80. BÖLÜM: BÜYÜLÜ AN

589 39 25
                                    


Güney bir an oturduğu koltuktan sıçradı.

Güney: Songül!

Kızlar şaşkın gözlerle Güney'e bakıyordu.

Kader: Ne oldu?

Güney: Songül iyi mi?

Cemre: Doğumda hâlâ.

Meral: Ne oldu ki?

Güney: E, hiç..

Güney korkunç bir rüya görmüştü.

Doktor doğumhaneden çıktı. Herkes başına toplandı. Doktorun yüzü gülüyordu.

Doktor: Bebeğimizde, annemiz de gayet iyi. Bebeği odaya alacağız. Oda da bekleyebilirsiniz.

Kızlar sevinçle Birbirine sarıldı. Güney'de Serkan'a.

Meral: Odaya gidelim o zaman. Hadi.

Kızlar, Feride ve Güney ile Serkan, büyük bir sevinç ve heyecan ile odaya çıktı. Oda süslenmişti. Kapıda bebek süsü vardı. Tam kapıyı açacaklardı ki Güney durdurdu.

Güney: Kalbim dayanmayacak galiba. Oğlumu göreceğim.

O sırada odadan hemşire çıktı.

Hemşire: Hayırlı olsun! Bebeği yalnız bırakmayın. Bir şey olursa ben hemen şuradayım.

Cemre: Songül, yani annesi ne zaman gelir?

Hemşire: Bilgim yok ama o doğumhane de. Uzun sürebilir.

Güney: Teşekkürler.

Hemşire gitti.

Meral: Biz önce girelim. Güney'i videoya çekeriz.

Birden bebeğin ağlama sesi duyuldu.

Güney: Bu... Benim bebeğimin sesi mi?

Serkan: Evet kardeşim. Baba oldun.

Eylül: Ben dayanamıyorum. Hadi girelim.

Kızlar ve Feride hemen içeriye girdi. Beşikte yatan bebeği gördüler.

Kader: Bu çok, çok, çoook küçük ama.

Eylül: Allah'ım! Ne güzel şeysin sen!

Feride: Ay! Çok tatlı.

Meral: Bundan sonra ki en değerli canısım, canım yiğenim. Darılmayın.

Cemre: Yok, yok. Bence de öyle olmalı. Şunun tatlılığına bakın.

Bebeğin masmavi gözleri vardı. Gözünü kızlara dikmiş bakıyordu. 

Feride: Kime benziyor sizce?

Cemre: Songül bu. Tıpatıp.

Kader: Güney'e de benzerliği var ama.

Eylül: Gözleri mavi. Demek ki Songül'den almış gözünün güzelliğini. Saçları da kıvırcık. 

Meral: Ay bu bana benziyor canısı.

Kızlar güldü.

Meral: Teyzene mi benzedin sen? Oy, seni yerim!

Güney dışarıdan bağırdı.

Güney: Geliyorum artık!

Kader: Gel!

Cemre: Kamerayı ayarla çabuk.

Meral kamerayı açtı. Videoya aldı. Güney içeri girdi. Beşikte yatan bebeğini gördü. Yanına gitti. Göz yaşlarını tutamadı.

Güney: Çok güzel bu...

Daha bir günlük bebek Güney'e bakıp gülümsedi. Babası olduğunu anlamıştı sanki.

Güney: Çok küçük...

Serkan: Öyle olur.

Eylül: Sen nereden biliyorsun?

Serkan: Bilirim...

İçeriye Toprak ve Ada girdi.

Feride: Ada!

Ada koşup Feride'ye sarıldı.

Ada: Bebek nerede?

Feride: Bak.

Feride Ada'ya bebeği gösterdi.

Ada: Bebekle oynayacağım.

Feride: Olmaz ama tatlım.

Ada: Cemre abla! 

Ada bu seferde koşup Cemre'ye sarıldı.

Cemre: Ada! Kocaman olmuşsun.

Feride: Çok tatlı değil mi Toprak?

Toprak: Evet canım.

Eylül: Ada, bak sen de böyleydin küçükken.

Ada: Sen de böyleydin Eylül abla. Hatta annem, hatta anneannem bile.

Eylül güldü.

Güney: Oğlum...

Hemşire odaya girdi.

Hemşire: Annemiz geliyor. Odamızda ki erkek misafirleri dışarı alalım. Üstünü çıkartacağız. 

Güney, Serkan ve Toprak dışarı çıktı. Songül sedye ile odaya götürülüyordu. Uyuyordu. Güney gidip Songül'ün elini tuttu.

Güney: Songül!

Songül'ü odaya getirdiler.

Kader: Songül!

Cemre: Songül. Uyuyor mu?

Hemşire: Evet. 

Songül gözlerini açtı.

Songül: Kızlar...

Eylül: Buradayız canım.

Songül: Çok küçük...

Meral: Ne çok küçük?

Songül: Bebek...

Kızlar güldü.

Songül: Güney nerede?...

Kader: Dışarıda bekliyor.

Songül: Oğlum...

Hemşireler hızlıca Songül'ün üstünü değiştirip odadan çıktılar. Güney, Serkan ve Toprak odaya girdi.

Güney: Songül!

Songül: Güney...

Feride: Biz çıkalım Toprak.

Feride, Toprak ve Ada çıktı.

Güney Songül'ü öptü.

Songül: Oğlum... Oğlumu verin.

Cemre bebeği alıp Songül'ün kucağına verdi. ve O büyülü an gerçekleşti... Songül bebeğinin kokusunu ilk defa içine çekti.

Songül: Canım...

Güney: Sen bana çok güzel bir şey verdin Songül. İyi ki varsın. İyi ki varsınız.

KIRGIN ÇİÇEKLER 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin