KIRIKLAR

16 1 0
                                    

Hepsi yorgundu. Acıları ile durmadan savaşmak onları yıpratmıştı. Yazar gerçekten onlarla oynuyordu ve onlarda buna izin veriyordu. Daha fazla ayakta kalmaları ise şans olurdu.

Erza'nın aklında Yazar'ın o gün, o an da neden onları kurtardığını soran binlerce soru işareti vardı. Biliyordu ki Yazar asla sebebi olmasa böyle bir şey yapmazdı. Aklına gelen tek şey can sıkıntısıydı. Jellal'e mola fikrini sorduğunda olumlu cevap aldı. Sessizce otururken Jellal'in kulağına: "Neden Yazar bizi korudu?" diye sordu. Jellal: "Dış dünyada büyük bir olay oldu. Eğer olmasa durdurmazdı oyunu." dedi. Erza anladım manasında başını salladı. Şimdi ise aklında o kadar büyük bir sorunun ne olabileceği vardı. Jellal'e dönüp: "Krallık olabilir mi?" diye sordu. Jellal olumlu anlamda başını salladı, içinden: "Muhtemelen o zaten. Canavarlara karşı bir direniş için yaptıysa bile laneti kullanmış olmalı. Acaba Yazar buna neden engel olmadı? Dış dünya ile bağlantısı bu kadar zayıf olamaz, ayrıca kralla gücü denge denk. Bir neden olmalı. Herhangi bir neden. Ama ne? Yazar seni bulunca tüm sorularımın cevabını alacağım. Ne pahasına olursa olsun." dedi.

Kitabı kapadı genç kadın. Gülümsedi: "Ne pahasına olursa olsun cevabı bulmak istiyor. Miroik gibi güçlü bir muhafızı yense bile daha yolu var. Hem kara büyü zayıfladığı kadar ışık büyüsü de yok oldu. Hey, Cannibal!" dedi. Şu an Betrayal'ı dinleyecek gücü yoktu. Yokken Cannibal'la konuşmak daha iyi olurdu. Bir ihtimal krala tuzak bile kurabilirdi. Aklına Sadgloom ve Happy geldi. Önce iğrenir gibi oldu, sonra gülümsedi: "Feda edilebilir." dedi.

Cannibal duyduğu çağrı ile takibi bırakıp Yazar'ın yanına gitti. Tehlikeli bir iş umuyordu ama Betrayal'ı göremeyince: "Fidelity öldü, Betrayal etrafta yok. Kızın hükmü bende mi? Vahşileşme vakti geldi." dedi içinden. Sonra Yazar'a: "Beni çağırmışsın." dedi. Yazar başını salladı. Fikir önceliği hep onlardaydı. Bunun mutluluğu ile: "Altı kişi kaldı." dedi. Yazar'ın bunun farkında olduğunu anladı. Sakince: " O dörtlü dert olmaya başladı. Miroik acımasızca saldırsa bile sağ kalabilirler. O yüzden sonuna kadar onlara tuzak kuralım. Birde oyuna aniden giren kral var. Onun destekçisi bir düşmanımızda yanlarında. Onlarla özellikle ilgileneceğim." dediğinde Yazar: "İstediğini yap. Herkes burada feda edilebilir." dedi. Cannibal: "Peki." dediyse de içinden daha farklı şeyler geçiyordu: "Ne acımasızlık ama bu zindanla beraber her şeyi feda etmeye hazır. Dur, bir saniye bu zaten olacak olandı. Sadece erkene çekildi. O zaman Betrayal... Tanrım, o bunu bilmiyor. Onun yanına gitmeliyim." ve bu sözler aklındayken Yazar ile görüşmeyi hızla ve kısa bir hareketle sonlandırdı.

Betrayal, kral içeri girdiğinden beri ters giden bir şey olduğun farkındaydı. Bu yüzden Yazar'ı feda edebileceği bir tuzak kurmalıydı ama böyle bir tuzak burada bir kişi tarafından yapılıyordu. Uzun gelen ama kısa bir süredir onun yanındaydı. Onunla konuşmayan ama Yazar'a aşık küçük kuşun yanındaydı.

Kapşonlu genç önünde duran küreye baktı. Ondan basit bir istekte bulunmuştu ama tuzağı riskliydi. Genç: "Burada güçlü olan her şey intikam için ölüme bile hazır, ölümü geçtim sırların ortaya çıkma ihtimali var fakat yapacak bir şey yok." dedi içinden. Küreye bakarak: "Peki."dedi. Tuzağı tasarlamak için ayağa kalktığında küre çoktan gitmişti. Seslice: "İmha öncesi hazırlık için biraz erken ama göz yummam lazım sanırsam."diye düşüncesini dile getirdi. Kimse onu duyamazdı. Sayıları azdı ve herkesin kendi işi vardı. Şu anlık özgürdü. Bu özgürlüğünde derin derin nefes aldı ve Yazar'ın yanına gitmek için odadan çıktı. Gittiği yolda fısıltı sesi duyunca duvara sokuldu ve kapşonu ile yüzünü iyice kapadı.

Mirajeni Laxus ile geçen olan olayları olabildiğince fısıltıyla konuşuyordu. Düşmandan misafire, misafirden düşmana dönüşmek ona çok karmaşık geliyordu. Laxus ile kaybolduğu bu yolda eğer sona varırsa ne olacağını düşünüyordu. Bir an seslice: "Yazar ölürse çıkarımız ne olacak?" diye düşündü. Herkesin merak ettiği ana soruydu. Tuzak dolu bir yerde hapsolmuşlardı ve dostları muhtemelen ölüydü. Kimse ölen Yazar'ın intikamı için çıkabilecek olan bir varlığın varlığı var mıydı bilmiyordu. Ama duvarla bir gibi duran genç fısıltıdan yükselen bu sorunun cevabını biliyordu. Genç onların duyamayacağı bir ses tonunda: "Geliş amacınıza bağlı. Eğer intikam ise intikamı alınacak. Para ise halkınız fakirleşecek. Eğer ki güç ise ruhunuz emilecek karamsarlık ile." dedi. Ve görünmeden ilerlemeye başladı. Laxus bir saniyelik gördüğü hareket ile savaş pozisyonu aldı. Mirajeni: "Ne oldu?" diye sorduğumda Laxus duvara bir yumruk atıp: "Herifin biri dibimizden geçti ve onu fark edemedik. O an saldırırsam size bir şey olur diye böyle durdum ancak beni tınlamadı bile. Ona karşı o kadar mı zayıfım?" diye bağırdı.

UNUTULMUŞ DUYGUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin