3.GÖZ
Aden topuklu ayakkabılarıyla pıtı pıtı yürüyerek aynanın karşısına geçti. Toz pembe rengindeki masanın üzerinden iki küpe aldı eline. Yatağının üzerinde oturup, pantolonu ve ablasının zorla giydirdiği parıltılı siyah büstiyerle, telefonundan NBA oynayan Tutku'ya döndü.-Hangisi?" Sağ elindeki büyük halka küpeyi sağ kulağına götürdü. "Bu mu?" Ucunda küçük taşlar olan daha küçük, göz alıcı bir halkayı tuttu sol kulağına. "Yoksa bu mu? Ah yoksa ikisi de mi? Ediz gelecek bir şeyler de!"
-Sol." Dedi Tutku kıza bir kez bile dönüp bakmadan. Aden, ayağını yere vurdu sahte bir alınmışlıkla.
-Tutku bakmadın bile!" Genç kız, bu sefer elindeki telefonu bırakıp ofladı ve ciddi bir şekilde inceledi iki küpeyi.
-Baksam da bu kadar detayı anlamıyorum abla. Soldaki ama Ediz ağabey bununla ilgilenmez, ne hissettiğinle ilgilenir." Aden, çoktan kızın söylediği küpeyi kulağına geçirirken, aynadaki aksine bakıp sırıttı.
-İlgilenmesine ne hacet? İlgilendiğim her halimden akmıyor mu! Ay kız Tutku, şu hale bak." Aynadan gözlerini çekip, Tutku'ya döndü. "Aşk perisiyim be aşk! Eroslinayım, Afroden'im..." Kardeşi yerinden kalkarken, saçlarını attı omzunun üzerinden.
-Evet abla, çok gerekli sanki de benim gibi bir Athena'yı bile, Ares'e çevirdin. Şu halime bak. Disko topu gibiyim, sanki doğum gününde pastanın içinden çıkıp bale yapacağım." Aden, kızın aynadaki güzel haline sanki dünyanın en korkunç şeyini görmüş gibi baktığı haline bir kahkaha patlattı. Tutku'nun arkasına geçip kızın omuzlarını tuttu, çenesini çıplak omzuna yasladı.
-Öyle diyorsun ama benden büyük göğüslerin var kızım!! Nasıl yakışmış büstiyer bak bak, ikizlere bak.." Evet. Tutku için sınırdı. Oflayarak, bolca da gizliden söverek, telefonunu aldı ve kapıyı çarparak çıktı. Yaşıtlarından hat olarak biraz daha şanslı bir kızdı. Ama bunun dile getirilmesinden hoşnut değildi. Ne kızlar tarafından, ne erkekler...
Kapı tekrar çaldığında, daha "Gir." Demeden giren kişiyi tahmin etmek çok da zor değildi.
-Sanki kraliçe evleniyor, insene kızım çocuk gelecek birazdan sen hala...Çüüüş, o etek ne laaan?!" Tuna'nın telefonuyla uğraşırken içeri girip, kendisini görünce verdiği tepkiye gözlerini devirdi.
-Ay uğraştırma şimdi beni. Hadi hadi. Geldim, inelim." Tuna, ağzını açmış bir şey söyleyecekti ki kapıda kendisine dik dik bakan annesiyle çenesini kastı.
-Bu seferlik." Diye dişleri arasından tıslamayı da unutmadı. Şimdi oraya gideceklerdi, barmenin biri Aden'in bacaklarını kesecekti, Tuna çıldırıp, sadece kız hakkında düşündükleri için bile onun üzerine ağabeylik vazifesiyle atlayacaktı. Ediz'in doğum günü etkinliği de mahvolacaktı. Ne gerek vardı canım, değil mi? Neyse ki kendi kendini sakinleştirdi.
"Sen muhteşem bir erkeksin TunTun. O barmeni, gizlice de dövebilirsin."
Ah evet, Bade yengesi ona küçükken hep TunTun dediğinden bu onda aile arasında dalga geçilmek için kullanılan bir lakaptı. İç sesi de maalesef bu adı üstlenmiş, TunTun'a el birliğiyle sahip çıkılmıştı.
Adenle beraber indiklerinde Receple Tutku kapıdalardı.
-Annemler çıktı, biz de Recep amcayla çıkacağız." Adam, Aden ve Tutku kollarına girdiğinde yavaşça arabaya ilerledi.
-Önce beraber kutlayacaksınız.." diye konuşmaya başladı Recep, çocuklar kemerlerini takarken. (Kamu Spotu) "Büyükler falan da olacak yani, pasta kesilecek. Ediz'i Rüzgar getirecek mekana. Sonra akşam dokuz gibi, ben sizi bırakacağım gece klübüne. Dozunu kaçırmayın. Güvenlik olacak. Basın gelirse sıkıntı çıkmasın. Barmen kadın Tuna." Tuna'nın sıkıntıyla devirdiği gözler aniden ışıldadı. Kızlar ona dönünce, yanlış anlaşılmamak adına(!) açıklama ihtiyacı hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçarı Aşk (THB-2)
RomantizmAden Lina, babasından aldığı neşesi, annesinden aldığı sivri dili, daima havada gezen burnu ve her insanda etki bırakan badem gözleriyle tam bir 'plaza kızı'ydı. Adriana Lima'nın türkçe versiyonuydu. Beyaz atına veyahut fiyakalı bir arabaya binen pr...