2 SENE SONRA...
-Ayy sökücem şunları o olacak! Bu ne be?!?" Dedi kız yumurtalıklarını kastederek.
Aden,yalıdaki odasının büyük yatağında iki büklüm olmuş ağustos ayının sıcağına katlanmaya çalışırken regl sancısı çekiyordu. "Off şelale gibi akıyo valla!" Daha fazla hareketsiz kalamayacağına karar verip, ki koskocaman(!) yirmi beş dakikadır uzanıyordu, yatağından kalktı. Siyah taytını çıkarmadı ve üzerinde, sıcaktan üzerine iyice yapışan tişörtünü çıkarıp temiz siyah atletiyle değiştirdi.
Evde yapayalnızdı.
Herkes bir iş bularak evden gitmiş, en manyak kuzeni, puding günü yaptığı yegane Devran erkeği Aras Kılıç bile nişanlısı İnciyle buluşmuştu. Ediz, kafede çalışacağından yanına gelmesi ya da Aden'in oraya bu ağrıyla gitmesi çok zordu.
-Ayy bu ne Koray Avcı kliplerine döndüm..." diye yakındı duvara tutunarak merdivenlerden inerken. Evde yalnız kaldığı zamanlarda asla asansörle tek başına inemezdi çünkü astımı tetikleniyordu. Yalının merdivenlerinin hemen bitiminde, karşısındaki mutfaktan, Nesrin teyzesi çıktı.
-Kuzzum, iyi misin? İlaç veriyiim mi sana?" Lina, saçlarını okşayan kadına minnetle bakarken diğer eli karnındaydı. Kadın başörtüsünü güzelce bağlamış ve çantasını eline almıştı. Görünüşe göre izin günü olduğu için o da çıkacaktı.
-Yok Nesrin abla. Ben iyiyim, sen çık." Hiç içi rahat etmeyen kadın, kızın yumuşacık kahverengi saçlarını okşadı. Her renk yakışıyordu bu güzele de, o da Ediz'in yakıştırdığı gibi en çok kendi saç rengini yakıştırıyordu Aden'e.
-Tamam Lina'm, dikkat et kendine e mi?" Gülümsedi Aden gamzeleriyle, kadını kapıya kadar geçirirken. Dış kapıyı örttüğü anda da sırtını yaslayıp, elini alnına dayadı gözlerini kaparken.
-Ayy kalakaldım koskocaman evde bir başıma! Arasla İnci'yi çağırsam da önümde mi fingirdeşseler, şu Alex mi gelse? Az konuşsak melezlerde sivilce falan çıkıyor mu diye hep merak etmişimdir..." koskocaman ailesi evde olmayınca canı sıkılmıştı. Kendi kendine konuşmak da bir yere kadardı canım!
Allah aşkına, atölyesine kapanan bir Rüzgar bile yoktu! En azından genç adam resim yaparken, Aden parmaklarını yağlı boyaya batırır sonra da Rüzgar'ın ona verdiği bir tuvale parmak baskısı yapardı.
Ne yani? Tuvalde resim beklemiyordunuz değil mi?
Kapı çalınca, daha salonun kapısında olmasına şükretti. Karnındaki ağrı gittikçe artarken, ilaç almayı hiç istemiyordu. İlaç aldığı zaman kanaması kesiliyordu ve Aden ilaca alışmanın pek iyi olmadığı kanısındaydı.
En son Edizlerin mahallesindeki Gülten teyze kıza bu ağrısının nedenini, doktorları bile sollayacak, yılların bilgisiyle söylemişti.
-Kanallaaa dardır kanallaa, evlenince geçiverir gıız!" Bunu söyledikten sonra yüzü kıpkırmızı olan Aden'e kıkırdamış, Nurtenle beraber beşlik çakmışlardı.
Eh, Eva Çiçek'in utangaç olmasını anlayabiliyordu. O mahallede o teyzeler varken, tüm hemcinsleri kıpkırmızı kesilirdi. Aklına yine Ediz gelirken kıkırdadı.
Gülten ve Nurten teyzeler öyle çok konuşuyor ve öyle şeyler söylüyordu ki Ediz'in cevapları genelde kafasını sağa sola sallayarak "tövbe tövbe" konuyu dağıtmaya çalışarak "hıhı, Lina'm hadi kalkalım" kızardığını belli etmemek için "eyvallah, hasbinallah" oluyordu.
Dış kapının kulbunu aşağı indirdiğinde, karşısında bir şey unutmuş Nesrin teyzesini bekledi. Ama gelen o değildi.
Yüzü kocaman bir gülümseme halini alırken, karnındaki eli yavaşça aşağı inmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçarı Aşk (THB-2)
RomanceAden Lina, babasından aldığı neşesi, annesinden aldığı sivri dili, daima havada gezen burnu ve her insanda etki bırakan badem gözleriyle tam bir 'plaza kızı'ydı. Adriana Lima'nın türkçe versiyonuydu. Beyaz atına veyahut fiyakalı bir arabaya binen pr...