Cemre'nin yanına oturdu.

Feride: Kendine eziyet etme Cemre. Eline bir şey geçmez.

Cemre: O daha minicikti Feride Hanım! Ben daha onu göremedim. Sarılamadım, elini tutamadım. Ben daha anneleğimi anlayamadım. Ama onu tüm kalbimle sevdim. Tam 9 ay önce karnımda büyüyen bir can... Öyle bağlandım ki ona... Canımdı o benim. Ben 9 ay onu karnımda taşımışken adil mi bu? Anneyim ben! Nasıl dayanabilirim? Daha kucağıma alamadım. Hayallerim vardı benim. Eve gelecektik, kızıma odasını gösterecektim. Yatağına yatıracaktım. Babası ile birlikte fotoğrafını çekecektim. Her gün gelip uyuyuşunu seyredecektim. İlk gülümsemesini, ilk adımlarını, ilk 'anne' deyişini görecektim... Sonra, ilk okula başlayışını, okuldan mezun oluşunu, üniversiteli bir genç kız oluşunu, ardından iş buluşunu, evleneceğini görecektim. Daha anneanne olacaktım. Olamadım! Ben bunların hayalini kurarken, daha 'Kızım' diyerek saramadım bile. Canımdı o benim. Ben canımı kaybettim!

Kızların hepsi ağlıyordu.

Feride: Cemre..! Güçlü olman lazım.

Cemre: Olamam...

Feride Cemre'ye sarıldı. Ardından kızlarda...





KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin