•••21. BÖLÜMÜN SIRASI, WATTPAD HATASI NEDENİYLE 15 VE 16. BÖLÜM ARASINA KARIŞMIŞTIR. BÖLÜMLER SAYI SIRASIYLA GİTMEKTEDİR. 21. Bölüm ÖNCE OKUNMAYACAKTIR.•••• Keyifli okumalar, Aden Lina Devran'a hoşgeldiniz."
3.GÖZ
Aden, kahverenginin en can alıcı tonlarının gezindiği saçlarını afilli bir şekilde omzundan geriye attı. Güneş gözlüklerini kafasına geçirip, sandaletlerinin bağcıklarını bağladı. Evet, sandalet giymişti.-Annnnnneeeeeeeee!!!!!!" Sesinin gittiğine emin olurken, kapısını açıp merdivenlere doğru tekrar bağırdı. "ANNNNNEEEEÖÖÖĞĞĞĞ!" istediği cevabı ve annesini alamayınca ofladı. Bu sandaletler kendisinin sandaletleri değildi ki, Tutku'nunkilerdi. Koridorda bir göz gezdirdi.
-Tamam. Temiz." Derin bir nefes alıp iki adım attı ve çantasını omzuna asarak kapısını arkasından kapattı. Tutku'yu görmediği sürece giymesinde hiçbir mahsur yoktu.
Ediz'i görecekti. Düşüncesi bile içini böyle kaynatırken, yaşadığında hissedeceklerini tahmin bile edemiyordu. Her görüşünde o kadar garip oluyordu ki...
Kızların yanında olduğu kadar rahat olamıyor, ama hiç yabancı hissetmiyor, düzgün bir cümleyi nasıl kuracağını şaşırıyordu. Bir bebeğin söylediği ilk kelimeler kadar anlamsızdı Ediz için hissettiklerini tanımlamak.
10 Ay. Onu tanıyalı tam 10 ay olmuştu. 17 yaşının getirdiği en güzel şey Edizle tanışmakken, halâ onunla sevgili olabilmiş değildi.
Arkadaş da değillerdi, sevgili de. Birlikte zaman geçiriyor, gün sonunda bazen hiçbir şey söylemeden ayrılıyorlardı. Sanki konuşsalar aralarındaki bir şeyler bozulacakmış gibi...
Adımları salona doğru giderken, topuklu ayakkabısıyla genelde her zaman duyulan o tık tık sesleri olmadığından geldiği anlaşılmadı.
Salon kapısının ucundan gördüğü koltukta oturan Ediz ile nefesi münasip bir yerlerine kaçtı. Hemen duvara gizlendi ve yüzünde güller açtı.
-Kararını kesin olarak verdin mi?" Rüzgar'ın sesiyle konuşulanlara kulak kabarttı. Ne kararı? Yoksa evlenme mi teklif edecekti?
Ama evlenemezlerdi ki! Daha üniversitesi, meslek sahibi olması vardı bunun.
Ediz'den olacak bebeleri ara sıra düşünüp, onlara isim araştırsa da...tı tı! Oluru yoktu. Şimdilik.
-Evet. Verdim kardeşim, gidiyorum." Ediz'in sesi.
Gidiyorum.
Gidiyorum. Gitmek? Bunu beklemiyordu işte.
Kaşları havalandı kızın hayal kırıklığıyla. Yutkunamadı bile duyduğu cümleyle. Nereye gidiyordu, niye gidiyordu, ne zaman dönecekti?
Dönecek miydi?
-Aden'e söyleyecek misin?" Ağabeyinin sesi ve kurduğu cümleyle kendine geldi. Aden, kendisi yani... Kendine yabancılaşmıştı bir anda.
-Bilmiyorum. Söylemek için geldim, ama söyler miyim bilmiyorum." O an içeri girip bağıra çağıra Ediz'i tokatlamak ve gitmemesini söylemek istedi ama tek yapabildiği ağlarken kendisini gören annesine ses çıkarmaması için bir bakış atıp dış kapıya yönelmek oldu.
Söylemesini dilerdi. Fikrini sormasını, ya da her neyse işte. Böyle öğrenmeyi istemediğini biliyordu sadece. Gerçi o kimdi ki ona hesap soracaktı?
-Tabii ki hesap soracağım, beyinsiz hayvan!" Daha deminki kırgın hallerini bir kenara bırakıp arkasını dönmüştü ki Edizle burun buruna geldi. Bir adım geriledi.
-Gidiyorsun." Dedi sadece. Off, hesap da soramıyordu harbiden.
-Gidiyorum." Dedi Ediz de. Gözlerinden 2 damla yaş daha süzülüp, çenesine doğru aktı. "Ağlama Lina."
-Git." Genç kızın sesi öfkeliydi. Ama bunun bir çocuğun öfkesi kadar kısa süreli olduğunu biliyordu Ediz. Aden'i tanımıştı. Onu tanımak, hayatında yaptığı en iyi şeydi belki de. "Sadece..." burnunu çekip, gitmeden son kez yüzüne baktı genç adamın. "Sorsaydın keşke...Gel demezdin sen ama ben belki gelmek isterdim..." arkasını döndü ve topuklu ayakkabı giymediğine şükrettiren savsak adımlarla ilerledi bahçe kapısına.
Önlerine çıkan çetrefilli yollar, farklılıkları, hayatları her ne kadar insanların gözde büyüteceği, gözlerine sokacağı cinste olsa da aşk insana vurunca, yapılacak tek şey bunları aşmaktı. Aşmak, aşkın gözünün kör olduğu düşünülürse o kadar zor değildi.
"Ben şiir sevmem." Dedi Aden'in denk gelmeye çalıştığı gözlerini kızdan uzaklara çevirerek. Baksa, dokunurdu, dokunsa yakışık almazdı, biliyordu. "Ama şöyle diyim, senin için bir tane ezberledim."
"....Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden."
....
"Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır."***
Selaam! Özlendim mi? Evet dediğinizi varsayarak devam ediyorum.Bir süredir yoktum. Lisede çok uyuz olduğum, bana da uyuz olan üçlü bir kız grubu vardı. Herkesin vardır böyle sevmedikleri gerçi. Geçen gün annesinin öldüğü haberini alınca arkadaşımla cenazesine gittim. O iki kız yoktu o gün ama, ben oradaydım.
O da mecbur bana sarılıp, ağladı. Bazen düşman dediğine sarılıyorsun işte. Hayat seni kayıplarla sınadığında, ummadığın insan oluyor yanında. Onunla ilgilendim, hiç giremedim buraya. Yazdıklarınızı bugün okudum. Çok teşekkür ederim. ❤️
Yakında bir sürprizim var dedim, küçük bir kısmı buydu. Ama sürpriz bu değil.
Yorumlarınızı merak ediyorum. Sadece Aden'in hikayesini değil, diğerlerininkini de ayrı ayrı yazmayı düşünüyorum ama bakalım.
Şu mesaj çok garibime gitti. Bilmiyorum, yaşadıklarımı yaşasa kaldıramayacak çok insan tanıyorum ama burada hiçbirini anlatmadım tabii. Dolayısıyla beni hep mutlu görmeniz doğal :) Size ayıracak vakti kendim özellikle yaratıyorum aslında, sallamak bir yana önemsiyorum da.
Yahu bir de bende normal bir şey gören var mı? Yani yazdıklarımı okuduğunuzda, su gibi berrak bir psikoloji mi görüyorsunuz gerçekten? Sevinirim öyleyse ayol. Diyalogları, karakterleri okurken bunu çok normal bir insanın yazdığını düşünüyor olamazsınız herhalde milkalar..
Mutlu şeyler yazmam, çok mutlu olduğumu değil etmeye çalıştığımı gösterir aslında. Tıpkı burada çok acı şeyler yazıp, normalde bazı insanlar tarafından acı sayılmayacak şeylerle sınananlar gibi.
Umarım bunu da seversiniz. Belli aralık olmayacak, estikçe atıyorum biliyorsunuz.
Kendinize çok iyi bakın. Aşkla kalın. Sürprizi bekleyin.
Sevin,sevilin. ❤️❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçarı Aşk (THB-2)
RomanceAden Lina, babasından aldığı neşesi, annesinden aldığı sivri dili, daima havada gezen burnu ve her insanda etki bırakan badem gözleriyle tam bir 'plaza kızı'ydı. Adriana Lima'nın türkçe versiyonuydu. Beyaz atına veyahut fiyakalı bir arabaya binen pr...