Shakespeare sone 99 şiirinin sonunda;
'Bildiğim bunca çiçek var,her birinde gördüm şunu: ya rengini senden çalmış ya da canîm kokusunu' diyor.'
01.10
Pazartesi"Birdaha! Birdaha!"
Alkış sesleri artıyordu.
"Savaş! Sen tehlikeli bir adamsın."
"Vay canına gerçekten çok iyi."
Savaş yüzüne düşen saçları özenle birbirinden ayırırken güldü ve sanhenin ucuna kadar yaklaşıp alkışları teşekkür edercesine selamladı. Mikrofonu sapından çıkarıp eline aldı ve nefes nefese konuştu;
"Siz daha iyiydiniz. Teşekkürler." dedi sahnenin önünde kendinden geçen kıza gülümserken ve bir kez daha eğilip mikrofonu yerine taktı.
Kısa bir molanın ardından tekrar devam edecekti. Ne kadar yetenekli olduğunu kanıtlamanın verdiği gurur yüzünden okunurken yanımıza geldi.
Gülümsedim, saklamaya çalışmadım. Gerçekten beğenmiştim. Duygularımı saklamak istemiyordum. Bu yüzden kendimi engelleme gereği duymuyordum. Sonuç olarak beni görebilmesi gerekirdi.
"Şaşırttın beni."
Lafımla beraber dudağının kenarından güldü. Mine de çoktan bir kolunu onun omzuna dayamıştı.
"O kadar zaman sonra sahneye
çıkıyorsun ve biz burada öğreniyoruz. Alındım valla."Bakışları yavaşça Mine'ye dönerken birşey demedi. Efsane içeceğinden bir yudum alıp lafa dahil oldu.
"Ben tahmin ediyordum aslında."
Savaş şaşırırken biz de pek anlam verememiştik açıkçası. 'Nasıl?' dercesine başını salladı Savaş.
"Dün sabaha kadar gitar sesini ben duydum, desem." dedi suçlulukla.
Güldüm. Ben hiçbir şey duymamıştım oysa.
"İnsan yardım eder, beste yapıyordum ben o zaman kızım." dedi Savaş açıklarcasına.
Beste...
Gerçekten beste yapabiliyor muydu? Kim bilir neleri düşünerek yazıyordu, neyden ilham alıyordu...
"Söyleyecek misin?" dedim heyecanla. Onun zihninden çıkan,onun duygularıyla harmanlanmış bir hikayeyi dinleyecektim ben, tabi ki heyecanlıydım.
Gözlerindeki ışıltı yanıp söndü.
"Söyleyeyim mi?" dedi dudağının kenarından gülümserken.Bu haline gülümsedim ve başımla onayladım. Saatine baktı ve kafasını salladı.
"Vakit gelmiş zaten."
Bize kısa bir bakış attıktan sonra tekrar sahneye çıktı. O kadar garip hissediyordum ki içerisi otuz yedi derece sıcaklıktayken ellerim üşüyordu.
Ben.
Savaş'ı
Görecektim.
Tam anlamıyla.
Mikrofonu ayarladıktan sonra seyircilere muzhip ve bir o kadar tatlı bir bakış attı ve sesi yankılanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevsene Beni
Teen FictionYaşamdan vazgeçmiş bir kız, ölümden daha derin birine el uzatırsa ne olur? Kanatları kırık kelebek, görkemli büyük denize uçabilir mi? Peki ya bu deniz, kelebeği asla bırakmak istemez, ona dalgalarıyla sarılırsa, ne olacak? ••••••••• "Araftı o. Ald...