3.GÖZ
Aden, oturduğu kırlarda biraz daha yuvarlandı. Ediz, elindeki çiçek buketiyle onun yanına oturup, demeti ona uzatınca doğruldu yerinden.-Çok mutluyum ben yaa, rüyada gibii..." Genç adam, elini kızın saçları arasından geçirdi özenle.
-Ya güzelim...Demek öyle..." Lina, kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra yanağındaki elin avucuna bir öpücük kondurdu.
-Evet öyle sevgilim..." Yüzü Ediz'in yüzüne yakınlaştı, yakınlaştı, yakınlaştı.
Burunları birbirine değerken, kocaman sırıttı genç kız. Gözlerini kapattı usulca.
GÜÜÜÜMMMMM!!!!
-Tövbe tövbe uyansana kızım ya!!" Kafasını komodine çarparak, yatağından yere düşmüştü.
Kafasını yukarı çevirdiğinde Tutku ve rüyasının baş kahramanı Ediz'i gördü.
-Abla ne gördün bu kadar sırıtacak? Yarım saattir sesleniyoruz Ediz ağabeyle ya..." Ediz kafasını sağa sola sallayıp, Aden'in dağılmış haline bakarken, genç kız utançla kafasını halıya gömdü.
-DEFOLUN YA ODAMDAN SABAH SABAH, GELİCEM BİRAZDAN HADİ ÇIKIIINNN!" Tutku'nun omzuna elini attı Ediz ve odanın kapısına yönelirken söylendi.
-Cırlamasana kızım, Tuna bile kalktı, kahvaltıya in diye çağırdık. Gel Tutku, biz inelim..." İkisi çıktığında Aden oflayarak yerden kalktı ve banyoda rutin işlerini 5 dakikada halletti.
Saçlarını tarayıp, topuz yaptıktan sonra panduflarını ayağına geçirip odasından çıktı. Salona indiğinde hepsi masaya oturmuştu bile.
-Günaydın..." dedi mırıldanarak, hala rüyasından uyanmanın getirdiği asabiyet yerini koruyordu. Ece'yi görünce o öfkesi geçti ama. "Yaa kahvaltıya mı geldin fındık kurdum!!" Kız ayağa kalktığında, sıkıca sarıldı.
-Acar amca dün geceden beri arayınca geleyim dedim, hem Naciye abla en sevdiğin otlu poğaçalardan yolladı." Aden ellerini çırparak genç kızın yanında yerini aldı.
-Çok iyi çok iyi, hadi afiyet olsun. Oh oh!" İki mini poğaçayı ağzına tıkıştırıp, peynir için ağzında yer açmaya çalışırken ona gülenlere aldırmadı.
Eh, artık Ediz ona aşık olduğuna göre...
Zavallı iştahı, kendini sıkmayı bırakabilirdi! Nasıl olsa, genç adamın dediğine göre 100 kilo bile olsa, beğenirdi onu Ediz. Olur da o kiloya ulaşırsa ve Ediz onu beğenmezse...
Onu da yerdi ve konu kapanırdı böylece. Açlıkla düşününce "sevgilisini yeme" fikri gözüne çok romantik geldi.
-Niye daldın yine cadı?" Diye sataşan amcasına ağzındaki doluluğa rağmen, zorla, dudaklarını iki yana gererek sırıttı.
Edizle sevgili miyiz değil miyiz diye düşünüyorum diyemezdi ya! Sağa sola salladı kafasını ve omuz silkti sonra "Hiiç." Gibisinden.
Çay kaşıkları ince belli bardaklarda tıngırdar ve çatal bıçak sesleri, sohbetleri evden yükselerek bu kocaman ailenin varlığını belli ederken Pazar kahvaltısı keyifle tamamlanmıştı.
-Ediiiz..." dedi Elvin, hepsi koltuklara geçtiğinde Rüzgarla, Nesrin Hanım'a yardım için sofrayı toplarken. "İyi uyudun mu dün aslanım?" Kafasını aşağı yukarı salladı Ediz.
-Çok iyi uyudum, teşekkür ederim." Öpücük attı Elvin oğlu gibi olan genç adama.
-Ağrı kesici ilacını getiriyorum şimdi, bir de morlukların için olan kremi, namaza daha var zaten." Ediz, normalde babası hariç kimseye yapmadığı bir minnetle gülümsedi kadına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçarı Aşk (THB-2)
RomansAden Lina, babasından aldığı neşesi, annesinden aldığı sivri dili, daima havada gezen burnu ve her insanda etki bırakan badem gözleriyle tam bir 'plaza kızı'ydı. Adriana Lima'nın türkçe versiyonuydu. Beyaz atına veyahut fiyakalı bir arabaya binen pr...