Uçarı Aşk (THB-2)

0.9: "Yumruk"

Multi: Kelsey Calemine (Aden Lina Devran karakteri olarak, kafamda canlandırdığım kızı soruyordunuz. Benzetiyorum. Elamsı, kahverengi gözleri, gamzesi, saçları.. Ben benzettim, siz kendi önerilerinizle düşünebilirsiniz :)"

"Bu bölüm;

@esra_0625

@MrsSinger7

@imembk

@geceninenkoyusu_

kullanıcılarına ithaf edilmiştir. Daha önce hiç ithaf yapmadım, yapmayı da düşünmezdim ama bazen yorumlarını cevaplayamadığım, çok yorum yapan okurlarıma, sevgilerinin karşılığı olarak yapmayı istiyorum. Keyifli okumalar bebeklerim! 😘😘😘"

3.GÖZ
Aden'in, akşam yemeğinde de Edizle süregelen bakışmalarıyla yüreği hop oturup hop kalkmıştı. Mehter marşı çalıyordu içinde, kalbine giden bütün damarlarda gezinen kan gümbür gümbür bu müzikle akıyor, geri kalan bütün yolları tıkıyordu adeta.

-Ediz, biraz daha pilav al!" Annesi Elvin'in sesiyle kendisine yakın olan, servis tabağındaki pilavı alıp, Ediz'e uzattı. Genç adam alırken, kıza gülümsedi.

-Teşekkürler Lina."

Hoppala! Mehter sesi yükseldi, kanlar damarları çatlatırcasına şiddetli aktı, bir fırının sesi beyninde zırladı, kulaklarında trenlerin kalkarken çıkardığı düdük sesi ötmeye başladı. Beyin hücrelerinden biri ön plana çıktı, minik beyaz yumruğunu kaldırdı ve şirinler çizgi filmindeki karakterlere benzeyen küçük ağzını oynattı.

"Aşk! Aşk! Aşk! Alla alla allalalal!!! " tüm hücreler teker teker bileklerini kesip, beyin ölümünü gerçekleştirirken gerçek dünyaya dönüş yaptı.

Sadece gülümsemekle yetindi.

Hem gururundan ödün vermeyeceğinden, hem de bu kadar biyolojik olay sonucunda felç geçirdiğinden.

Bu davranış Acar'ın gözünden kaçmadı. Gözlerini kısarak etini kesti ve Ediz'in gözlerinin içine baka baka çataldaki et parçasını dişleriyle söküp aldı. Genç, bakışlarını kaçırdığında da çatalı tutan eli sıkılaştı.

"Kızıma göz mü koyuyor ulan bu it?!?" Neyse ki Elvin yanına oturunca dikkati de, bu düşüncesi de dağılmış ve ikilinin bakışmalarını görmemişti.

Ah şu bordo bereli idaresi, hanımı yanına yakınına gelene kadardı.

Aden de babası ve amcasının bu dışa "Ben eğilmem, bükülmem." kadınlara "Ne tarafa çömeleyim?" Hallerine bakarak inanıyordu ki bir gün "hanımcılık" kazanacaktı.

-Aden, tabakları taşıyalım." Rüzgar'ın annesinin omzuna eliyle bastırıp onu iş yaptırmamak için oturttuğunu görünce, Aden hemen ayaklandı. "Sen..." dedi Tutku'ya dönen kardeşi. "Sen tatlını bitir."

Bu demek oluyordu ki yalnız konuşmak istiyordu. Gerildiğini inkar edemezdi Aden. Tabakların çoğunu eline yığdı, ünlü restoranlarda çalışan garsonlar misali tepeleme tabak yığınıyla pıtı pıtı kardeşinin ardından yürüdü.

On dakika sonra, Aden yemek artıklarını sokaktaki hayvanlar için poşete doldurmuş, bulaşıkları da sudan geçirip makineye dizmişken onu izleyen kardeşine döndü.

-ALLAH'IM ÇATLACAĞIM KONUŞSANA BEEE!" Böyle bir mahalle kızı çıkışını Rüzgar'a yapmayı istemezdi ama mecbur kalmıştı. Karşılığında aldığı kısık sesli, tok kumaşlı cevap kalbini tekletti.