UÇARI AŞK 42.Bölüm: "Beklenmedik Mutluluk"3 Ay Sonra
3.GÖZ
Aden, iç çekerek kapının eşiğinden geçerken, Ediz elindeki anahtarlığı vestiyere fırlatmış, ayakkabılarını çıkarmaya başlamıştı. Genç kız, yol boyunca birkaç kelime edip konuşmaya çalışsa da, adam o kadar öldürücü bir sessizliğe sahipti ki, açmaya çalıştığı tüm sohbet baloncukları, onun dikenleriyle patlayıvermişti.
Kapıyı kapatıp, kendisi gibi ayakkabılarını çıkaran kocasının peşinden bir kedi gibi sessizce yürüdü ve takip etti onu. Çıplak ayaklarının parkedeki seslerini duyan Ediz'in tüm o gergin sinirlerinden bir tanesi gevşedi ve dudağındaki kası harekete geçirdi.
Hafifçe gülümser gibi olmuştu ama yaşananlar aklına gelince tekrar ciddileşti.
Olay yaklaşık bundan 2 saat önce gerçekleşmişti. Babası Sinan Beyle özel olarak yemeğe çıkıp hal hatır sormak isteyen Aden, deniz kenarında ama asla abartılı olmayacak bir restoranda yer ayırtmıştı.
Önce restorana girdiğinde, dünya güzeli eşini işletmeciyle konuşurken gördüğünde, ikisinin yanına ilerlemişti Ediz.
-Ediz, aşkım, gelmişsiiin. Tanıştırayım, buranın işletmecisi Cankat." Adını duyduğunda bile yüzünü buruşturmamak için zor tuttu kendini Ediz. Hatta biraz tutmamış, yüzüne o limon yemiş ifadeyi ucundan kıyısından oturtmuştu. "Cankat, eşim." Cankat'ın laciverte kaçan gözleri, genç adamın üzerinde gezindi.
Demek buydu sosyetenin göz bebeği kızını kapan kenar mahalle delikanlısı?
-Merhaba Ediz." Dedi ona elini uzatarak. Onu şöylecene bir baştan aşağı ayar verecek şekilde süzüp elini sıktı Ediz de. Romantik dizilerdeki gibi el sıkışmasını uzatıp "Merhaba Cankat." Demeyecekti herhalde. Elini de hemen çekip, ait olduğu yere, ADEN'İN BELİNE(!) koydu. "Memnun oldum." Derken bunun aksini gösteren bir gülümsemeyi ihmal etmedi Cankat ama Ediz dudağını ağzında yuvarlayıp, kaşlarını kaldırırken başını hafifçe eğdi.
-Eyvallah." Etrafa bakınmaya başlayıp adam haricinde her yerde gözlerini gezdirirken, Aden onun bu kıskanç halini direkt anlamıştı.
-Canım, biz masamıza geçelim. Misafirimiz de gelecek zaten, çok sağ ol ilgilendiğin için." Anlaşılan bu dalkavukla samimilerdi! Aslında Cankat'a bir sarılacak oldu Aden, ama Ediz beline o kadar sıkı sarılmıştı ki, adama adım bile atamamıştı.
Cankat'tan uzaklaştıkları anda kız büyük bir kahkaha patlattı masaya oturur oturmaz. Ediz'in bu "oyuncağını paylaşamayan erkek çocuğu" edası, oldukça komikti. Çünkü kaşlarını çatmış, hiç adeti olmadığı halde çatalları peçeteyle silmeye başlamıştı.
-Sevmedim burayı." Dedi çatalını koyduktan sonra huysuz huysuz. Aden, masanın üzerinden elini tutup onun elinin üzerini okşadı ve gülümseyerek yanıtladı.
-Cankat'ı mı, burayı mı?" Sinir bozucu herifi hatırlayınca kafasını kaldırıp kıza baktı Ediz ve onun ne kadar keyiflendiğini gördü.
Cadııı, kıskançlık hoşuna gidiyordu demek ki.
-Ne demeye canım diyorsun kızım? Ben olmasam yürüyecekti sana puşt." Yanlarına bir garson yaklaşırken Aden uyarı gibisinden bakış attı ama gülmeyi ihmal etmemişti.
Bardakları sularla doldurulduktan sonra garson gittiğinde, parmaklarını onun avucuna sızdırdı Lina.
-Ne yürümesi Ediz? Saçmalama. Liseden beri tanışıyoruz onunla." Kız istediği masalı anlatabilirdi ama Ediz gözüyle görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçarı Aşk (THB-2)
RomanceAden Lina, babasından aldığı neşesi, annesinden aldığı sivri dili, daima havada gezen burnu ve her insanda etki bırakan badem gözleriyle tam bir 'plaza kızı'ydı. Adriana Lima'nın türkçe versiyonuydu. Beyaz atına veyahut fiyakalı bir arabaya binen pr...