Yerden göğe kadar umudum var benim.
Arşı Alâya ulaşan dualarım... (Yazarınızdan)Arabanın içinde oturmuş sinsice yanan binayı izliyordu.Alevlerin ışığı gözlerinin harelerinde dans ederken içerideki yitip gitmek üzere olan can ona zevk veriyordu.O sevdası için herşeyi yapardı!.Herkes onu bir prenses zannetse de.Kimse onun gerçek yüzünü bilmiyordu.Tabi Mert'ten başka.Zaten oda onun gibi olduğundan yanında rol yapmasına da gerek kalmıyordu..
"İçeridekinin Beyza olduğuna eminsin değil mi?"
Mert'in sorduğu soruya sinsi gülümsemesini yüzüne daha bir genişletip cevap verdi iş birlikçisine.
"Merak etme tabi ki de Beyza.Sence ben öyle bir hata yapar mıyım?"
Mert sorgulayıcı bakışlarını ondan çekip alevleri söndürmeye çalışan insanlara yöneltti.Her şeyden habersiz..
Mert o gün Nisa'yı tehdit ettikten sonra bir plan yapmış ve Sinem'i de bu plana dahil etmişti.Zaten dünden razıydı.Beyza binanın içinde yanarak ölecekti yada kurtulacaktı ama en nihayetinde bir zarar görecekti.Nisa'dan başkası umurunda değildi.Nisa'ya ulaşmak için gittiği her yol onun için mübahtı!.Mert yaptığı bu planla evliliğe ikna edeceğini düşünüyordu.Çünkü Nisa'nın onlara ne kadar düşkün olduğunu biliyordu.Zaten ona asla zarar veremezdi.Ama Sinem ona seve seve zarar verirdi.Hele ki mezarlıkta yaşadıklarını öğrendikten sonra içindeki öfke ve kin kıskançlıkla harmanlanmış içinden çıkılamaz bir hal almıştı.Yıllarca Kağan'ın peşinden koşmuştu.Nisa ile tanışmadan önce en azından onunla buluşabiliyordu.Aradığında telefonlarına cevap verirdi.Şimdi bulaşmak kenara dursun telefonlarına cevap bile vermiyordu.Artık buna bir son verecekti şimdi.Beyza yerine Nisa'yı geçirmişti.Ondan sonsuza kadar kurtulacaktı.
İkisi de uzaktan alevle içinde kalmış binayı izliyorlardı.Mert Kağan ve Poyraz'ın koşarak geldiğini görmesiyle yerinde doğruldu kaşları çatılmıştı.Planda bu yoktu ama ama olsa da önemli değildi.Önemli olan Beyza'nın içeride zarar görmesiydi.Onların kurtarması önemli değildi.Kağan'ın binanın içine koşmasıyla Sinem sinirden deliye dönmüştü.Yanlarına gitmek istese de anlaşılmasından korktuğu için sadece yerinde izlemekle yetindi.Deli gibi kıskanıyordu.Kağan canını ortaya koyup yangının içine girmişti.Kim için?Yobaz,kendini bilmez bir kız için!Tek temennisi yanıp kül olmasıydı.Bu dünyada onun bir mezarı bile olmamalıydı!
Mert Kağan'ın kucağındakinin Nisa olduğunu görmesiyle önce bir şaşırsada anlamıştı işin gerçek yüzünü.O kadar sinirlenmişti ki artık gözü hiçbir şey görmüyordu.Birden Sinem'in boğazına yapıştı.
"Hani Beyza'ydı lan!?Sen kimi kandırıyorsun o küçük beyninle!?"
Sinem nefes alamıyor acısından gözlerinden yaşlar akıyordu.İlk defa ölümün soğukluğunu ve acısını bu kadar yakında hissetmişti.
"Dur...Ben...Karıştırmışım."
Mert Sinem'i bırakıp ellerini çırptı.Bu pislik için katil olmaya değmezdi.Sinem boğazının acısına aldırmadan derin nefesler almaya çalıştı lakin öksürükleri buna izin vermiyordu.
"Mert inan ki ben bilmiyordum.Zaten ikisi de aynı giyiniyorlar.İkisi de siyah.Eğer ben seni kandırsaydım sen anlamazmıydın?Sende onları içeriye girerken gördün."
Kendine geldiğinde Mert'in gazabından kurtulmak için tabi ki yalana başvurmuştu.Mert sinirle direksiyona vurup Sinem'in saçından tuttu.
"Kes lan sesini!Dua et ona bir şey olmasın.Eğer olursa hem seni hemde o it Kağan'ı yaşatmam haberin olsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR "TAMAMLANDI"
SpiritualMis gibi kokular geliyorken mutfaktan yine Saadet hanımın gözleri dolmuştu.Allah'a binlerce kez şükrediyordu böyle hayırlı bir evlat nasip ettiği için.Düşünmeden edemiyordu acaba ne yapmıştı da ona böyle hediye vermişti Rabbi? Dolan gözleri şimdi ta...