"Savaş!" diye seslendim odasına doğru giderken.Kızlar evde yoktu.Zaten Mine utancından, pek bizimle karşılaşmamaya çalışıyordu.O yüzden onları pek görmüyordum.Bu da işime geliyordu açıkçası.
"Savaş!" diye bir kez daha bağırdım ve odasının kapısını açtım orda da yoktu.
Hızla aşağı inip etrafıma bakındım.Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.Anahtar sesiyle kapıya döndüğümde bunun Savaş olduğunu anlamam gecikmedi.
"Ya neredesin?" dedim telaşla.
Şaşkınlıkla telaşlı halime baktı.
"Ne oldu?" dedi anahtarı masanın üzerine bırakırken.
"Seni göremeyince işte..." dediğimde gülerek yanıma geldi.
"Korktun." diye cümlemi tamamladı.
"Biraz."
Yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Kahvaltı ettin mi?"
Omuz silktim.
"Aç değilim."
Şaşkınlıkla suratıma baktı.
"Senin aç olmaman alışık olduğum bir durum değil."
Omzuna vurduğumda güldü.
"Gergin gibisin.Bir şey mi oldu?" diye sorduğunda hayır anlamında başımı salladım.
"Çatıya çıkalım mı?" diye ani bir soru yönettiğimde dudağını dişleyerek güldü.
"Uçasın gelmiş yine."
"Bilmiyorum,belki."
"Peki, o zaman." dedi ve elimden tutup merdivenlere yöneldi.
"Ama bir dakika." dediğimde durup bana döndü.
"Ne oldu?"
"Bunu da almak istiyorum." dedim ve elini bırakıp masanın üzerinden, Savaş'ın hediyesi olan kelebek akvaryumunu aldım.
"Geceleri de sarılıp uyuyor musun?"dediğinde gayet ciddi bir şekilde cevap verdim.
"Hayır, suyu dökülür o zaman, salak."
Kahkaha attı ve elimden tutup yukarıya doğru çıkarken konuştu;
"O derece mi ya? Bunu bu kadar sevmene, sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim."
"Sevin bence." dedim merdiven kenarlarında parmaklarımı gezdirirken.
"İlk defa bir şeyi senin kadar seviyorum."Çatının ağır kapısını açarken bir anlığına bana baktı.Gülümsedim.
"Yani demek istediğim..."
Eğilip dudağıma minik bir öpücük kondurdu.Bu ani hareketiyle karın boşluğuma yumruk yemiş gibi hissederken, bir yandan da garip bir şekilde içimde bir şeyler kopmuştu.
Bana gülümseyip kapıyı açtığında arkasından çatıya çıktım.Gidip çatının en uç kısmına oturdu.Zıplayarak gittim ve ben de yanına oturdum.Yükseklik korkumun, Savaş yanımadayken hiçbir önemi kalmıyordu.
Yüzüme vuran ışık, gözlerimin istemsizce kısılmasına neden oluyordu.
"Hava çok güzel." dedim gözlerim kapalı bir şekilde gülümserken.
"Yağmur yağsa, keşke.""Yağmur mu?" diye sorduğunda gözlerimi açıp ona döndüm ve başımı salladım.
"Ağlayacak mısın yoksa?" diye tekrar bir soru yöneltti.Ağlamayı sevmezdim.Bu yüzden ruhum daraldığında, yağmuru izler, gökyüzünün benim yerime ağladığını düşünüp rahatlardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Novela JuvenilYaşamdan vazgeçmiş bir kız, ölümden daha derin birine el uzatırsa ne olur? Kanatları kırık kelebek, görkemli büyük denize uçabilir mi? Peki ya bu deniz, kelebeği asla bırakmak istemez, ona dalgalarıyla sarılırsa, ne olacak? ••••••••• "Araftı o. Ald...