6 ✠

4.2K 443 78
                                    

Multimedia; Bir adet Jin editi var. Arkadaşlar lütfen ama lütfen oy vermeyi unutmayın. İyi veya kötü, fikrinizi de belirtin lütfen.

"Ne?"

Söyledikleri hiç mantıklı değildi. Ne demek ablasıydı?

"Bak, bence şuan korktun ve iyi değilsin." dedim panikle. Evet, onunla birlikte benim de korktuğum bir gerçek vardı.

"Hayır, bak ... Tamam bu çok saçma gelecek ama az önce gördüğünü inkar edemezsin." dedi bir yandan da cama doğru ilerliyordu.

Arkamı dönüp kaçmakla, konuşmak arasında kısa bir seçim yapmam gerekti. Ama kızı görmüştüm. Bu benzerlik ya da başka bir şey değildi. Fotoğraftaki kızın aynısıydı. Ve bir anda camdan atlayarak gitmişti. Her türlü, bu işte bir gariplik vardı.

"Bununla ilgili... Bir fikrin var mı?" dedim onun arkasından bakarak. Omuzları, güçlü ve dik bir şekilde camın yanında duruyordu.

"Ablamın ölmediğini uzun zamandır düşünüyordum. Biliyorum, mantıksız ama bunun gerçek olduğuna inanıyordum. Bak, otur, sana anlatacağım tamam mı?" söylediklerini kısa bir süre tartmam gerekti. Bu işin nereye gideceğini çok merak ediyordum. Gösterdiği koltuğa oturdum. O da yatağına oturdu.

"Ablam dört yıl önce, bir trafik kazasında öldü. Arabayı kendi sürüyordu ve uçurumdan yuvarlandığını söylediler. Kendisi, arabayı oraya sürmüştü. Bedenini bir yıl bulamadım. Bir yıl, ailem o kadar umut doluydu ki. Ben... Her an ablamın, kapıyı çalıp geleceğine inandım. Ama öyle olmadı. Bir yıl sonra ceset bulundu. Tanınmayacak haldeydi ama kıyafetleri, ablamın kıyafetleriydi. Bunun yeterli bir delil olmadığını, DNA testi istediğimizi söyledik. Yapıldı da. Sonuçlar, o kişiyi ablam olarak gösteriyordu. Ama ortada o kadar büyük mantık hataları vardı ki." durup derin bir nefes aldı. Sanki bana değil de olayları tekrar kendine anlatıp, gözden geçiriyor gibiydi.

"Ablam... O intihar edecek bir tip değildi. Neşeliydi, normaldi. Normal bir genç kızdı. O yıl üniversite sınavı vardı, istediği bölümü tutturdu. Üniversite için ne kadar heyecanlı olduğunu tahmin edemezsin," durup gülümsedi. Sanki aklına anılar gelmiş gibiydi "Bavullar almıştı, yeni ayakkabılar... Her gün arkadaşları ile alış verişe giderdi. Bazen aldıklarını, yemekte hevesle bize gösterirdi. Her şey bir hafta içinde oldu. Ablam, birden çöktü. Çok belli olan bir şey değildi. Anne ve babam pek fark etmedi. Zaten çalışıyorlar, işten vakitleri yoktu ama ben fark ettim. Ablamda ki o değişimi hissettim. Konuşmayı da denedim ama başından savdı. Bir hafta sonra ise kaza haberi geldi. Ehliyeti bile yoktu. Araba sürebiliyordu ama asla izinsiz alıp gitmezdi."

Anlattıklarını kafamda toparladım. Söyledikleri mantıklıydı. Neden bu kadar neşeli bir insan, böyle bir şey yapsın?

"Belki anlatamadığı sorunları vardı?"

Kafasıyla onayladı "Evet, bende bunu düşünüyorum. Bir şeyler olmuş olmalı ve ölmedi. Bunu sende gördün, ben kafayı üşütmedim. Böyle, defalarca kez, onu gördüm. Bir iki sefer benimle konuştu. Bir keresinde 'Beni artık arama,' bile dedi. Ailem kafayı yediğimi düşündü. Şimdi, sen görmemiş olsaydın gerçekten kafayı yediğimi düşünürdüm."

Ne kadar zor bir durum olduğunu düşündüm.

Ablasına olan sevgisi ve özlemi, gözlerindeydi. Bu kadar sevdiğin bir insanın, bu kadar neşeli bir insanın birden vahşi bir şekilde intihar etmesi. Bir yıl kayıp olması, ardından cesedinin bulunması ve yıllarca yüzünü her yerde görmen. Gerçek mi değil mi ayırt edememen çok kötüydü.

"Ben... Gördüğüm şeyden eminim. O kişi, o resimdeki kişiydi." dedim. Bu işi zorlamaya gerek yoktu. Evet, oydu.

Öyle ya da böyle ablası hayattaydı.

Aklını Kaybetme [SeokJin]✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin