19'Hayat Anahtarı

2.7K 170 198
                                    

Multimedya : Karakterler

Bu arada yorum ve vote sayısı, yeni bölümün daha çabuk gelmesi konusunda beni motive ediyor.Yorumlarınızı benimle paylaşın lütfen.Seviyorum sizi.İyi okumalar :)

Bu aralar çok duygusal sahne yazdım, o yüzden bu bölümün biraz eğlenceli olmasını istedim.Umarım beğenirsiniz.

Tamam tamam hadi gittim, okuyun bakalım...

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Açelya..."

Elimi saati kapatmak üzere komodinde gezdirdim. Hafta sonu olduğu için alarmı kapatmıştım aslında ama yine de çalıyordu. Telefon elime geldiğinde neden bu kadar sıcak olduğunu düşündüm. Aynı zamanda fazlasıyla yumuşaktı.

"Açelya burnumu bırakır mısın, güzelim?"

Hızla gözlerimi açtığımda tepemde sırıtan bir Savaş olduğunu görmem gecikmemişti. Elimle burnunu sıkıyor oluşumu anlayınca gülmeye başladım ve elimi çekip alnıma yasladım.

"Saatlerdir uyuyorsun. Kaç kere kaldırmaya geldim her seferinde tekmeleyerek geri gönderdin. Her şey hazır ve saatlerdir seni bekliyoruz." dediğinde yerimde doğrulup oturur konuma geçtim.

"Ne için?"

Yatağımın kenarına oturdu ve gülümsedi.

"Kıvanç sabahın köründe gidip alışveriş yapmış. Piknik diye tutturdu. Sana da küstü zaten. Odana gelip seni uyandırmayı denemiş ama 'Kıvanç senin kafanı sektiririm!' diye çığlık atıp odadan kovmuşsun."

Taklit ederken sesini inceltmişti ve bu daha da komik bir duruma dönüşmüştü. Kahkaha attığımda kapıdaki ses ile ikimiz de oraya döndük.

"Bir de gülüyor ya." dedi Kıvanç ayıplarcasına başını sallarken.

Kıvanç, kapıya yaslanmış sinirle bakarken gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

"Çok mu bağırdım?"

"Hem de nasıl."

Savaş da güldü ve bir şey hatırlamışçasına bana döndü.

"Ha bu arada sen uyurken telefonun çaldı birkaç kere. Bir bak istersen." dedi.

Kim arayabilirdi ki? Sorarcasına baktığımda omuz silkti. Yanımdaki komodine uzanıp telefonumu aldığımda çığlık atmamak için elimi ağzıma bastırdım. Şu an o kadar mutlu olmuştum ki!

"Ne oldu?" dedi telaşla. Gülerken bir şey yok dercesine elimi salladım havada.

"Hande aramış. Amerika' daki kuzenim. Ne zamandır görüşmüyorduk. Eğer aradıysa, bu kesinlikle güzel bir şey oldu demektir."

"Senin Amerika'da kuzenin mi var?" diye sordu kapıdan Kıvanç. İlgilenmiyormuş gibi yapıyordu. Boğazını temizlercesine öksürdü. "Güzel mi bari?"

Kuzenim gerçekten çok güzeldi. Hatta bazen ben yanında yumurta gibi durduğum için sinirlenirdim. Uçlara doğru açılan sarı saçları vardı. Modaya düşkündü ve Mine'yle yarışacak kombinler yaratırdı. Takı tasarlamakla ilgilendiği dönemler olmuştu. Uzun boylu, zayıf oluşu ise fiziğini mükemmel kılıyordu.

Sorusuna güldüm ve arama tuşuna basıp telefonu kulağıma götürdüm. Savaş Kıvanç'a ağzını oynatarak salak olduğundan bahsediyordu Kıvanç ise ne var dercesine ona karşılık veriyordu ama önemsemedim.

Sevsene Beni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin