Sisli dumanların arasından ürkekçe geçerken tanıdık bir yüz arıyordum.Ama bulamıyordum.Kaybolmuştum.Seslensemde sesimin geri yankısından başka başka birşey duymuyordum.
"Kimse yok mu?Yardım edin."
Ne kadar zamandır yürüdüğümü bilmiyordum.Artık ayaklarımın dermanı kalmamıştı.Dizlerimin üstüne çöküp kollarımı kendime sardım.Yaşlar gözlerimden süzülmeye başlamıştı.Korkuyordum.Burada yalnız kalmıştım.Yalnızdım işte.Bana yardım edebilecek kimsem yoktu.
Bir ses duyuyordum ama ne olduğunu çıkaramıyordum.Ses uzaktan geliyordu.Gittikçe yaklaşıyordu.Bu ezan sesiydi.Ne kadar da güzel okunuyordu.İçimdeki korkular bir anda yok olmuştu.Ses yaklaştıkça etraf aydınlanıyor sisler kayboluyordu.Artık yorgunluğumda kalmamıştı.Ayağa kalkıp sese doğru ilerlemeye başladım.Biraz ilerlemiştim ki karşıdan gelen tanıdık simaya koşmaya başladım.Yanına ulaştığımda özlemle sarıldım.
"Baba seni çok özledim."
"Bende güzel kızım."
"Burda yalnız kaldım diye çok korktum."
"Yalnız değilsin Nisa.Allah hep seninle beraber.Allah sabredenlerle beraber.Sabırlı olmalısın.Onun duaya ihtiyacı var.Ona dua etmelisin."
Beyza'dan bahsediyordu.Ama çok çaresizdim.
"Hep dua ediyorum baba.Pes etmeden."
Babam tebessüm ederek bir sandık uzattı.Uzattığı sandığı alıp incelemeye başladım.Üstünde altın işlemelerle 'ALLAH' yazıyordu.
"Bu ne baba?"
"Yol haritan kızım.Kaybolma diye.Sakın bu yol göstericiden ayrılma güzel kızım.Hep yanında olsun."
Babam gittikçe uzaklaşıyordu.Yanına gitmek istesemde mesafe hep aynıydı.
"Gitme baba.Yalnız bırakma beni."
Gözyaşlarım sandığın üstüne damlarken inciye dönüşüp yere düşüyordu.
"Yalnız değilsin Nisa.Unutma 'O' hep yanında.Yalnız değilsin."
Babam tamamen gözden kaybolmuştu.Babamın bana bıraktığı sandığa baktım.Yavaşça kilidini açıp kapağını kaldırdım.İçinden öyle bir ışık çıkmıştı ki gözlerim kamaşmıştı.Bir müddet sonra gözlerim ışığa alışmıştı.İçindekini görünce sessiz ağlayışım hıçkırıklara dönüşmüştü.Kuran-ı kerimdi.Hemde benim Kuranım.Öpüp alnıma koydum.Sonra sıkıca sarıldım.Yol haritam.Doğru yolum...
Kolumdaki acıyla gözlerimi açmıştım.Ne yani rüyamıydı?Ne kadar da gerçekçiydi.Etrafıma bakınmaya başladım.Koluma serum takılmıştı.Neden bu odada yatıyordum?Yanımda kimse yoktu.Etrafa boş boş bakıyordum.Hala rüyanın etkisinden çıkamamıştım.Ayaklarımı yataktan sarkıtıp doğruldum.Neden bu hale geldiğimi düşünürken birden Beyza aklıma gelmişti.Ah Allah'ım tabi ya Beyza.Ayakkabılarımı giymeye çalışırken odaya bir kız girmişti.Bir yerden tanıdık geliyordu ama nereden?Benim ayağa kalktığımı görünce telaşlanmıştı.
"Dur ne yapıyorsun?Daha serum bitmedi ki!"
Beni oturmaya çalışırken inatla doğrulmaya çalışıyordum.
"Bırak beni Beyza'yı görmem lazım."
Zorlansam bile ayakkabılarımı giymiştim.İşin zor kısmı serumdu.Ne kadar iğneden korksamda Ya Allah diyerek bir bir hışımda çıkarmıştım.Kolumdan kanlar damlamaya başlamıştı.Kız şaşkınlıkla beni izliyordu.Yanı başımdaki komidinden bir peçete alıp tutturdum.Seri adımlarla odadan çıktım.Yoğun bakım ünitesine gidecektim ki yine başım dönmüştü.Galiba fazla hızlı hareket etmiştim.Arkamda bıraktığım kız koluma girip konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR "TAMAMLANDI"
SpiritualitéMis gibi kokular geliyorken mutfaktan yine Saadet hanımın gözleri dolmuştu.Allah'a binlerce kez şükrediyordu böyle hayırlı bir evlat nasip ettiği için.Düşünmeden edemiyordu acaba ne yapmıştı da ona böyle hediye vermişti Rabbi? Dolan gözleri şimdi ta...