Herkes arabalara atlayıp, kafeye ulaştı. Bir masaya geçip oturdular.Bora: Arkadaşlar, söylüyorum. Her şeyi ben ısmarlıyorum.
Songül: Olmaz öyle şey.
Güney: Aynen.
Serkan: Bence de.
Eylül: E tartışmayın şimdi.
Kader: Aynen. Meral için geldik buraya. Ödemesi gereken biri varsa o da Meral.
Meral: Ne? Oha. Yani.... Öderim tabi.
Herkes güldü.
Cemre: Ee, Songül, bebiş nasıl?
Songül: Bebek... Bebek iyi.
Eylül: Doğum ne zaman?
Songül: 4 ay var daha.
Meral: Ünlü olursam ilk işim bebişe hediye almak.
Songül: Zahmet etme Meral.
Meral: Ne zahmeti canısı? Teyzesi değil miyim?
Songül: Öylesin tabii de...
Güney: Songül, çıkışta gidelim mi alışverişe?
Songül: Olur aslında.
Kaan: Biz de dolaşırız.
Kader: Olur.
Serkan ve Eylül birbirlerine baktı.
Bora: Aşkım bende seni çok lüks bir yere götüreceğim, akşam yemeği için.
Eylül: Niye?
Bora: E sevgilim değil misin?
Eylül gülümsedi. Serkan'ın morali bozulmuştu.
Serkan: Ben kalkıyorum.
Bora: OTURSAYDIN.
Serkan: YOK. GİDEYİM.
Serkan kafeden ayrıldı.
**** Songül ve Güney alışverişte idi.
Songül: Güney, şu tulumu da alalım mı?
Güney: Bakayım. Oluur.
Songül: Aa, emzik almadık.
Güney: Alacağız Songül, sakin ol.
Songül: Ne yapayım? Heyecanlıyım Güney.
Güney: Ben de heyecanlıyım aşkım. Ama doktorun dediklerini unutma.
Songül: Unutmam mümkün değil zaten. Neyse, ben emzik reyonunda gideyim.
Songül gitti. Reyona yürürken, yerde duran biberona bastı. Dengesini kaybedip, yere düştü. Bayıldı. Başını askılıklara çarpmıştı. Kanıyordu. Etraftakiler hemen başına toplandı.
X: İyi misin kızım?
X: Ne oldu bu kıza?
X: Düştü galiba.
Güney kalabalığı gördü. Hemen yanlarına gitti. Songül'ü yerde baygın bir şekilde gördü.
Güney: Songül!
Hemen yanına eğildi.
Güney: So-Songül! Yardım edin.
Mağaza çalışanları ambulans çağırmıştı.
X: Sakin ol oğlum.
Güney: Songül!
X: Önemli bir şey yok, sakin ol.
Güney: Bebeğimiz, ona bir şey olduysa?
X: Ambulans geliyor.
Güney: Songül!
Meral ve Mert ile Cemre ve Ceyhun hâlâ kafede oturuyorlardı.
Cemre: E, canısı biz de ünlü oluruz sayende.
Meral: Ya Cemre düşüncesi bile güzel. Allah'ım!
Mert: Eh, bana bi teşekkür yok mu?
Meral: Var tabii. Olmaz mı?
Meral Mert'in yanağından öptü.
Ceyhun: Bana bir teşekkür yok mu?
Cemre: Aa, niye?
Ceyhun: Öylesine.
Cemre: Kıskandın mı?
Ceyhun: Yoo.
Cemre Ceyhun'un yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
Cemre: Şimdilik bununla idare et.
Meral'in telefonu çaldı. Kader arıyordu.
Meral: Alo?
Kader: Meral!
Kader ağlıyordu.
Meral: Ne oldu? Niye ağlıyorsun? Kader!
Kader: Songül, Songül'ü hastaneye kaldırmışlar.
Meral oturduğu yerden kalktı.
Meral: Ne? Niye?
Kader: Başını çarpmış, bayılmış.
Meral: Hangi hastane?
Kader: ......
Meral: Tamam. Geliyoruz.
Meral telefonu kapattı.
Cemre: Ne oldu? Yine kim hastanede?
Meral: Songül.
Cemre: Ne? Bebeğe bir şey mi olmuş?
Meral: Hayır, başını çarpıp bayılmış. Hastanede lermiş.
Mert: Gidelim o zaman.
Hemen kafeden ayrıldılar. Kader, Cemre, Meral, Kaan, Ceyhun, Mert, Serkan ve Güney hastanede idi. Eylül koşarak yanlarına geldi.
Eylül: Kızlar. Songül nerede?
Cemre: Oda da. Uyanmasını bekliyoruz.
Eylül: İyi mi?
Kader: Ciddi bir şey yok.
Eylül: Bebek?
Kader: Doktor muayene ediyor.
Doktor odadan çıktı. Hemen başına toplandılar.
Güney: Doktor bey, oğlum nasıl? İyi mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸
FanfictionKırık dökük hayatlarında birbirine tutunup destek alan 5 kızın hikayesi. -HİKAYE KURGUDUR! DİZİ İLE BİRE BİR AYNI DEĞİLDİR!- Diğer hikaye: SOLGUN; Yeni Hayat KIRGIN ÇİÇEKLER BLOG KALBİNE TUTSAK