Uçarı Aşk (THB-2)

1.2: "Kaybetme Korkusu"

Bu bölüm,

@gulgrgl16

@alenakba

@pemovi

Adlı can okurlarıma ithaf edilmiştir. Bu sefer çoğunluk mesajlardan seçtim. Seviliyorsunuz, hemi de çokça. Öpüyorum kocccaman. Keyifli okumalar güzeller! Takipte kalın! Xoxo

3.GÖZ
Aden'in şişmiş yanaklarına bakarak güldü Ediz. Kolasının son yudumunu kafaya dikerken de gözlerini çekmedi genç kızdan. Elindeki metal kutuyu iri elinde büzdü ve 2 metre ötedeki çöp kutusuna bakışlarını Aden'den çekmeden attı. Basket!

-Sevdin bakıyorum." Aden, serçe parmağıyla dudağına yapışan saç telini çekiyordu ki, lokmayı çiğnedikçe büzülüp düzelen ağzı sabitlendi.

Kalp taraflarından, boğaza taraf... Bi' kuvvet... Öksürmeye başladı.

-Helal helal..." kendini toparlayıp dolu gözleriyle kolayı içti ve yumuşatarak ıbiraz daha iyi hissetti.

-Şey...Evet, tadı çok güzel." Bu sefer ısırığını daha küçük aldı. En azından iki yanağını şişirmiyordu. Ediz, hiç konuşmadan kafasını sallayıp denize dalınca o da son lokmasını, genç adamın bakmamasının rahatlığıyla genişçe ağzına soktu.

-Yavaş Aden..." Görmüştü.

Acaba balık tutan amcanın oltasına tutunsa karşı yakadan çıkabilir miydi?

-Boğulma diye söylüyorum. İğrenmedim." Aklından geçeni okumuştu sanki. Aden de iğrenip iğrenmediğini düşünmüştü çünkü. Hızlı hızlı lokmasını bitirdiğinde kolasını yudumladı ve tabii ki sessizlikten sıkıldı.

Hadi ama, Aden'den bahsediyoruz. 5 dakika 42 saniyedir konuşmuyordu!

-Şey...Sana bir şey söylemek istiyorum..." Ediz sandalyesini düzeltti ve tamamen Aden'e döndü. Hem denizdeki bakışları hem de dizlerinin yönüyle. "Ediz, sen bana seni beğeniyorum dedin ya.."

-Evet." Derin bir nefes aldı genç kız. Demek ki kıymetli bir tarafından uydurmuyordu.

-Hıh... Ben de seni beğeniyorum. Ya işte biz niye böyle kasıntı duruyoruz ki, niye ağır ağır ilerliyoruz? Arrghh!" Anın heyecanıyla havaya kalkan ellerinin avuç içlerini dizlerine vurdu. "Neyiz biz? İlk defa ben soruyorum bu soruyu..." Ediz'in tek kaşı kalktı.

-Birbiriyle iletişimi olan iki insanız." Aden'in de o kaş kalktı.

-Sadece o kadar mı?" Ediz, dirseklerini dizlerine koyarken kıza eğildi masaya yaklaşarak.

-Ağzından laf koparabileceğin bir erkek değilim ben." Genç kızın bakışları da en az onunki kadar sertleşti.

-Laf alabilmek denir, laf koparabilmek değil." Ediz, kafasını sağa sola salladı nefes verir gibi gülerek. Ama içten bir gülüş değildi bu.

-Öyle mi? Ben saray eğitimi almadım. Enderun'da işler nasıl?"

-Tamam, uzatmayalım." Kötü başlayıp, güzel ilerleyen bir günün kötü bitmesini istemedi Ediz. Pes eder gibi bir nefes verdi.