İLK ZİNDAN

10 1 0
                                    

Yanan binalar, insanların çığlıkları, asılmış başlar, korkan çocuklar... Ve tüm bunca şeyin üstünde yükselen Ana Krallığın bayrağı. Hepsi mükemmel bir korkunçluk veriyordu. Tam anlamıyla acımasızlığın resmi bayrağıydı bu bayrak. Her şeyin başladığı zavallı köy ise krallığa yakın olan tek köydü.

Miroik Kartları'nın özelliği olan Anı Yakalayıcı, geçmişe dair her ince detayı yakalardı ve şanslarına bizzat bu anı yasayanların iz bıraktığı bir yere sahiptiler. Bunca anın yan etkisini bilemeseler bile onlara güzel bir ders vereceklerdi.

Erza, çocukluğuna anında dönmüştü ve sıradaki köyleri sayıyordu: "Ori, Anvi, Koza, Senra, Sinra, Luimi, Kaina, Bati, Jinri ve son olarak Oraga." diyerek yutkundu. Mirajeni şokla: "Oraga'ya da mı saldırdı? " dedi. Erza başını salladı. Zeref: "O kadar kördü ki eşinin köyüne bile saldırmıştı fakat Oragalılar çok güçlüydü. Onlar çok hızlı fark etmişti ve saldırıları geri püskürtmüştüler. Kimse onlar kadar güçlü olamazdı. Kral o soyun en zayıf kızıyla evlenmişti. Çoğu kişiye göre kral bu yüzden güçleniyordu. Aslında ise kraliçe kraldan daha asil, daha zeki ve daha güçlüydü. Sonuçta Oraga doğumluydu. Sadece onların tüm zaafları onda toplanmıştı o kadar." Erza ve Mirajeni buna çok şaşırdı. Erza:" O zaman o nasıl durduramadı?" dedi. Zeref omuz silkerek:" Eşinin köyüne saldıran aşık bir kralı, eşi nasıl durdursun?" dedi. Herkes ona bu konuda hak verdi. Oraga güçlü olmasa orası da harap bir köy olacaktı. Ancak halkı oldukça güçlüydü.

Jellal dayanamadı:" Kralın acımasızlığının elbette bedelini krallık ağır ödedi. Sonuçta aşk unutuldu. "dedi. Zeref şaşkınca:" Ne? Yani siz onu ceza mı sanıyorsunuz?" dedi. Hepsi başını salladı. Zeref bıkkınca:" Yazar daha önemli bir duyguyla onu aldı. Onun acısı o kadar berbat ki onun ne olduğunu unutturuyor, Yazar ve küreler onun ne olduğunu biliyor. En ağır bedeli korkak bir halk ve krallık ödedi, derdi ihtiyarlar. Ama bunun burada olacağını söylemezlerdi. Kral hakkında bir rivayet ise karısının hamile olduğuydu." dedi. Bir anda hepsi:" Ne?" dedi. Zeref başını salladı:" Krallığın bir varisi olacaktı ama artık kesin bir varisi yok." dedi. Laxus:" O zaman kim başa geçecek?" dediğinde Zeref:" Sağ kol." dedi. Laxus yutkundu:" O herif başa geçerse daha beter olur." dedi. Jellal olumlarcasına mırıldandı. Herkes sağ kolun kim olduğunu biliyordu.

Küller arasında koşan kadına döndüler. Mirajeni'nin dikkatini çeken şey kadının peleriniydi. Sonra koştuğu yöne baktı ve onun ardından koşmaya başladı. Diğerleri ise merakla onu izliyordu. Erza ise kadına daha dikkatli baktı. Ve Mirajeni'nin ne gördüğünü anladı. Koşarak o tarafa gitmeye başladı.

Kadın arkasındaki iki ruhu hissediyordu ama göremiyordu. Tek derdi şu an da üç küçük çocuktu. Yıkılmak üzere olan binanın içine atladı ve beyaz saçlı çocuklara baktı. Hepsi annelerini ve babalarını bekliyordu. En büyük olduğuna inandığı kızı ayağa kaldırıp dışarı fırlattı. Sonra diğer ufaklığı ve kucağına en küçüğü alarak dışarı çıktı. Ama garip sesler ona farklı bir yönü söylüyordu. Onlara inanarak o yönden gitti. Ufak çocuğu oradan fırlattı ve binanın üzerine yıkılmasına izin verdi.

Mirajeni ağlamaya başladı. Onu kurtaramadığı için tekrar canı yanmıştı, bu sefer kurtarabilirim diye düşünmüştüm. Fakat tekrar ölümünü görmüştü. İyi yanı ise nasıl yandığını bu sefer görmemişti. Ya da o öyle sanıyordu. Oysaki küçük Mirajeni onun yanışını görmüştü. Hem de aynı detaylarda görmüştü ve aynı tepkileri vermişti.

Zeref şaşkın Mirajeni'nin yanına gidip omzunu sıkarak: "Zamanı ve acıları asla değiştiremezsin. Bunu Yazar ve Zindan dahil kimse yapamaz. Bu gücün yetkisi kimsede yok." dedi. Bunu çok iyi biliyordu çünkü yıllarca bunu araştırmıştı ve hep aynı olumsuz sonucu almıştı. Kimse zamanla oynayamazdı. Bir düzenek kurulmuştu ve o düzenek aynı şekilde durdurulamaksızın işlerdi. Ayrıca buna karışmayı deneyenler tam başında ölürdü. İşte bu yüzden Zeref onlarla gitmemişti. Bu ufak deneyim onlara oldukça iyi bir ders olsun diye.

UNUTULMUŞ DUYGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin