Güvenmek başlı başına bir oyundur. Kendini bırakana kadar uzaklık kavramına sarılı piyon, şahın hamlesinden korktuğunda vezire sığınmayı öğrenir. O halde güvenmek, vezirin piyona olan aşkından mı doğacaktır?●●●
"Nasıl senin koruman altında olacağım?" dedim kaşlarımı çatarken.
Dudağını yaladıktan sonra derin bir nefes aldı. Tavırlarından bir şeyler anlamak zordu. Kapalı bir kutudan farksız olduğunu düşünmüştüm. Buna rağmen onu ilk gördüğümde, kalbine kadar görebileceğimi hissetmiştim.
"En azından yurt olayını atlatana kadar. Bu konuda sana yardım edeceğim."
Sanki 'yüz vermiyorum, sadece durumuna üzüldüm.' demesi için uğraş verdiği bir bakış vardı suratında.
Seni sevemem diyen bu yaralı adam şimdi bana yardım edeceğini söylüyordu. Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken gözlerine bu kadar uzun süre bakmamaya çalıştım.
"Pekala." dedim elimi sallarken. "Nasıl koruyacaksın beni?"
Alay edercesine bir gülümseme oluştu suratında. Kaşlarımı kaldırdığımda bakışlarını kaçırarak güldü.
"Özel koruman olmayacağım, herhalde."
Öyle bir beklentim yoktu. Kendimi korumaya alışkın olmaktan ziyade, insanlardan uzak durarak başarıyordum bunu en azından.
Temkinli bakışlarıma karşılık açıklamada bulundu.
"Bir süreliğine, evimde saklanabilirsin."
Uyarırcasına işaret parmağını kaldırdı.
"Sadece bir süreliğine."
Kaşlarımı çattım. Gerçekten bu çok saçmaydı. Yoksa şu hep karşılaştığımız erkek tiplerinden birine mi rastlamıştım? Hadi ama!
"Beni kurtarmanı isterken evine götürmeni istemiyordum. Amaçlarını başkalarına sakla."
Bıkkınlıkla ofladı. Sanki başlı başına bir sorundum onun için.
"Başkası olsa 'beni sevsene' diye dolaşan bir kızı gözü kapalı götürür. Ama ben seni istesem de sevemem." dedi hafif eğilerek.
Sanki her kelimeyi özellikle aklıma sokmak istiyordu. Biraz daha eğildi ama bu sefer konuşurken yüzüme değil arkamdaki ağaca bakıyordu. Göz teması kurmak istemediği aşikârdı.
"Hem, tek başıma yaşamıyorum. İki ev arkadaşım var." dedi iki parmağını kaldırarak.
Dudağını büzdü."Bunların yanı sıra,eğer seni kurtarıyorsam-ki bu yalnızca bir süreliğine- kuralımız var."
Kural? Ne dediğini anlamamıştım. Gözlerini tekrar gözlerime sabitlediğinde şaşkınlığımı görüp geri çekildi.
"Bana duygusal birşeyler beslemek yok."
Bu kadar mı uzak durmamı istiyordu?
Tepki vermediğimi farkettiğinde vurgulamak istercesine tekrarladı."Yasak."
Yumrumlarımı sıktım. Ben kimseye duygusal bağ besleyemeyen bir kızdım zaten. Yalnızlığa mahkûm edileli çok uzun süre olmamıştı.
"Tamam,kurala uyacağım. Bir daha da sana 'beni sevsene' gibi laflar etmeyeceğim." dedim ayakkabılarıma bakarken.
Bunu yapmak zorundaydım. Bana ondan başka yardım edecek kimse yoktu. Eğer şimdi ona tutunmazsam, birdaha hayata da tutunamazdım. Merhametsiz ve sevgisiz bir yurtta bir yılımı geçirmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Teen FictionYaşamdan vazgeçmiş bir kız, ölümden daha derin birine el uzatırsa ne olur? Kanatları kırık kelebek, görkemli büyük denize uçabilir mi? Peki ya bu deniz, kelebeği asla bırakmak istemez, ona dalgalarıyla sarılırsa, ne olacak? ••••••••• "Araftı o. Ald...