73. BÖLÜM-SONGÜL HASTANEDE

577 39 32
                                    


Herkes arabalara atlayıp, kafeye ulaştı. Bir masaya geçip oturdular.

Bora: Arkadaşlar, söylüyorum. Her şeyi ben ısmarlıyorum.

Songül: Olmaz öyle şey.

Güney: Aynen.

Serkan: Bence de.

Eylül: E tartışmayın şimdi.

Kader: Aynen. Meral için geldik buraya. Ödemesi gereken biri varsa o da Meral.

Meral: Ne? Oha. Yani.... Öderim tabi.

Herkes güldü.

Cemre: Ee, Songül, bebiş nasıl?

Songül: Bebek... Bebek iyi.

Eylül: Doğum ne zaman?

Songül: 4 ay var daha.

Meral: Ünlü olursam ilk işim bebişe hediye almak.

Songül: Zahmet etme Meral.

Meral: Ne zahmeti canısı? Teyzesi değil miyim?

Songül: Öylesin tabii de...

Güney: Songül, çıkışta gidelim mi alışverişe?

Songül: Olur aslında.

Kaan: Biz de dolaşırız.

Kader: Olur.

Serkan ve Eylül birbirlerine baktı.

Bora: Aşkım bende seni çok lüks bir yere götüreceğim, akşam yemeği için.

Eylül: Niye?

Bora: E sevgilim değil misin?

Eylül gülümsedi. Serkan'ın morali bozulmuştu.

Serkan: Ben kalkıyorum.

Bora: OTURSAYDIN.

Serkan: YOK. GİDEYİM.

Serkan kafeden ayrıldı.

**** Songül ve Güney alışverişte idi.

Songül: Güney, şu tulumu da alalım mı?

Güney: Bakayım. Oluur.

Songül: Aa, emzik almadık.

Güney: Alacağız Songül, sakin ol.

Songül: Ne yapayım? Heyecanlıyım Güney.

Güney: Ben de heyecanlıyım aşkım. Ama doktorun dediklerini unutma.

Songül: Unutmam mümkün değil zaten. Neyse, ben emzik reyonunda gideyim.

Songül gitti. Reyona yürürken, yerde duran biberona bastı. Dengesini kaybedip, yere düştü. Bayıldı. Başını askılıklara çarpmıştı. Kanıyordu. Etraftakiler hemen başına toplandı.

X: İyi misin kızım?

X: Ne oldu bu kıza?

X: Düştü galiba.

Güney kalabalığı gördü. Hemen yanlarına gitti. Songül'ü yerde baygın bir şekilde gördü.

Güney: Songül!

Hemen yanına eğildi.

Güney: So-Songül! Yardım edin.

Mağaza çalışanları ambulans çağırmıştı.

X: Sakin ol oğlum.

Güney: Songül!

X: Önemli bir şey yok, sakin ol.

Güney: Bebeğimiz, ona bir şey olduysa?

X: Ambulans geliyor.

Güney: Songül!

Meral ve Mert ile Cemre ve Ceyhun hâlâ kafede oturuyorlardı.

Cemre: E, canısı biz de ünlü oluruz sayende.

Meral: Ya Cemre düşüncesi bile güzel. Allah'ım!

Mert: Eh, bana bi teşekkür yok mu?

Meral: Var tabii. Olmaz mı?

Meral Mert'in yanağından öptü.

Ceyhun: Bana bir teşekkür yok mu?

Cemre: Aa, niye?

Ceyhun: Öylesine.

Cemre: Kıskandın mı?

Ceyhun: Yoo.

Cemre Ceyhun'un yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

Cemre: Şimdilik bununla idare et.

Meral'in telefonu çaldı. Kader arıyordu.

Meral: Alo?

Kader: Meral!

Kader ağlıyordu.

Meral: Ne oldu? Niye ağlıyorsun? Kader!

Kader: Songül, Songül'ü hastaneye kaldırmışlar.

Meral oturduğu yerden kalktı.

Meral: Ne? Niye?

Kader: Başını çarpmış, bayılmış.

Meral: Hangi hastane?

Kader: ......

Meral: Tamam. Geliyoruz.

Meral telefonu kapattı.

Cemre: Ne oldu? Yine kim hastanede?

Meral: Songül.

Cemre: Ne? Bebeğe bir şey mi olmuş?

Meral: Hayır, başını çarpıp bayılmış. Hastanede lermiş.

Mert: Gidelim o zaman.

Hemen kafeden ayrıldılar. Kader, Cemre, Meral, Kaan, Ceyhun, Mert, Serkan ve Güney hastanede idi. Eylül koşarak yanlarına geldi.

Eylül: Kızlar. Songül nerede?

Cemre: Oda da. Uyanmasını bekliyoruz.

Eylül: İyi mi?

Kader: Ciddi bir şey yok.

Eylül: Bebek?

Kader: Doktor muayene ediyor.

Doktor odadan çıktı. Hemen başına toplandılar.

Güney: Doktor bey, oğlum nasıl? İyi mi?














KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin