14 ✠

3.4K 373 239
                                    

Arkamdan ilerleyen Jin'i umursamak istemiyordum ama bu mümkün değil. Bir iki adım gerimde ben nereye gidersem oraya geliyordu.

Ve itiraf etmesi sinir bozucu olsa da birçok kızın gözü hemen arkamdaydı.

Bıkkınlıkla bir nefes verip hızla durdum. Jin'de aniden durduğunda ona döndüm "Cidden bir işin falan yok mu? Gidip mağazalara bak, bir şeyler ye, benim çevremde olmayan işlerle meşgul ol mesela?"

"Yok böyle iyi," derken sanki bir teklif sunmuşum gibi rahattı.

"Peki..." sinirlenmemem lazım. Bugünü kendime ayırmak istiyordum ama görünüşe göre bir bonus paketim vardı.

İlk işim elbette müzik çalar almak olmuştu. Listemde ki en önemli ve yegane şeyde buydu zaten.

Mağazalardan birini gözüme kestirip, arkamdaki varlığı umursamadan, içeri girdim. Hafta içi olduğundan neyse ki etraf kalabalık değildi. Hatta kocaman mağazada Jin, ben ve birkaç yetkili dışında sadece iki müşteri vardı. Mağazada rahatça gezerken bir yandan kıyafetleri elime alıyordum.

"Sen kendine bir şey almayacak mısın?" dedim Jin'e kolumdaki birkaç tişörtün bedenini kontrol ederken.

"Ciddi misin?"

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Hara ciddi olduğunu düşünerek cevaplıyorum burası bir kadın mağazası. Sütyen mi alayım kendime?"

Söylediği şeyle kafamı kaldırıp mağazayı süzdüm, evet tamamen kadın kıyafetleri ile donanmıştı. Yanaklarımın hafif kızarmasıyla kafamı umursamazca tişörtlere döndürdüm. Şımarık.

"Bu güzelmiş, alsana bunu." Jin kolumdaki tişört yığınına bir tişört daha eklediğinde boşta olan elimle tişörtü alıp kenara koydum "Beğenmedim."

"Daha bakmadın bile," şaşkınlıkla açılan ağzına keyifle güldüm "Öyle mi, yine de beğenmedim." dedim şirin bir şekilde gülerek.

"Cidden..." şaşkınlığını saklamaya çalışarak diğer tezgahlara yöneldi.

Bende dikkatli bir şekilde kabinlere girip, kıyafetleri denemeye başladım. Aslında hayatım boyunca kıyafet deneyen biri olmadım. Bedenim belliydi. Girer, beğenir, alır ve çıkardım. Şuan tek isteğim dışarıda ki uyuzu bekletmekti.

Yarım saatin sonunda Jin elinde birkaç poşetle yanımda yürüyordu. Elbette poşetleri taşımayı teklif etmedi. Ama kasada, kasiyer kadının yanında onu biraz bozunca, gönülsüzce taşımak zorunda kaldı.

"Sanırım şuraya girmeliyim," dedim ileride ki kozmetik dükkanını göstererek.

"Ne? Sen makyaj bile yapmıyorsun?" dedi Jin hayretle.

Omuz silktim "Belki yeni başlayacağım?"

"Çirkin suratını iyice çirkinleştir." ona hayretle bakma sırası bendeydi. Bu sefer sinsice gülüp ilerleyen ise o oldu. Hızla yanından geçip, ondan önce kozmetik dükkanına girdim.

Yüz bakım ürünlerinden aradıklarımı bulduktan sonra mat rujların olduğu kısma ilerledim. Bir tane almak istiyordum.

Görevli kadın gelip, bana yardımcı olurken Jin sıkılmış bir şekilde bizi izliyordu.

"Bence bu ton tam size uygun," görevli kadının elindeki mat ve açık tonlardaki ruja baktım "Denemek ister misiniz?" Kafamla onayladığımda kadının eli hızla dudağıma ilerledi. Atladığım bir nokta vardı, böyle yerlerde genelde makyajı görevli kadın yapardı ve ben öyle bir yere denk gelmiştim. Saliseler geçerken geriye doğru bir adım attım ve o esnada Jin'in oldukça yüksek çıkan sesini duydum "Dokunma!"

Aklını Kaybetme [SeokJin]✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin