"Nisa ne olur bende geleyim.Sıkıldım evde kös kös oturmaktan.Hem iyileştim artık gerçekten."
Nisa karşında ellerini birleştirip ona yavru kedi bakışı yapan arkadaşına baktı.Bir türlü evden çıkmasına izin vermemişti.Hala iyileştiğine inanmıyordu ama Beyza'nın yüzündeki silinmeye yüz tutmuş morluklar bu düşüncelerini çürütüyordu.Biraz düşününce ona da hak vermişti.Zaten bir aydır evden hiç çıkmamıştı.Genç kız sıkıntıyla nefesini verip ağzını açmıştı ki Beyza'nın yalvarmalarıyla kapatmak zorunda kalmıştı.
"Nolur hayır deme.Bak gerçekten iyileştim.Ne inatçısın ya.İki saattir yalvarıyorum hiçmi acımıyorsun?"
"Bende kabul ettiğimi söyleyecektim ama madem acımasız ve inatçıyım senin gözünde o zaman evde kalabilirsin."
Beyza gözlerini büyültüp Nisa'ya bakıyordu.Şimdi bütün emekleri boşa gitmişti.Zaten zar zor ikna etmişti ama oda şu dili yüzünden elinden gitmişti.
"Nisa ben hiç öyle birşey dermiyim.Hem biliyormusun kütüphanemizi özledim ben.Kitaplarla ilgilenirken kafamdaki düşünceler bir anlığınada olsa kayboluyordu.Ama evde kalınca kendimi kötü hissediyorum.Hadi kardeşim beni de götür."
Nisa zaten götüreceti sadece tepkisini merak etmişti.Yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirdi.
"Tamam hadi o zaman bekliyorum.Çabuk ol ama çok geç kaldık."
Beyza minnetle arkadaşına sarılıp odaya koşmaya başladı.
Nisa'da feracesini giyip çantasını hazırlamaya başladı.Bir kaç dakikanın ardından evden çıkmışlardı.Nisa bir an olsun Beyza'nın kolundan ayrılmıyordu.Beyza ne kadar çok komik bulsada bu durumu Nisa'nın yaşadıklarını anlayamazdı.Arkadaşının o hallerini aklından çıkaramıyordu bir türlü ve elinde olmadan onu kanatlarının altında korumaya çalışıyordu.Gerçi kendiside çok güçlü sayılmazdı.Ama güçlü durmak zorunda olduğunu iyi biliyordu.Kendisi için değil sevdikleri için...
Kafeye geldiklerinde Kader'in sıcacık sarılmasıyla ısınmışlardı bile.Kısa bir hal hatır konuşmasının ardından odalarına geçmişlerdi.
"Ayy seni ne kadar özlemişim canım koltuğum.Seni bile özledim çöp kovası."
Nisa Beyza'yı gülümseyerek izliyordu.Kapının tıklatılmasıyla ikiside bakışlarını kapıya yöneltmişlerdi.Elinde kahve tepsisiyle Kader görüş alanlarına girince yüzlerindeki gülümseme sırıtmaya dönüşmüştü.
"Hayır hayır sen insan olamazssın.Sen meleksin melek."
Beyza kahvesini eline alıp kokusunu burnuna tutup içine çekti.
"Allah'ım ne güzel nimet yaratmışsın."
Kader'le Nisa Beyza'ya bakıp gülüşüyorlardı.Bir an düşündü Nisa.Hayatında ne büyük eksiklik olurmuş o olmasaymış.
Yerlerine geçip kahvelerini yudumlamaya başladılar.Beyza'nın şebek halleri Kader'le Nisa'yı gülme krizlerine sokuyordu.
Koyu bir sohbetin ardından biriken işleri bitirmek için kolları sıvamışlardı.Nisa faturalarla ilgilenirken Beyza'da ihtiyaç listesini hazırlıyordu.Beyza aklına gelen fikirle gizli gizli Nisa'nın yüz ifadesini izlemeye başladı.Acaba söylese kızarmıydı.Söylemese de içinde kalırdı.En son sonunda söylemeye karar verdi.Derin bir nefes alıp boğazını temizledi.Ama Nisa'nın dikkatini çekememişti.Bu sefer küçük bir öksürük taklidi yapmıştı ama yine fayda etmemişti.Dikkatini öyle toplamış ki bir türlü dağıtamıyordu Beyza.Zaten hep böyleydi.Her zaman bir işe başladığında dikkati hiç dağılmazdı.Beyza'da tam tersi en ufak bir şeyde dikkati hemencecik dağılıverirdi. Bu yüzden Nisa'ya hep imrenmişti.Aslında bu kadar uğraşmasınada gerek yoktu ama o Nisa'yı çağırmak istememişti.Dikkatini çekmek istiyordu.Şimdi daha etkili birşey yapacaktı.Yine derin bir nefes alıp öğürmeye başladı.Nisa'nın kalemi kağıdı bırakıp Beyza'nın yanına gitmesi aynı saniyede olmuştu sanki.Oldukça telaşlıydı.Zaten son olanlardan sonra iyice pimpiriklenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR "TAMAMLANDI"
SpiritualMis gibi kokular geliyorken mutfaktan yine Saadet hanımın gözleri dolmuştu.Allah'a binlerce kez şükrediyordu böyle hayırlı bir evlat nasip ettiği için.Düşünmeden edemiyordu acaba ne yapmıştı da ona böyle hediye vermişti Rabbi? Dolan gözleri şimdi ta...