Aklını Kaybetme [SeokJin]✅

29 ✠

+10 VOTE

"YeJin nerede?" etrafıma bakınarak onu aradım ama ortalarda yoktu "Jin ile konuşmaya gitti," dedi NamJoon elinde ki kaşığı bana doğru sallayarak.

"Buranın güvenli olduğuna emin miyiz?" dedim merakla etrafıma bakarken.

"Emin olabilirsiniz. Burayı bilen çok az kişi var, kayıtlarda yok gibi bir şey." Dedi doktor Alex.

Evet YooJun ve Doktor'un dahi planı buydu. Doktor'un küçük dağ evine gelmek. Yani küçük olduğunu söylemişti ama o kadar da küçük değil.

"Doktor ayda ne kadar kazanıyorsunuz?" NamJoon'un aşırı patavatsızlık içeren sorusuna göz devirdim "Şöyle böyle işte," doktor mütevazi bir şekilde soruyu cevapladı.

"Beş eviniz olacak kadar mı?" artık dayanamayıp sahte bir şekilde öksürdüm "Sussana,"

NamJoon bana ne var der gibi baktı. Bende ona sinirle baktım.

YooJun evin etrafına bakmaya gitmişti. Jungkook karşımda gözlerini yere dikmiş oturuyordu. Arabada gelirken annesini merak ettiğini söylemişti. Onu hala yanımızda gezdiriyorduk. Onun için çok üzgünüm. YeJin ise sonunda kaçmayı bırakıp Jin ile konuşmaya gitti. YeJin'i bulduğumuzdan beri Jin ile konuşmaktan kaçınıyordu. Bunu az çok fark etmiştim ama onu hiçbir şeye zorlayamazdım. Şimdi ise kendini yenmişti.

İçeri giren YooJun soğuktan kızarmış burnuyla şöminenin yanına gitti. Evet bu küçük mütevazi evde bir de şömine vardı.

"YooJun," dedim aklıma gelen şeyle. Kafasını çevirip bana baktı "Şimdi ne yapacağız?"

Eminim odada ki herkes aynı şeyi düşünüyordu.

Ne planlarsak planlayalım hiçbir şey istediğimiz gibi ilerlemiyordu. Mutlaka bir yerde bir pürüz çıkıyordu. yooJun şöminenin yanından kalkıp, Jungkook'un yanına oturdu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı "İpi neresinden tutarsak aşağı çekiyor gibi, sinir bozucu." Sinirle saçlarını karıştırdı. Bu hareket en çok SeokJin'e yakışıyor.

"İşleri daha fazla uzatamayız. Annesini arayacağım," dedi Jungkook'u göstererek "İki gün içinde iyice toparlanalım ve şu büyükbabayla buluşalım."

"İyi de adam kabul edecek mi?" dedi NamJoon merakla.

"Adamın kızı onunla görüşmek istiyor hem de uzun bir aradan sonra. Ve çocuğu kaçırılmış bir şekilde. Bence buluşacaktır."

Kafam karışık bir şekilde ona baktım "Sonra ne olacak peki? Adam öylece her şeyi açacak mı bize?"

YooJun kafasını hayır anlamında salladı.

"Benim başka planlarım var."

- - -

"Hadi ama bebeklik yapıyorsun," dedim elimde ki kaşığı Jin'e gösterirken.

"İyi de tadı iğrenç,"

Omuz silkerek kaşığı tekrar ağzına götürdüm "Bunu doktor yaptı, sana iyi geleceğini söyledi. Yemek zorundasın." Üzerine basa basa konuşup ağzına kaşığı sokmaya çalıştım. Ama inat bir halde kaşığı geri ittirdi.

"Yemeyecek misin yani?" dedim sinirle bakarak. Kafasını sağa sola salladı "İyi bende gider Jungkook'a veririm. O sevdiğini söyledi. Sende burada aç aç otur." Yerimden kalkarken birden bileğimi tuttu. Tamam buna hala alışık değilim. Birinin bana dokunmasına hala hiç ama hiç alışık değilim. Tekrar yerime oturduğumda sinirle soludu.

"İyi ver, yiyeceğim."

Gülümseyerek tabağı onun önüne koydum. Tiksinerek de olsa tabağın hepsini bitirdiğinde bana küçük bir kedi gibi bakıyordu.