64. BÖLÜM-SEVGİLİ

518 31 6
                                    

Kızlar ve Güney ile Mert Songül'lerin evinde idi.

Meral: Suçlu Güney! Kolyem onda çıktı.

Cemre: Meral, canısı bi sakin olsana. Anlatalım ne olduğunu.

Güney: Songül, ben bir şey yapmadım gerçekten.

Mert: Kolyenin burda ne işi var.

Songül: Bak Güney, sen yapmazsın biliyorum ama..

Güney: Ama ne?

Songül: Off. Kafam karıştı. Durun ya.

Kapı çaldı. Kader açtı. Ceyhun gelmişti.

Ceyhun: Selam Kader.

Kader: Selam, geç içeri.

Ceyhun içeriye girdi.

Ceyhun: Ne oluyor?

Cemre: Hoşgeldin aşkım.

Ceyhun: Hoşbulduk.

Güney: Son kez söylüyorum. Ben Meral'in çantasını çalmadım. İster inanın ister inanmayın. Ben böyle bir insan değilim.

Güney salondan çıktı. Songül'de peşinden gitti.

Songül: Güney!

Defne annesinin ona adresini verdiği kafede bekliyordu. Birden kafeye havalı, zengin bir kadın girdi. Defne'nin yanına geldi.

Kadın: Defne!

Defne: Siz..

Kadın: Kızım.

Kadın hemen Defne'ye sarıldı.

Kadın: Canım benim.

Defne: Bir dakika. Lütfen.

Kadın masaya geçti.

Kadın: Adım Nursel.

Defne: Ben de Defne.

Kadın: Bir şey içer misin?

Defne: Olur.

Nursel: Ne isteyelim?

Defne: Farketmez.

Nursel, garsonu çağırdı. İki kahve istedi.

Nursel: Annenin haberi var mı geldiğinden?

Defne: Yok.

Nursel: Güzel. O zaman başbaşayız.

Defne: Anlamadım.

Nursel: Anlarsın.

Eylül Bora'nın kafesine gitmişti.

Bora: Eylül, hoşgeldin.

Eylül: Hoşbulduk.

Bora: Otursana.

Eylül bir masaya geçip oturdu. Bora'da karşına.

Bora: Ee, nasılsın?

Eylül: İyiyim.

Bora: Ne alırsın?

Eylül: Hiç, hiç bir şey.

Bora: Peki.

Eylül: Ben senin teklifin hakkında konuşmaya geldim.

Bora: Dinliyorum.

Eylül: Düşündüm, taşındım ve birlikte olabileceğimize karar verdim.

Bora: Yani?

Eylül: Evet diyorum.

Bora: Yani sevgili miyiz?

Eylül: Evet.

Bora Eylül'ün elini tuttu. O sırada Eylül, Serkan ile geçirdikleri tüm anılarını hatırladı.

Bora: İyi misin?

Eylül: İyiyim.

Güney, yatak odasına girmişti. Songül de peşinden girdi.

Songül: Güney!

Güney: Ne var Songül?

Songül: Yapma böyle.

Güney: Ben bir şey yapmıyorum.

Güney ağlıyordu.

Güney: Bana hırsız dediniz.

Songül: Güney, bak sevgili tüm her şey o çantayı..

Güney: Anlaşılan sen de inanmıyorsun bana. Git o zaman. Hatta dur. Sen niye gidiyorsun? Ben giderim.

Songül: Ya Güney!

Güney kapıyı çekip çıktı.

Songül: Off ya.

Songül içeri girdi.

Cemre: Ne oldu?

Songül: Gitti.

Kader: E onu duyduk da. Niye?

Meral: Ya savunmayın onu yeter.

Songül: Meral, bi dur. Allah'ım ya.

Cemre: Nereye gitti peki?

Songül: Bilmiyorum.

Akşam olmuştu. Güney, Nazan'ların evinde idi. Defne odasında oturuyordu. Annesi ile telefonda konuşuyordu.

Nursel: Nazan, bir sen fark etmedi değil mi?

Defne: Hayır.

Nursel: Yarın buluşalım mı? Alışverişe çıkarız. Anne, kız.

Defne: Olur. Çok güzel olur.

Nursel: Tamam. Ben sana yarın mesaj atarım. Oraya gelirsin.

Defne: Tamam.

Nazan odaya girdi.

Defne: Kapatıyorum.

Nazan: Kızım, gelsene içeri.

Defne: Başım ağrıyor.

Nazan: Aa, neyin var?

Defne: Önemli değil ya. Geçer.

Nazan: İyi. Güney ve Serkan aşağıda. Gelmek istersen gel.

Defne: Tamam.

Nazan aşağı indi. Serkan ve Güney konuşuyordu.

Güney: Songül bile tereddüte kaldı.

Serkan: Çözülür. Merak etme.

Güney: Neyse. Sen ne yaptın bu gün?

Serkan: Elçin ile, balık ekmek yemeye gittik. Öyle lezzetli idi ki. Sonrası normal klasik gün işte.

Güney: Siz Elçin ile sevgili misiniz?

Serkan: Hayır.

Güney: Çok samimisiniz de.

Serkan: Sevgili değiliz ama, ben galiba Elçin'den hoşlanıyorum.





KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin