3. BULMACA

24 1 0
                                    

Yerde yatan dört gencin ortasında duruyordu kanlı kılıç. Hepsinin uyanmasını bekliyordu. Bu kadar zor olmamalıydı. Birbirlerini yenmişlerdi. Uyanmak basit olmalıydı.

Aniden gelen tiz bir ses ile uyandı. Karnına gitti eli ama yara hissetmedi: "Nasıl olur? Yaram olduğuna eminim." dedi. Kafasını çevirince gözleri büyüdü, oradaydı işte. Ona zarar veren kanlı kılıç. Ağzı şaşkınca açıldı: "Bu olamaz. O burada ise Erza..." dedi içinden korkuyla. Erza'ya döndü, yerde masumca yatıyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu sanki. Kızın yanına ilerleyip dürttü.

Koluna batan binlerce iğnenin acısıyla uyandı. Beyaz saçları görünce kaşlarını çattı. Ona bu acıyı o mu vermişti? Yüzünü kızın saçları arasında gözüken yere çevirdi. Kanlı kılıç oradaydı ve sapı ona dönüktü. Kılıca elini uzattı. Tam tutacağı sırada biri elini tuttu. Mirajeni olduğunu biliyordu: "Mira o kılıçta bir güç var ve bunu öğrenmem gerekiyor. İzin ver de bakayım." dedi. Mirajeni: "Hayır!" dedi. Erza elini kurtardı ve kılıcı zorla da olsa aldı: "Onca olay boyunca bizi birbirimize düşüren oydu ama bunu fark etmedik." dedi.

"Kırık kalbe döktüm,
Kandan göl oldu.
Ah, aşk!
Vah, aşk!
Oynun suyum oldu.
Aşıklar ağlarken
Kanım güç oldu.
Zayıfların yolunu çiçeğimle buldum.
Kanınla donattım.
Vah, savaş!
Ah, savaş!
Bunlar yolu bilmiyor." dedi kılıç. Erza ve Mirajeni şaşkınca ona bakakaldılar. Bu garipti. Erza: " Diğerlerini uyandıralım. "dedi. Mirajeni onayladı. Mirajeni Laxus'u, Erza Jellal'i dürttü.

Jellal hızla gözlerini açtı, demin nefes alamıyordu. Eğer gözlerini açmasaydı ölecekti. Bu nasıl bir güçtü ve onların zayıfın biliyordu.

Laxus birden parlayan ışık ile uyandı. Bir anda ışık sönmüştü. Ne oluyordu ona?

Kızıl kılıç dört gence baktı. Çok geç uyanmışlardı. Bu kadar olmazdı yani. Yazar olmasa belki ölmüşlerdi. Hoş, Yazar canı sıkıldığı zaman melek oluyordu. Şanslıydılar yani.

Erza eline kılıcı aldı:" Bulmacalar buraya da gelmiş. " dedi. Mirajeni onayladı: "Demin söylediği sözler belki ipucu olabilir." diyerek. Laxus Mirajeni'yi yanına çekti: "Tuzak olması muhtemel." dedi. Erza: "Suçlamaları o zaman kabul ederdi." dedi. Laxus: "Ne ara bu kadar bilgiye sahip oldun?" deyince Erza korkunç bir gülümsemeyle: "Daha öncekilerden." dedi. Jellal: "Yani canlı çıkan var." dedi. Erza güldü: "Evet, var ama o da bize yardım etmiyor." dedi. Mirajeni: "Erza ne biliyorsun?" dediği an ortama bir sessizlik çöktü. Erza onlara şaşkınca bakarak: "Nasıl,  ya? Onlar bilmiyor mu, şimdi?" dedi içinden. Oysaki cevap açık ve netti. Ofladı: "Yazar." dedi. Laxus sinirle: "Ne var o kadında?" dedi. Erza: "Tek sağ çıkan o oldu. Hiç onun bizim ile bir arada olması dikkatinizi çekmedi mi? O burada bizim gibi savaştı ve sağ çıktı. Ama burası için o özeldi. Çünkü yetenekliydi. Belki en zor rakip o olacak. Ama unutmayın, o kadın burada çok seviliyor. Bir ihtimal ona aşık birileri bile var olabilir." dedi. Bir soluklanmak için sustu. İşte o an diğerlerinin aklına da Yazar'ın özel bir yeteneğe sahip olabileceği fikri geldi. Belki de bunca çaba boşaydı, ona karşı yorgun halleriyle hiç şansları yoktu. Ne kadar zayıf dahi olsa bu onları yenmesi için bir avantaj olurdu.

Yazar çiçeğin sustuğunu görünce rahatladı. En azından misafirlerinin kafasının karışmasına neden olmuştu. Bu da gayet iyiydi. Küreye tekrar baktı: "Cannibal kim güçlü?" dedi. Cannibal izleme izlemeyi bırakıp: "Onlar dememi bekliyorsan yanılıyorsun. Sen daha güçlüsün." dedi. Yazar başını sağa eğdi: "Bulmacalar kafa yorunca daha çok karışıyor." diye açıkladı Cannibal. İçinden ise: "Yine yırttık. Betrayal gelse de kurtulsam artık." geçiyordu çünkü işler ilk defa bu kadar ciddi bir seviyeye gelmişti. Oyun vakti biteli çok ölüm olmuştu, sadece dört kişi ölmüştü ama zaman kavramı burada sadece ölümler ile bir netlik kazanıyordu. Her nasıl oluyorsa onlar bunu böyle anlıyordu.

UNUTULMUŞ DUYGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin