5 yıl sonra... Songül ve Güney'in evi...
Eylül-Serkan;
Evlenmişlerdir, Asya adında 3 yaşında bir kızları vardır.
Songül ve Güney;
Hala evlilerdir. Eren'in ardından Eda ve Ela adında ikiz kızları olmuştur. Eren beş, Eda ve Ela bir yaşındadır.
Cemre ve Ceyhun;
Hala evlilerdir. Kaybettikleri bebekleri Melek'in ardından, Poyraz adında bir oğlulları olmuştur. Poyraz 4 yaşındadır.
Kader ve Kaan;
Evlenmişlerdir. Kader hamiledir. Bir oğulları olacaktır.
Meral ve Mert;
Hala evlilerdir. Meral ünlü bir şarkıcı olmuştur. Lara adında 3 yaşında bir kızları vardır.
Kızların hepsi Songül ve Güney'in evinde toplanmıştı. Çay içip sohbet ediyorlardı.
Cemre: Kızlar, ben de Poyraz'ı ana okuluna yazdırayım mı bilemedim. E 4 yaşında oldu artık.
Eylül: Benim yanıma gönder, ben ona çiçek gibi bakarım.
Ceyhun: Çiçek değil Eylül, o paşa, paşa.
Serkan: Tabii ki, asıl çiçek bizim kızımız.
Eylül Serkan'a baktı gülümsedi. O sıra da iki tane ağlama sesi duyuldu.
Güney: Bizimkiler uyandı!
Songül: Sakin ol Güney! Ne yapacaktık...
Güney: Hatırlamıyorum. Gidip pış pışlayalım.
Songül: Hayır, ondan önce bir şey vardı.
Kader: Aa, neyin sırlaması bu? Çocuk uyandı gidin uyutun bu kadar basit.
Kaan gülerek elini Kader'in karnına koydu.
Güney: Çocuk değil, çocuklar Kader'ciğim. Neyse ben Eda'yı susturuyorum, sen Ela'yı. Ayy, tam tersi olacaktı sen Eda'yı ben Ela'yı.
Songül: Ne fark eder Güney ya. Biz tartışana kadar çocuklar ağlamaktan boğulacak.
Güney koşa koşa yatak odasına gitti. Songül'de peşinden.
Kader: Çok komikler ya.
Herkes güldü. O sıra da Meral'in kızı Lara ve Cemre'nin oğlu Poyraz odadan çıktı. Lara ağlıyordu.
Meral: Lara, ne oldu?
Lara: Bu çoçuk beni öpmeye çayıştı.
Meral: Kim, Poyraz mı?
Lara kafasını sallayıp annesine sarıldı.
Cemre ve Meral gülüyordu.
Cemre: Bu yaştan mı başladın oğlum ya?!
Ceyhun: Eh, beşik kertmesi desek... Biraz geç oldu ama.
Mert: Yook. Benim kızım kıymetlidir. Öyle kandıramazsınız.
Herkes güldü. Lara susmuşken yine ağlamaya başladı.
Meral: Yine ne oldu?
Parmaklarını gösteriyordu.
Meral: Ne oldu kızım söylesene?
Buket: Ojeyeyim!
Ojeleri hafif silinmişti.
Meral: Ay buna mı ağladın kızım ya!
Meral Lara'yı kucağına aldı, öptü.
Kader: Kime çekmiş acaba?
Meral: Kader teyzesine falan mı çekti ki?
Kader: Ay, hiç öyle diyemezsin canım tüm çocukların annelerine ne kadar benzediği belli. Poyraz desen aynı annesi, bu yaşında bile olgun davranıyor. 4 yaşında ama 7-8 yaşında ki çocuk gibi düşünüyor. Asya desen annesinin kim olduğunu bilmek zor değil, baksana geldiğimizden beri elinde bebek ile oynuyor. Sesi çıkmıyor. E bu tatlış kızın annesi kim peki? Tabii ki de sesiz sakin Eylül'ümüz. Eh Lara'da aynı sen. Süslü, öz güvenli. Eda ve Ela'da Songül gibi hırçın. E ama Eren Güney'e çekti herhalde.
