~CavŞırI~

739 58 75
                                    

Bakın~ 1307 kelimelik ile en kısa Hikayem~

Nasıl?

Jsbsjsbsjb gece gece kafayı yedim herhalde. Ama pişman değilim~

Yukarıdaki müzik ile dinleyebilirsiniz~



Dipper elini ensesine koyarak gerindi. Bu günlerde ona bir şeyler oluyordu. Nedensizce bir şeylerin kendince koptuğunu.. ve daha fazlası; geri gelmeyecek düşüncelerin, değişmesine neden oluyordu.

Dudaklarından dökülen nefesler eşliğinde ayaklandı ve ellerini ceplerine koydu. Hâlâ ne olduğunu bilmiyordu. Siyah, kırmızı ve gri renkleri onu çağırıyor, saçlarının kahvesine bile katlanamıyordu.

Yürüyüşleri hiç hızlanmaz, ağır ve yavaş olurdu. Adımları sessiz olurdu ve bu yüzden çok fazla bağırmaya kulak kesilmişti. Çünkü onu bir hayalet misali arkasında ve ya önünde bulanlar ne ara geldiğini anlamıyorlardı.

Odasından çıkarak aşağı indi ve elindeki kolyeyi boynuna taktı. Bugün gidilecek bir yer vardı. Bir kasaba. Fakat, Dipper nedense sevinemiyordu. O ürkek ve şefkatli yanının nereye kaybolduğunu anlayamıyordu.

Kasabaya kadar süren uzun yolculuk başlayınca da kafasını cama dayamış ve düşünceleri arasında kaybolmuştu. Mabel ise, yeni Dipper'ı çözememişti. Her gün gördüğü o kardeşi gitmişti. Bazen içine, Bill mi kaçtı diye de şüphe ediyordu. Ama Bill olsaydı çoktan belli ederdi.

Bir bakıma belliydi.

Mabel, ara ara da olsa Dipper'ın bazı tuhaf hareketlerini yakalamıştı.

Bir keresinde kardeşi ile birlikte lise çıkışında eve doğru yürüyorlardı. Fakat Dipper oldukça ruhsuzdu, önüne gelene çarpıyor ve küçük çocuklara kötü kötü bakıyordu.

Ah, unutmadan(!).

〽〽🔆〽〽

Bu şeylerin ilk başlangıcı olan zamanda; Dipper okuma gözlüklerini takmış ürkekçe yürürken ona çarpan birkaç sporcu bu durumu kullanmış ve onu iyice lafları ile sıkıştırmıştı. Dipper cevap vermekten çekinirken, birden bir şeyler olmuştu. Kalbindeki korku ile atan hücreleri uyuşmuş ve duyguları anlık olarak vücudunu terk etmişti. Öyle ki, içinde sadece atan kalbi varmış gibi hissetmişti. Bir tanker'in içine yankılanan yavaş kalp atışları gibi.

Mabel oradan geçiyordu sadece. Kardeşinin korku ve duygu karışımı olan gözlerinin birden donuklaştığını görmüştü. Ne olduğunu anlamadan, Dipper'ın gülüşünü duymuştu. Soğuk ve delirmişçesine bir gülüştü. Hafif ama herkesin dikkatini çekecek bir gülüş. Kucağına bastırdığı gereksiz görünen eşyaların yere düşmesine izin vermiş ve kafasını kaldırarak ona kaşlarını çalarak bakan sporculara, hiç de Tekin olmayan bir gülüş vermişti.

"Oh, tabi ya."diyerek önündekini iktirmiş ve kendine bir alan açmıştı. "Sizin gibi insanların bu kadar kör olduğunu unutmuşum." Gözlüğünü çıkarıp cebine koydu ve ilk defa saçlarını geriye atarak doğum lekesinin görünmesini sağlamıştı.

Karşıdaki sporcuların ani atağı ile ona gelen yumruktan kolayca yana kaymış ve eliyle yumruğun duvara hızla çarpmasını sağlamıştı. Yanından gelen büyük çatırtı ile elini geri çekip, dirseğine ters bir şekilde vurmuş, yumuşak dirsek içinin kırılan kemiği dışarı çıkartmasını izlemişti. Yanağına ve biraz da havaya sıçrayan kana bakarak duygusuzca gülmüştü.

Billdip Oneshot? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin