Gecenin karanlığında ara sokakların ıslak taşlarında sessizce yürüyordu.Havanın soğukluğu tenine işlerken kafasındaki kapşonu daha bir sıkılaştırıp atkısıyla ağzını kapatmıştı.Ellerini ceplerine sokup ayağındaki botların boş sokakta boğuk sesler çıkarmasına izin verdi.10 dakikalık yürüyüşün ardından en sonunda lüks sitenin ihtişamlı kapısına geldiğinde güvenliğin bakışlarına aldırmadan cebindeki kartı çıkartıp okuttu.Kapı ağır ağır açılırken sabırsızlıkla ayağıyla ritim tutuyordu.Kapının tam açılmasını beklemeden azıcık açılmış olan yerinden içeriye süzülüp güvenliğin kuşkulu bakışları altında hızlıca yürümeye devam etti.Binanın önüne geldiğinde zile basıp beklemeye başladı.Bir kaç saniyenin ardından sabırsızlıkla tekrar zile bastı.Saniyeler sonra kapı açılınca kapıyı ittirip içeriye girdi.Asansör yerine merdivenleri kullanmıştı çünkü bacakları asansörden daha hızlıydı.İkinci kata geldiğinde sağa dönüp kapıyı çalmasına gerek kalmadan kapı açılmıştı.Genç kız karşısındaki tanıdık simayla biraz şaşırsa da kenara geçip içeri geçmesine izin vermişti.Genç adam çamurlu botlarıyla izler bırakarak salona geçmiş ve tekli koltuğa çoktan kurulmuştu bile.Genç kız uykulu gözlerle karşısındaki adama bakıyordu açıklama yapması için.Gecenin bu saatinde onu rahatsız etmesi için çok önemli bir sebebi olması gerekiyordu.
"Bakma öyle çok yoruldum.İçecek birşey ikram etmeyecek misin?"
Sinem yüzüne pişkince gülen adama gözlerini devirip masanın üstünde ki içkiden bardağa doldurmya başladı.
"Davetsiz misafirleri sevmem.Hele ki gecenin bu saatinde."
Bardağı sertçe adamın önündeki sehpaya bırakıp geceliğinin kemerini biraz daha sıkıp yanındaki koltuğa oturdu.
"İşe bak bende çok severim davetsiz misafir olmayı hemde gecelerin bu saatlerinde."
Genç adam korkunç gülümsemelerinden birini yüzüne takındı.O gülümseme aniden silinince bir dikişte bitirdiği içkinin bardağını daha sert bir şekilde sehpaya geri bıraktı.Sinem korkuyla yerinde sıçrayıp gözlerini ayırmadan genç adamı izliyordu.
"Seninle bir anlaşma yapmıştık.Ama sen bu anlaşmaya sadık kalmadın."
Sinem endişeyle yüzünü tamamen ona dönüp konuşmaya başladı.
"Elimden gelen herşeyi yaptım.Ama yetişemedim.Gittiğimde çoktan evlenmişlerdi.Nikah memuru evlilik cüzdanını Nisa'ya veriyordu ve..Kağan'ı uzun zamandır böyle mutlu görmedim."
Sinem dolan gözlerini yere sabitlemiş ve o gün hatırına gelmişti.Hem zaten nasıl uturdu ki?Hiç aklından çıkmayan şey nasıl silinir hafızasından?
"Biliyorum bende oradaydım."
Sinem şaşkınlıkla Mert'e bakıp devam etmesini bekledi.Nasıl evlenmelerine izin vermişti?Nisa'yı deli gibi sevmesine rağmen susmuştu.
"Şaşkınlığın çok normal.Nasıl engellemedim de sadece izledim değil mi?Bu savaşı kazanabilmem için sakin kalmalıydım.Ne kadar Kağan'ı öldürmek istesemde kendime hakim oldum.Ama bunun hepsini ödeyecek.Bunu..zevkle yapacağım."
Sinem korkuyla karşısındaki soğukkanlı adamı dinliyordu. Kağan için endişelense de yine de onu elde edebilmek için yardım edecek kişi bu kaçık adamdı.
"Beni iyi dinle.Dediklerimi harfiyen yaparsan kısa bir süre sonra herşey bitecek."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Beyza çantasını son kez kontrol ettikten sonra kapının önüne gelip pançosunu da giyinip sonunda evden çıkabilmişti.Saadet annesi hazır sohbete gitmişken Nisa'yı ziyaret edecekti.Bunu Saadet annesinden gizli yapıyordu çünkü izin vermiyordu.Onların yeni evli olduğunu söyleyip şu bir ay gitmeyi yasaklamıştı.Beyza'ya göre saçmalıktı. Onların evlilikleri gerçek değildi.Tabi ki de ziyaret edecekti.Binanın kapısını açıp polislere baş selamı verdikten sonra otobüs durağına doğru ilerlemeye başladı.Normalde nereye gitse polislerde onunla beraber gelirdi. Ama sıkılmıştı artık bu durumdan. İzlenmek onu rahatsız ettiği için reddetmişti.Kim 7\24 izlenmesini isterdi ki?Tabi Poyraz bu şiddetle karşı çıkmasına karşın Beyza'nın inadı galip gelmişti.Yada o öyle sanıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR "TAMAMLANDI"
EspiritualMis gibi kokular geliyorken mutfaktan yine Saadet hanımın gözleri dolmuştu.Allah'a binlerce kez şükrediyordu böyle hayırlı bir evlat nasip ettiği için.Düşünmeden edemiyordu acaba ne yapmıştı da ona böyle hediye vermişti Rabbi? Dolan gözleri şimdi ta...