Duygusal bir bölüm yazdım. Yazarken biraz Ağlamış olabilirim.
Duygusal bir müzik öneririm.
Neyse, umarım beğenirsiniz. Medya kio. Nasıl Olmuş?
Bana görüşlerinizi bildirin!
.
Büyük,geniş ve krem rengindeki ahşap Kapı yavaşça aralandı. Içinden çıkan sarı saçlı genç ağır adımlar ile yürümeye başladı.
Giydiği sarı tişört, siyah pantolon, beyaz yumuşak Tabanlı spor ayakkabıları ve bu görüntüyü tamamlayan beyaz doktor önlüğü ile dalgın bir şekilde yürüyordu, beyaz uzun koridorlarda.
"Merhaba, doktor Bill!" Dedi pembe önlüklü hemşire. Bill'in dalgın gözleri bir an dalgadan kurtulunca kafası yan taraftaki üç hemşireye döndü. Hafifçe gülümseyip başıyla selam verdi. Gözleri tekrar önüne dönünce tekrar dalgalandı düşünceler...
Doktoru ilk defa böyle gören hemşireler ise konuşmaya başladılar.
"Neden bu kadar durgun? Normalde oldukça neşeli ve deli dolu biridir." Siyah saçlı hemşire söylendi.
"Yeni doktor gelecek diye duydum. Bill'den bile daha zekiymiş. Gölgede kalacak diye korkuyor olabilir." Sarı saçlarını savurdu, ela gözlerini kıstı hemşire. Diğeri göz devirdi.
"Hadi ama.. o Bill Cipher! Kimseyi rakip olarak görmüyor ki!" Bu hemşirenin de siyah saçları topuz şeklinde ve gözlüklüydü. Ilk konuşan küt siyah saçlı hemşire derin bir nefes aldı.
"Ama kimse Bill kadar iyi değildi." Diyerek itiraz etti. Sarı saçlı atıldı.
"Acaba... onu tanıyor olabilir mi?" Hepsi sustu bir an. Yeni Gelen doktor olacağı söylense de, adı verilmemişti. Az ilerde görünen doktora doğru koştular.
"Doktor hanım! Yeni Gelen doktoru sen duydun mu?" Dedi sarışın. Çok açık kahverengi gözler onu bulunca üçü de boğazını temizledi.
"Bakın bayanlar. Bu sizi neden ilgilendiriyor bilmiyorum ama hastalar var." Doktor yürümeye başlayınca hemşireler birbirine döndü. Hepsi aynı anda konuştu.
"Dışarıdaki kafe!"
¤¤¤¤¤
Bill, elleri beyaz önlüğün cebinde yürüyordu. Boş bir koridorda aniden durdu ve cebinde tuttuğu- dün eski bir kitabı yanlışlıkla devirip bulduğu- eski fotoğrafı kaldırdı ve beynin verdiği görüntüleri kabul etti.
Sarışın çocuk yerde bağdaş kurmuş halde oturup, önündeki Lego taşları üst üste koymuş binalar yapmıştı.
"Sakin bir gündü... herkes mutlu mutluydu. Ama Yakınlardan gelen büyük ayak sesleri vardı!" Bir elinde su şişesi büyüklüğünde bir sarı kurt aldı ve onu yukarıya kaldırdı.
"Ben kurt, Bill! Ve şimdi bu şehri yok edeceğim! Bam! Bam!" Elindeki sarı kurt ile Lego'ları devirdi.