48. BÖLÜM-SEN BENİ ÖLSEN UNUTAMAZSIN!

636 29 3
                                    


Kader çalıştığı okula gitmiş, Meral kahvaltıyı hazırlıyordu. Cemre kahvaltıya indi.

Cemre: Günaydın.

Meral: Günaydın canısı!

Cemre: Kader çıktı mı?

Meral: Evet. 

Cemre ve Meral kahvaltı masasına oturdu.

Meral: Bugün kafeye gideyim diyorum.

Cemre: Aynen, benim de raporum bitti zaten.

Meral: Bugün hangi şarkıyı söylesem acaba? Ceyhun ve sana özel mi söylesem.

Cemre: Off meral; aklıma getirme şunu.

Meral: Ay vallahi Cemre, depresyon triplerini çekemicem.

Ceyhun Meral'i aradı.

Meral: Ceyhun arıyor.

Cemre: Banane.

Meral: Ne demek 'banane' çocuk durduğu yerde beni aramadı herhalde. Seninle konuşmak istiyor.

Cemre: Ben istemiyorum.

Cemre masadan kalktı.

Meral telefonu açtı.

Meral: Alo?

Ceyhun: Meral, Cemre yanında mı?

Meal: Odasın da.

Ceyhun: İyi mi? Yarası falan...

Meral: İyi, merak etme.

Ceyhun: Tamam sağol.

Meral: Bye bye.

Meral telefonu kapattı. Cemre odasında ağlıyordu. Meral yanına gitti.

Meral: Cemre, yine mi ağlıyorsun?

Cemre: Ya ne yapayım Meral. Aklımdan çıkmıyor.

Meral: Tamam, üzme kendini bu kadar.

Meral Cemre'ye sarıldı.

Meral: Hadi, bak işe geç kalıyorsun.

Cemre: Doğru.

Cemre hazırlanmaya başladı.

Songül ve Kader okulda idi. Tenefüs arasındalardı. Öğretmenler odasında konuşuyorlardı.

Kader: Sen izine ne zaman ayrılacaksın?

Songül: Daha erken ya.

Kader: Karnın çok büyümeden ayrıl.

Songül: Ben de öyle düşünüyorum.

Kader: Akşam Meral kafeye gidecekmiş.

Songül: Aa, niye?

Kader: Kendini iyi hissediyormuş, haa birde ilham kaynağı müzikte imiş.

Songül: Allah'ım yaa.

Ceyhun ve Mert babalarının yanında çalıştıkları için rahattı. İşe gitmemişlerdi.

Ceyhun: Yüzüğü böyle.. Yüzüme fırlatışı kafamdan gitmiyor.

Mert: Bir şey olmuş, kırılmış kız sana. Yoksa niye durup dururken bunu yapsın.

Ceyhun: Ya ne olmuş olabilir. Hiç bir şey yapmadım ona.

O sırada Defne aradı.

Ceyhun: Efendim Defne?

Defne: Bugün bir şeyler yapalım mı? 

Ceyhun: Ya kafam çok bozuk. Olabilir aslında.

Defne: Tamam. Saat 12'de ..... Kafesi'ne gel.

Ceyhun: Tamam. Görüşürüz.

Eylül çalıştığı anaokulunda sabah evresinin öğretmeni idi. İşi bitmiş, eve geçmişti.

Mesude: Eylül, diyorum ki bugün Nazan Hanım'ları mı çağırsak yemeğe?

Eylül: Bu akşam olmaz ama yarın akşam olur.

Mesude: Tamam. Ben söylerim Nazan Hanım'a.

Eylül: Ben odamdayım. Birazdan da Serkan ile buluşacağız.

Mesude: Tamam kızım. Serkan'a söylersin.

Eylül: Tamam.

Eylül odasına çıktı. Cemre'yi aradı.

Cemre: Efendim Eylül?

Eylül: Cemre, nasılsın?

Cemre: İyiyim, ne oldu?

Eylül: Ha şey, yok ya bir şey.

Cemre: Okuldan çıktın mı?

Eylül: Evet. Sen yurtta mısın?

Cemre: Evet. Yeni geldim ben de.

Eylül: Haa, tamam canım ben seni tutmayayım.

Cemre: Bye bye.

Ceyhun ve Defne buluşmuştu.

Defne: Ceyhun, dünden beri ruhsuzsun.

Ceyhun: Bana ruhumu veren kişiyi kaybettim çünkü.

Defne: Belki sana kaybettiğin ruhunu geri kazandıracak olanlar vardır? Olmaz mı?

Ceyhun: Olamaz. Cemre'den başkası olmaz.

Defne: Cemre, kendine yeni birisini bulur. Sen de yalnız başına kalırsın.

Ceyhun: Öyle bir şey olmayacak inşallah.

Eylül ve Serkan Ceyhun ve Defne'nin olduğu kafeye gelmişlerdi. Eylül tam masaya oturacakken Ceyhun ve Defne'yi gördü.

Eylül: Serkan buradan gidelim.

Serkan: Ne oldu?

Eylül: Başım dönüyor biraz. Eve gidelim.

Serkan: E, tamam sen bilirsin.

Eylül ve Serkan geri döndü. Akşam olmuştu. Kızlar ve Serkan, Güney, Kaan, Mert ve Ceyhun Meral'in çalıştığı kafedelerdi.

Songül: Saat kaç oldu. Nerede bu kız?

Güney: Bekle aşkım gelir.

Kader: Geliyor.

Meral sahneye çıktı. Ardında gitar çalan bir oğlan. Alkışlar bittikten sonra Meral konuşmaya başladı.

Meral: Şimdi söyleyeceğim şarkıyı iki ayrı çifte hediye ediyorum. Umarım barışırsınız.

Meral şarkıyı söylemeye başladı.

''...Ne yapsan sen beni unutamazsın 

Bir yağmur yağsında bir şarkı çalsın 

Sen beni ölsen unutamazsın...''




 




KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin