0.5: "Düş Parçaları Gömüsü- Part 2"

13.9K 1K 213
                                    

3.GÖZ
Aden, ekim ayının soğuğuna kaşlarını çatarak odasının camından baktı. O tam bir yaz insanıydı. Bu hava da neydi böyle?

Gözü bahçedeki pufta oturan kardeşine kaydı. Camı açıp, yüzüne vuran çivi gibi soğuğa aldırmadan bağırdı.

-KIZIM GÖTÜN DONCAAK GÖTÜN! GİRSENE İÇERİİİ BEEEE!!!!" Tutku cevap vermeden, meditasyonuna devam etti.

Dövüş hocalarının, ki bu Rüzgar ve Acardı, dediğine göre öfke kontrolünü sağlayamıyordu. Bu yüzden eğer bu tarz, kendisine göre hiçbir halta yaramayan aksine daha çok cinnete getiren, rahatlatıcı(!) şeyleri yaparsa...

-LAN KİME DİYOOOM? HOBALEEY!" Artık "omm" lamayı bıraktı ve ellerini çözerek, bağdaş kurmuş pozisyonda, kafasını camdan bakan ablasına çevirdi.

-YA GİT İÇERİ, DELİRTME BENİ BEEE!!! ALLAH ALLAH SANA NE YA? SOĞUKSA BANA SOĞUK KAPA CAMINI, GİR YORGANINA...." sonra öfkesini dizginlemesi gerektiğini hatırladı. "Yani iyi geceler ablacığım! OMMMMMMMM!!!!"

Aden, kafasını sağa sola salladı "Bu kız iflah olmaz." gibisinden. Tam camını kapatmıştı ki odasının kapısı pat diye açıldı.

-Pişt Aden!" Tuna, terli terli kendisine bakıyordu kapı aralığından.

-İnsan müsait misin der ya, bir sorar. Ben genç bir kızım, ya o an müsait olmasaydım, ya giyiniyor olsaydım, ya banyodan çıkmış olsay..."

-Kızım giyinme odan var bitişiğinde oraya girmedim, kıyafetlerini buraya taşıyıp mı giyiniyorsun? Allah'ım ya, sadece çene çene!"

-Ay neyse ne! Niye geldin, n'oldu?"

-Ya duş alayım 5 dakikaya, sırtıma çıkıp yürüsene benim."

-Hani ben balina gibiydim, Tutku ceylan gibi!" Tuna spor çantasını bir köşeye atarak, kıza adımladı.

-Kızdırmak için söyledim ben onu... Arama motoruna tığ yazınca resimlerin çıkıyor senin..." Aden, kendini tutmak istese de yüzünde gülümseme oluşmuştu. "Hem ona da sordum da... Meditasyon mu neyse ondan yapıyormuş, siktiri çekti anlayacağın."

-Hıı, tamam sen yıkan. Beni çağır, gelirim." Yanağına aldığı sulu öpücükle sırıttı kardeşinin arkasından. "Al o mikrop yuvası spor çantanı da. Allah bilir nerelere sürtünüyor! Kirlilerini de sepete at, annem dediii!"

Kapanan kapının ve onaylayan Tuna'nın homurtularından sonra gözü telefonuna ilişti.

Ediz'i arasa mıydı? Telefon numarasını Tuna'dan almıştı ve bu çok zor olmuştu.

Genç adamın hem odasına sızmak zorunda kalmış, bir kızla yiyişmesine şahit olmuş, kıyafet dolabının içinde öğüre öğüre kendine amacını sürekli hatırlatmıştı. Tuna şifreyi önemsemezdi, çünkü telefonuna ondan başka kimsenin dokunamayacağını bilirdi, bu yüzden şifresi hep "TUNA" ydı. Hem unutmaması da garantiydi. Hem de Aden'in işine gelmişti.

Gözü sağa gitti, sola gitti. Yavaş yavaş adımlarını attı telefona, ellerini arkasında bağlamışken. Esnaf amcalar gibi dururken, tepeden baktı telefona.

-Eh bi' hal hatır sorsan bir şey olmaz ki Aden!" Dedi kendi kendine. Aynadan telefona uzanmaya başlayan eline baktı. "Olur mu ki acaba ya? Yok yok... Sadece 'Hi!' Desem yeter. Tersler mi? Ay o bir terslerse, ben bin terslerim! O kim ki beni tersliyor? Anca gitsin Buseyle...Aramayacağım yok yok, vazgeçtim! Belki biraz yoklama amaçlı..." Parmağı Ediz ismine bastı bile.

Çaldı, çaldı... Saatler gibi gelen süre sadece iki saniyecikti.

-Alo?" Nefesi soluk borusunda takılı kaldı. "Kimsiniz?"

Uçarı Aşk (THB-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin