Kulağımı dolduran tanıdık müzikle gözlerimi açtım.Komidinin üzerindeki telefonumu aldım.Numara bilinmiyordu
Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Alo kimsiniz."
Arkadan ses gelmemişti ama sonra hafif piyano sesi doldurdu.Bu kimdi şimdi?
"Alo"
Arkadan sadece piyano sesi geliyordu.Telefonu kapattım.Bütün bu çatlaklar benimi buluyordu cidden ?
Yataktan ayaklarımı uzatıp yataktan çıktım.Aynanın karşısına geçtim.Görüntüme dil çıkarttıktan sonra aşağı indim.
Aşağı indim.Ev olması gerektiğinden daha sesizdi.Mutfaktan çatak bıçak sesleri geliyordu.Tezgahın üzerindeki elmayı aldım.
"Bay adrien erkenden çıktılar."
Kaşlarımı çattım.
"Neden birşey söylemedimi"
Bayan suzan kafasını iki yana salladı.Bayan suzan bu evde anlaştığım tek kadındı.Annemden daha büyüktü.Ona çok yakışan gri saçlarını ensesinde toplamıştı.Tombul yanakları onu olduğundan daha tatlı gösteriyordu.
Bende dışarıda yürüyüş yapabilirdim.Buraları dolaşamıştım.Yukarı çıkıp üzerime eşohman giydim üzerime v yakalı tişörtümü giydikten sonra üzerime eşohman üzerime giydim.
Kulaklığımı takıp spor ayakabılarımı giydim.Kaldırıma çıktım.Yavaşça koşmaya başladım.Müzik dinleyip koşarken son olanları düşünebilirdim.Koşmak herzaman vücudu dinç tutmanın en yoluydu.
Paul... zihnimin bir yanını rahatsız eden isimdi.Ondan rahatsız olduğum zamanlar olmuştu ama böyle bir şeyi asla beklemiyordum.Onu görmemiştim bile.Belkide ziyaretine gitmeliydim.Aptalca bir fikirdi ama ona ne olduğunu merak ediyordum.Adrien gitmeme asla izin vermezdi belkide onunla gidebilirdim.
Telefonumu çıkartıp nino'yu aradım.
"Alo marinette."
"Naber nino... nasılsın."
"Iyidir noldu neden aradın.Adrien'la bir sorunmu var."
"Hayır sana bişey sorucam.Ama bunu adrien bilmiyicek."
"Marinette.... emin değilim sonra adrien bana patlarsa..."
"Birşey olmaz aramızda küçük bir sır olarak kalıcak."
"Pekala... ama"
"Paul'un yattığı hastaneyi biliyormusun."
Karşı tarafta sessizlik oldu.
"Nino..."
"Marinette..... sana bunu söyliyemem.Adrien bana söyledi."
"Adrien seni önceden tembihledimi."
"Evet... senin sorucağını tahmin ediyordu."
"Söylemiyiceksin yani."
"Malesefki marinette.Söylersem ve sana birşey olursa adrien beni yaşatmaz."
"Nino... saçmalıyosun."
"Marinette o gün onu görmedinmi.Delirdi.Beni çağırmıştı.Sen sanırım mesajlarına cevap vermemişsin yerinde duramıyordu.Atölyenin kapısına geldik.Senin bağırmanı duyduğunda içeriye daldı.Delirmişti marinette.Onu hiç öyle sinirli görmemiştim.Babasıda aynı şekilde dedi."
Sinirlendiğini biliyordum ama.. yerinde duramadığını bilmiyordum.
"Pekala tamam. Unut gitsin."
Nino'yla Adrien'nın arasını bozmak istemezdim.Bu yüzden konuyu uzatmakta fayda yoktu.Bir şekilde alya'nın ağazını ariyabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mrs Agreste
Fanfiction"Dediğim gibi yakar ," yemyeşil gözleri gözlerimin içine bakıyordu ."Ama önemli olan kimin yaktığı veya ne denli yaktığı değildir.Kimin seni tekrar iyileştirip gülümsettiğidir..."