éļmàś

1.2K 88 131
                                    


"Hoşgeldiniz efendim."dedi mavi saçlı özel birimli genç. Karşısındaki adam gülümsedi.

"Seni de yorduk, kusura bakma evlat."dedi beyaz saçlı yaşlı gibi görünen adam. Mavi saçlı genç gülümsedi.

"Ne demek efendim. İşim hizmet etmek. Bakalım mı? " adam da onu onaylayınca birlikte yüksek güvenlikli yere girdiler. Girdikleri gibi de silah sesleri etrafını sardı. Arkadan gelen adamlar özel güvenlikçilerin hepsini tek tek öldürürken, mavi saçlı genç silahını çıkardı. Ama yanındaki yaşlı adam ondan önce davranarak silahı gencin elinden alıp ona doğrulttu. Genç şaşkın baksana da gözünü kararttı.

"Bu kadar saf olduğunuzu bilmiyordum bay Will. Sizden korkmamız gerekmiyormuş meğer." Will hiçbir korku gösterisi yapmadan ona baktı.

"Bunu neden yapıyorsunuz?"dedi. Adam iğrendiğini belirtir gibi baktı.

"Neden mi? Régent için yapıyorum tabiki. Ama şimdi Öleceksin." Adamın, adamlarından biri bağırdı.

"Elmas burada yok efendim!"adam silahı eliyle sıktı.

"Ne demek yok! Sen!" Will'e baktı.

"Bize oyun oynadınız! "Silahla göğsünden vurdu. Will keskin acıyla yalpalanarak geriledi ve dizlerinin üstüne çöktü. Eli kan akan göğsüne giderken, kafasını kaldırarak adama baktı.

"Bizim görevimiz başladığı zaman nefesimizi teslim ederiz. Şu gözlere iyi bak. Ne bir endişe göreceksin, ne de bir korku.  Beni öldürdüğün zaman eceleninin geri sayımı başlayacak."arkasına doğru dayandı will. Adam dalga geçer gibi gülümsedi ve silahı ile tekrar ateşledi.

"Acı içinde öl. Zaten pek bir zamanın kalmadı." Adamlar giderken will'in nefesi kesikleşmişti. Sesler tamamen susmuş gibiydi. Gözlerini kapattı. Telefonu çalıyordu. Hâli yoktu onu açmaya. Birinin geldiğini işitti, gözlerini aralayınca simsiyah biri vardı karşısında yüzünde bordo ve sarı kenarlı gözleri olan bir maske vardı. Üstüne doğru eğildi ve çalan telefonu aldı. Aramayı cevaplandırıp telefonu yere bıraktı. Ince ama uzun siyah paltosunun içinden, siyah eldivenlerinin tuttu yüksek kaliteli bir silah çıkardı.

"Alo? Will?" Telefondan gelen sesle bir silahı zar zor nefes alan gence doğrulttu. Gözlerini telefona çeviren will'in yüzü acıyla kasıldı.

"BANG! BANG!" iki el ateş sesiyle hem telefon kapanmıştı, hem de kameralar...

**

Diğer gün yanmış hâlâ yanmaya devam eden cesedi buldular. Silah sesleri geldiği zaman kapanan ve devamı olmayan kameralar onun will olduğunu doğrularken cenazesi kaldırıldı. Ayrıca onu ilk vuran adam ile sonra vuran adamı aranmasına rağmen bulunamadı...

..

****

Fransa tacının en güzel elması olan RÉGENT(137) ulusal müzeler birliği olan LOUVRE müzesinden çalındı. Bu elmas Golconda bölgesinde bulunan Regent'ı 1701'de  satın alan Thomas Pitt, bu elması Avrupa'nın birkaç hükümdarına, bu arada Louis XIV'e satmaya çalıştı. Fransa'nın naibi Orléans dükü, Regent'ın 1717'de satın alınmasını sağladı. 1792'de Sancy ve Taht'ın öteki Mücevherleriyle birlikte çalındıktan iki yıl sonra bulundu, Directoire tarafından rehin tutuldu, geri alınan bu elmas daha sonra Napoléon I'in kılıcını süsledi. Bugün Louvre'da korunan Regent, ünlü elmasların en safıdır. ; kütlesi bakımından da -137 kırat- ingiltere tacındaki CULLİNAM gibi (1905'te transvaal'de bulundu.) Dünyanın en iri elmaslarından biridir.

Billdip Oneshot? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin