Uçarı Aşk 43.Bölüm: "En Güzel Hediye"
3.GÖZ
Aden, aynada kendisine bakıyor ve bir farklılık görmeye çalışıyordu. Evet Ediz ne yazık ki haklıydı, hafif bir göbeği oluşmuştu ama o bunu balayından gelen tatlı bir ödemcik sanıp görmezden gelmişti.
Şimdi anlıyordu ki ödemcik değil tatlı bir fasulyeydi. Gözleri korkuyla karnında gezinirken, yanaklarını şişirdi nefesiyle.
Orada bir insanın yaşadığı düşüncesi...
-Ne zaman çıkıyodun sen ya..." dedi pembe ojeli parmaklarıyla karnını usul usul okşarken. "Dokuz ay ne, yorma anneyi erkenden büyü geliş çık. Ben korkmaya başladım." Bir hamilelik belgeselinde(?) mi bilmiyordu ama bebeklerin anneleri duyduğuyla ilgili bir şeyi hatırladı. "Boş konuşuyorum. Dinleme sen beni. İyice büyü... Şey... Ufaklık?" Yok olmuyordu, korkusunu içinden bir türlü atamıyordu.
Allah aşkına, ağda gerçeğini zor kabullenmişti bünyesi, doğum ağrısını nasıl kabullenecekti? Elleriyle boynunu yelledi, ensesi terlemişti girdiği düşüncelerden.
-Lina'm, hazırsan çıkalım." Ediz'in seslenmesiyle birlikte kazağını aşağı indirdi ve kaşlarını çatarak aynadaki aksine baktı.
-Sen sütaş ineklerine dönerken, o fidan gibi kalacak. Nasıl iş bu ya?" Evet kendi kendine biraz daha konuşursa bebeği deli olduğunu anlayabilir daha kötüsü deliliği ona da bulaşabilirdi. Bu yüzden sustu ve banyodan çıktı.
Karnına sarılan eller onu sıkıca tutarken, Ediz'in sesini duydu hemen arkasında. Sırtı ona yaslanmıştı ve dudakları, başını çevirirse birkaç santim ötesindeydi sadece.
-Nasılmış anne adayı?" Bu cümlenin kızı gülümsetmesini bekliyordu ama aksine omzunun üzerinden kendisine bakan Aden'in yüzünde endişeli bir ifade belirmişti.
Devamında kızın gözleri yavaşça dolmaya başladı.
-Ediz, ben yapamayacağım galiba ya..." ağlamaları önce hıçkırıkla karıştı sonrasında iç çekmelere dönüştü. Onun sırtını sıvazlarken, yapabilse kendisi doğuracaktı Ediz. Onu böyle ağlarken görmek, canını çok sıkıyordu.
Bir dizi ya da film için bile ağladığını gördüğünde -Starklardan Robb öldüğünde Aden ona bayılıp abartıyla överken delirmekte olduğundan genç adam sırıtmış, kız hıçkırıklara boğulmuştu- onu üzen şeye sinirleniyordu, ama kendi bebeklerine nasıl kızabilirdi ki?
-Sakin ol güzelim." Dedi onun sırılsıklam yanaklarını avuçlarken. Neyse ki binbir övgüyle kendine hediye aldığı maskarası suyla akmıyordu da ağlasa da bulaşmamıştı yüzüne.
-Ama öyle...Çok korkuyorum Ediz, ben onu nasıl büyütebilirim içimde? Bir insan! Hala inanamıyorum." Kahverengi gözlerini hayretle açmıştı, işin kötü yanı yüzünde endişenin yanında fazla erken gelen bir mutluluğun getirdiği ağırlık vardı.
-Bak, oraya gidelim, duruma bakalım. Doktor seni muayene etsin, sonra ne karar almak istiyorsan, düşünelim, arkandayım ben tamam mı?"
Yapabileceği en büyük fedakarlık olabilirdi, bebeklerinden vazgeçip bir cana kıymak... Ama Aden'i ruhsal olarak bu kadar yıpratacak ve korkutacaksa nasıl zorlayabilirdi onu buna? İstemediği bir mutsuzluğa nasıl sürüklerdi onu?
-Senin istediğini düşünmüştüm." Dedi kız, bu sefer de Ediz'in ondan vazgeçebilme ihtimalini düşünerek kuruntu yapmıştı. Eli karnına sarılmıştı bu cümleyi söylerken ve bunu fark eden delikanlı gülümsedi. Ne kadar korksa da, onu şimdiden sevmiş, sahiplenmişti bebeklerini, sadece bilmiyordu deli kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçarı Aşk (THB-2)
RomanceAden Lina, babasından aldığı neşesi, annesinden aldığı sivri dili, daima havada gezen burnu ve her insanda etki bırakan badem gözleriyle tam bir 'plaza kızı'ydı. Adriana Lima'nın türkçe versiyonuydu. Beyaz atına veyahut fiyakalı bir arabaya binen pr...