Uzunca bir bölüm ile geldim. Bölüm yazmam gerek gibi hissettiğim için yazdım. Umarım beğenirsiniz♥
Okul zamanları her zaman farklı olur. Ama bazı insanlar çok daha farklı hayatlar sürer. Yaşamı ve oluşumu ona lanet gibi gelir. Ama yapabileceği bir şey yoktur. Geceleri, sabahlara kadar kan ağlamak dışında.
Kırmızı,Siyahın ve beyazın büyük uyumu ile tilki,soluk kırmızı metal dolapların üzerinde durmuş, çalan zil ile birlikte kalabalıklaşan insanları izlemekteydi.
Baktığı her bir ayrı ruhun, kalbi ve beynini görüp, anılarına yol alıyor,daha sonra geleceğine gidiyor ve bir diğerine geçiyordu.
Aralarında; kısa kollu onca insan arasında, uzun Kollu giyen bir kişi dikkatini çekti. Siyah gözleri merak ile parlarken çocuğun geçmişini izledi. Geleceğine baktı. Umut ve hayallerini buldu. Beyaz; hasta maskesi takması diğer çocukların ondan uzak durmasını sağlıyordu. Gözlükleri ' ben ineğim!' Diye çığrınıyor, saçları ise yorgunum dercesine birbirine girmişti.
"Düşünceleri yüzünden olmalı. Hayır... umut arıyor." Tilki mırıldandı. Büyük kulaklarından biri arkaya dönünce kafasını da o çocuktan çekmişti. Gördüğü beş futbolcu kimliği ile dolanan insanlar, inek çocuğu gözüne kestirmişti. Tilki sessizce bekledi.
Futbolcu- havalı ve yakışıklı erkekler ordusu- hızla inek öğrencinin önünü kesti ve onunla alay etmeye başladılar. Çaresiz genç kaçmak için yalvarırken, sporcular vazgeçecek gibi değildi. Tilki gözlerini kıstı.
"Acı fazla. Kaldırma işlemi yetersiz. Kısaca inek kaçacak ve bir köşede ağlayacak. Eh, bu beklenilen bir şey. Değil mi kaktüs?" Tilki bitişik dolapların üstünde yürüyerek onlara yaklaştı. Kaktüs dediği inek öğrenci biraz daha açık maviye gidince hızını artırdı. Fakat beklenmeyen bir şey oldu. Onu fark ettiler. Birkaç çığlık ve bağırış.
"TİLKİ!! OKULDA VAHŞİ HAYVAN VAR!"
"ÖLDÜRÜN ONU!"
"İĞRENÇ!"
Tilki masum gözlerini onlara dikince yan tarafından gelen süpürge başı ile dolaptan aşağı düştü. Ayağa kalkmadı onu düşüren insanlara bakınca futbolcular olduğunu gördü. Gözlerini etrafta gezdirdiği sırada biri sertçe kuyruğuna bastı. Ağzından çığlığa benzer ses çıkarttı ve hırladı. Diğer biri başını ayağı ile yerde tutarken, ele başı olan sarışın tilkinin ön ayaklarından birinin üstüne bastı ve çıtırtılar sessizleşen koridorda yankılandı. Gözleri kocaman olan Kaktüs kendine gelerek öne atıldı ve sarışın genci geri iterek tilkiyi kucağına aldı.
"Karşı bile koymadı!" Diye sitem edip dışarı yöneldi. Sarışın genç sinirle peşinden gelip omzuna yumruk attı. Ne tuhaftır ki, diğeri sakince arkasına dönüp;
"Bir şey mi istedin?"dedi. Gözlerinde Masumluk varken, sesinde tehdit vardı. Sarışın geri adım atınca Kaktüs dışarı yöneldi.
"Ben de öyle düşünmüştüm."
*** bir saat sonra***
Tilki'yi veterinerlere teslim etti. Genç adam sarı saçları ve mavi gözleri ile oldukça cana yakın bir hava veriyordu.
"Merak etme genç adam. Ona çok iyi bakacağız." Sarı saçlı veteriner, tilki ile birlikte içeri girdi ve onu muayene etmek için metal masaya yatırdı. Tilkinin bu kadar uysal olması; özellikle de yaralıyken, onu şaşırtmıştı. Göz bebeğine bakmak için küçük ışığı aldı, gözlerine tuttu. Ama tuhaf birşey olmuştu. Işığı bırakıp, kaşlarını çattı. Hiçbir şey olmamış gibi ezilen kuyruğuna baktı. Ve kendine doğru çekmiş olduğu ön patisine.
![](https://img.wattpad.com/cover/104012529-288-k494447.jpg)