Genç kız denizin kokusunu bir kez daha çekti ciğerlerine.Ne kadar güzel bir nimetti şu deniz.Gözlerini açıp denizin uçsuz bucaksız derinliklerine daldırdı.Kendini boşlukta hissediyordu.İçinde sebepsiz bir sıkıntı vardı...
Beyza ise sırf morali düzelsin diye onu çay bahçesine getirmişti.Normal şartlarda asla izin vermezdi çünkü daha yeni hastalığından kurtulup ayaklanmıştı.Nisa geldiği akşam bütün yaşananları anlatmıştı Beyza'ya.Oda şaşırmıştı Kağan'ın bu haline.O umursamaz ve güç abidesi olan çocuk ne hallere gelmişti.
Şimdi sessizce kardeşinin konuşmasını bekliyordu.İçindeki sıkıntıyı atsın eski haline dönsün istiyordu.Artık beklemekten vazgeçip konuşmaya çalışacaktı."Nisa neyin var?"
Genç kız denizin derinliklerine daldırdığı açık kahve gözlerini kardeşine çevirdi.Ne diyecekti ki?Kendisi de bilmiyordu neyi olduğunu.Sadece içinde kalbini sıkıştıran nefes almasını güçleştiren bir sıkıntı vardı...
"Bilmiyorum."
Verebileceği en mantıklı cevabı vermişti lakin Beyza'yı tatmin etmemişti.
"Nasıl bilmiyorum neymiş benim biriciğimi üzen söyle döveyim hemen."
Nisa Beyza'nın söylediklerine tebessüm etmişti.Yine aynı şey oluyordu.Ne zaman böyle bir hale bürünse onu güldürmeye çalışıyordu.
Nisa Beyza'nın ellerini tutup derin bir nefes aldı.
"Aslında birşeyim yok.Sadece içimde sebepsiz bir sıkıntı var.Ama geçer merak etme."
Beyza Nisa'nın ellerini sıkıp konuşmaya başladı.
"Biliyorsun ki bizim birbirimizden başka kimsemiz yok.Bir de Yüce Mevlamız var.Ne olursa olsun eline iğne bile batsa bunu bana söylemelisin.Canını sıkan ne vasa bunu ben bilmeliyim.Çünkü sen benim olmayan kardeşimsin.Bana yaptığın iyiklerin bedelini ödeyemem.Seni böyle görünce bendede senin bu halin oluveriyor."
Nisa'nın gözlerinden bir damla yaş Beyza'nın eline damlamıştı.Bunların hepsini biliyordu.Lakin elinden birşey gelmiyordu.Anlatamıyordu.Bu değişik ruh halini anlamlandıramıyordu.
"Bende senin hakkını ödeyemem.Bir gün bana birşey olursa annemin yanında ol tamam mı?Onu hiç yalnız bırakma"
Beyza Nisa'nın dediklerini anlamamıştı.Böyle saçma bir düşünce ne diye aklına gelmişti ki?Şimdi o sıkıntının aynısı Beyza'nın da yüreğinde peyda olmuştu.Gözleri dolu bir şekilde çatık kaşlarla Nisa'ya bakıyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen?Ne demek bana birşey olursa nereden geliyor bu düşünceler aklına?Allah korusun bir daha öyle birşey duymayayım."
Nisa acı bir tebessüm yerleştirdi yüzüne.Beyza ne kadar duymak istemesede eninde sonunda olacak bir şeyi engelleyebilirmiydi?
"Neden kızıyorsun ki?Ölümü hatırlamadığımız için batmadık mı günah çukurlarına biz ölüm bilinciyle yaşasaydık bu halde olurmuyduk?Bu kadar ölümden korkarmıydık?"
Beyza Nisa'nın doğruluğun da eziliyordu.Haklıydı hemde yerden göğe kadar.Ama şuan bu atmosferi değiştirmeliydi.Zira Nisa'nın yanısıra kendiside kötü olmaya başlamıştı.Kardeşine yardım için gelmişti buraya.
Bir anda aklına çantası gelmişti.Bunu Nisa'ya söylememişti.Aslında söyleyememişti.Çünkü üzülmesini istememişti.Ama şuan konunun dağılması için söyleyebilirdi.
"Nisa sana söylemeyi unuttum.Benim çantam çalındı."
Nisa gözlerindeki yaşı silip şaşkın bir ifadeyle Beyza'ya bakıyordu.Beyza konuyu değiştirmeyi başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR "TAMAMLANDI"
EspiritualMis gibi kokular geliyorken mutfaktan yine Saadet hanımın gözleri dolmuştu.Allah'a binlerce kez şükrediyordu böyle hayırlı bir evlat nasip ettiği için.Düşünmeden edemiyordu acaba ne yapmıştı da ona böyle hediye vermişti Rabbi? Dolan gözleri şimdi ta...