Songül: Kızlar bu Kader nerede kaldı ya?
Meral: Gelir canısı gelir.
Songül: Aklı bi karış havada.
Kapı çaldı. Eylül kapıya baktı. Gelen Kader'di.
Eylül: Kader. Ne oldu? Niye geç aldın?
Kader: Araba çarpacaktı bana.
Eylül: Ne? Geç içeri çabuk.
Kader salona geçti.
Songül: Araba mı çarpacaktı?
Kader: Evet.
Kader gülümsüyordu.
Meral: Ay daha bir de gülüyor.
Songül: Anlatsana kızım. Nasıl oldu?
Kader: Kahramanım kurtardı.
Kader gülümseyip saçı ile oynuyordu.
Meral: Ne kahramanı?
Kader: Ay uzatmayın kızlar. Şu karşı binada oturan bi çocuk mu ne varmış. O kurtardı işte. Neyse..
Güney: Kaan mı?
Kader: Bilmem.
Güney: Eğer Kaan ise kaçırma derim Kader. Çok kral çocuktur.
Songül: Ne diyorsun Güney? Te Allah'ım ya.
Güney: Ne var ya.
Eylül: Neyse ben pastaları koyayım.
Cemre: Ben de yardım edeyim.
Eylül ve Cemre pastaları tabaklara koymak için gitti.
Cemre: Eylül siz Serkan ile barıştınız mı?
Serkan su almak için mutfağa yöneldi, konuşulanları dinliyordu.
Eylül: Bilmiyorum. Aslında barışmayı çok istiyorum ama onunda istemesi lazım aklında ki kişinin ben olması lazım. Yoksa mutlu olamam.
Cemre: Serkan'ın aklında ki kişi sensin Eylül. Lütfen böyle düşünme.
Eylül: Seven insan böyle yapmaz Cemre. Böyle davranmaz.
Serkan içeri girdi.
Eylül: Serkan..!
Serkan: Ben kulak misafiri oldum da...
Eylül: Şey... Ben...
Cemre: Ben sizi yalnız bırakayım.
Serkan: Gerek yok Cemre.
Songül servisler uzun süre gelmeyince mutfağa gitti.
Songül: Kızlar, ne yapıyorsunuz?
Eylül: Ben şu tabakları götüreyim.
Eylül elinde ki tabaklarla içeri gitti. Songül'de peşinden gitti.
Cemre: Her şey düzelecek.
Serkan: Umarım.
Cemre ve Serkan'da içeriye gitti. Salonda gelecek hayallerinden konu açılmıştı.
Güney: Vallahi öyle çok büyük hayallerim yok. Bi dubleks müstakil evimiz olsun. Ama böyle kocaman bahçesi olsun. Kiraz ağacı olsun içinde de. Bir kızımız, bir oğlumuz olsun. Oğlumla top oynayalım. Kızımla çiçek ekelim. Bir de yanım da Songül olsun, başka bir şey istemem.
Songül: Hiç büyük bir hayal değilmiş Güney.
Güney: Ne var kızım? İmkansız mı?
Songül: İnşallah olur Güney.
Kader: Benim tek bir hayalim vardı gerçekleşti. Annemi bulmak.. Umduğum gibi olmadı ama olsun.
Meral: Benim hayalim en güzeli. Böyle bir albüm çıkarmışım. Konserlere gidiyorum. Hayranlarım geliyor. İmzalı fotoğraf veriyorum. Fotoğraf çekiliyoruz falan...
Songül: Meral yaa. (Güler) Ee, Eylül. Senin ki?
Eylül: Kemal'den kurtulayım yeter.
Meral: Vallahi canısı o tek senin değil hepimizin hayali.
Eylül: Değil mi? Sizin de başınıza musallat ettim.
Cemre: Biz bunları geçtik Eylül.
Cemre Eylül'ün elini tuttu.
Serkan: Benim hayalim, mutlu olmak. Annem ile Defne ile. Sevdiğim insanlar ile.
Meral: Sıra da sen varsın Cemre canısı.
Cemre: En büyük hayalim kaybettiğim insanları geri döndürmek. Ama o imkansız olduğu için hayal bile edemiyorum. Hayalim, iyi bir meslek sahibi olup sevdiğim adam ile, sizinle hep birlikte yaşamak.
Ceyhun: Benim hayalim seninle yaşlanmak.
Ceyhun Cemre'ye baktı. Cemre gülümsedi.
Meral: Olan var olmayan var canısılar değil mi ama.
Cemre: Ay Meral..
Güney: Aa, Songül. Sen kaldın.
Songül: Ya ne diyeyim ki Güney? Huzurlu olmak, mutlu olmak, sağlıklı olmak, öyle işte.
Güney: ''Seninle olmak'' kısmını atladın.
Songül: Ve, seninle olmak sevgili.
Güney: Hah, şimdi oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸
FanfictionKırık dökük hayatlarında birbirine tutunup destek alan 5 kızın hikayesi. -HİKAYE KURGUDUR! DİZİ İLE BİRE BİR AYNI DEĞİLDİR!- Diğer hikaye: SOLGUN; Yeni Hayat KIRGIN ÇİÇEKLER BLOG KALBİNE TUTSAK