Yorumlarınızı bekliyorum 🙆
Siyah. Kendimde görebildiğim tek renk siyah. Etraf bulanık,birşeyden kaçıyormuşçasına süzülüyorum boşlukta. Siyah minik bir japon balığıyım şimdi. Fanusa hapsedilmiş küçük bir japon balığı. Bir çocuk durmaksızın fanusun camında gezdiriyor elini. Kimi zaman bir kapıyı çalarmışçasına camı tıklatıyor.
Kendimce selamlamak istiyorum onu. Korkuyorum aslında,bir de çok yorgunum. Okyanuslar aşmış ama sadece bir deniz köpüğü kadar bile ilerleyememişim sanki. Suyun derinlerine inmek istiyorum ama başaramıyorum.
Fanusla oynayan çocuk yok şimdi. Tam karşıma yerleştirilmiş büyük akvaryum ilgisini çekmiş olacak ki, yalnız bırakıldım. Gözlerim beni şaşırtmıyor, hücrelerimdeki korku kendini güvene bırakıyor tekrardan.
Onu gördüm.
Siyahlığımın aksine sonbaharda güneş batarken ufuk çizgisindeki parıltıdan daha ışıltılı,daha görkemli. Tanrım onun yanına gitmek istiyorum. Işıltısına rağmen, siyah bir japon balığıyla yüzmek isteyeceğini sanmıyorum.
"Açelya."
Bu ses tanıdık, çok tanıdık. Sanki daha önce duydum bu sesi. Biraz daha dikkat kesiliyorum büyük akvaryuma. Işıltılı büyük balık, parıltılı pulları olan bir başka balığın yanında. Ne olduğunu bilmediğim ama aşina olduğum bir his sarıyor bedenimi. Kuyruğum ağır gelirken, oksijen solungaçlarıma yetmiyor gibi. Oysa hiçbir problem yok.
Uzaktan bakmakla yetiniyorum.Büyük balıklar, görkemli balıkları sever. Siyah japon balıkları yalnızlığa mahkum balıklardır. Yalnızca uzaktan izleyebilirler. Ne şanslılardır ki büyük balıkların aşkına şahit olarak 'aşk' ı öğrenirler.
Japon balıklarını ömrü kısadır. Ancak bir sihir ile sonsuzlaşırlar. Büyük balık, japon balığına aşık olduğunda ömrünü onunla paylaşır. Siyah japon balığı, büyük balığın beyazına karışır.Onda grileşir, hislerini ancak o zaman farkeder. Ve vakti geldiğinde ikisi de sonsuzluğa karışır.
Büyük balık, japon balığının yaşaması için ömrünü paylaşır, ölümü kabul eder. Oysa japon balığı yaşamı boyunca büyük görkemli balığın ömründen giden yıllar için ağlayacaktır.
"Açelya!"
Gürültüyle yerimden sıçradığımda kesik kesik nefeslerle etrafıma baktım. Savaş başımda dikiliyordu. Suratıma anlamsızca bakarken gördüğüm rüyayı teyit etmek istercesine vücuduma baktım. Balık değildim. Bakışlarımı ona çıkardığımda gülüyordu. Dişlerinin arasına sıkıştırdığı dudakları kahkahasını gölgeleyemiyor, aksine süslüyor gibiydi. Dün ki konuşmamız aklıma geldiğinde istemsizce gülümsedim. Daha sonra telaşla ona döndüm.
"Rüya değildi değil mi?"
Ona attığım korkakça bakışlara bakıp güldü ve yaylana yaylana yanımdaki koltuğa oturdu.
"Bilmem."
Onun muzhip bakışlarına korkuyla bakmaya devam ettiğimde yüksek bir kahkaha patlattı.
"Gülme ya."
Gülümsemesini sildi ama hala tebessümü duruyordu. Suratıma eğildiğinde nefesimi tuttum ama o alnıma düşen saç tutamını sakince kulağımın arkasına alıp geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Teen FictionYaşamdan vazgeçmiş bir kız, ölümden daha derin birine el uzatırsa ne olur? Kanatları kırık kelebek, görkemli büyük denize uçabilir mi? Peki ya bu deniz, kelebeği asla bırakmak istemez, ona dalgalarıyla sarılırsa, ne olacak? ••••••••• "Araftı o. Ald...