Herkes güldü.
Kaan: Peki ya bizim oğlumuz?
Kader: Bizim ki de annesine çekecek. Zeki olacak oğlum.
Kaan Kader'i öptü.
Songül ve Güney yatak odasından çıktılar. Saçları dağılmış, üstleri başları kaymıştı.
Eylül: Bu haliniz ne?
Songül: Biz hep böyleyiz Eylül. Tabii senin kızın akıllı anlayamazsın.
Güney: Bu daha iyi halimiz.
Serkan: Allah yardım etsin kardeşim.
Güney: Amiiinn.
Kader: Neyse artık kekleri mi alsak, canım çok istedi de.
Meral: Dur Kader! Aşerme sırası değil. Önce bi selfie çekelim dimi canısılar.
Cemre: Bence de canısı.
Meral ön kamerayı açtı. Herkes arka arkaya dizildi. Gülümsediler, birlikte olmanın, mutlu olmanın, aile olmanın mutluluğu ile daha çok gülümsediler. O sımsıcacık, gerçek gülücükler kameraya sığmadı, o evi, şehri, evreni aştı... Hikayesi yeni başlayan çiçeklerin umut kaynağı oldu...
Onlar kaderin bir araya getirdiği Kırgın Çiçekler'di... Hayat acımasız bir şekildi hepsini İstanbul'un en lüks semtlerinden biri olan Koşuyolu'nun soğuk bir yurt odasında bir araya getirmişti. Birbirlerine tutundular. Feride Hanım'a tutundular. Sevindiler, üzüldüler, hayatlarından kayıplar verdiler, yeni bir şeyler kazandılar. Ama kazandıkları en güzel şey neydi biliyor musunuz? Gerçek sevgi. Eğer gerçek sevgi olmasaydı hayatlarında Kırgın Çiçekler, nasıl büyüyüp de yeniden açabilecekti? Ama başardılar. Sevgi ile büyüyüp Yenide Açan Çiçekler oldular.
Bu hikaye, her yıkılışın ardından daha büyük bir şekilde ayağa kalkmanın olduğunu kanıtlıyordu.
Bu hikaye sizi, dramdan mutluluğa, mutluluktan aşka sürüklüyordu.
Bu hikaye, Kırgın Çiçekler Ailesi'ni bir arada topluyordu.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Evet çok sevgili okurlarım, minnaklarım, büyüklerim... Hikayenin sonuna geldik, en büyük teşekkürüm tabii ki sizlere! Siz okuyup desteklemeseydiniz, ben bu şevkle yazamayacaktım. Bu kadar çok okura, ilgiye ulaşamayacaktım. Yanımda olan, beni destekleyen her yüreğe milyonlarca kez teşekkürler. İyi ki varsınız. ❤️️
100 bölüme kadar bir kusurum olduysa affedin. Kimin kalbini kırdıysam özür dilerim. Ben profesyonel bir yazar değilim, elimden geldiğince asıl senaryonun benzerini oluşturmaya çalıştım. Umarım final bölümünü beğenmişsinizdir.
Hikayenin bitmesi burayı bırakacağım anlamına gelmiyor. Yazma tutkusunun sınırı yok. Yeni hikayelerimde de beni yalnız bırakmazsanız sevinirim. ❤️️
Sevgilerimle... ~Nisa~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸
FanfictionKırık dökük hayatlarında birbirine tutunup destek alan 5 kızın hikayesi. -HİKAYE KURGUDUR! DİZİ İLE BİRE BİR AYNI DEĞİLDİR!- Diğer hikaye: SOLGUN; Yeni Hayat KIRGIN ÇİÇEKLER BLOG KALBİNE TUTSAK