Ben efsun;Kendimi bildim bileli İstanbul'da yasıyorum.
Annem ev hanımı,babamsa nüfus dairesinde memur.
Uzun yıllardır bana baktılar.Bir dediğimi iki etmediler,üniversiteyi kazandığımda babam ayağa fırlayıp ilk gözağrım,tekim,güzelim.. diyerek sarıldı,kutladı.
Annem;babamın aksine sakin,evde oturup el işleriyle megul olan bir kadındır.
O daha sakince gözünden gözyaşlarını silerek öptü,sarıldı.
Daha 18 yaşındaydım.Hic birşeyden habersiz yasıyordum.
İkinci sınıfın yazında;
Annem ve babamı konuşurlarken duydum.
Annem genelde babama fısıldardı.
Babam bile zor duyardı ne dediğini.Hele birde gizli bir konuysa babamın vay haline...
Babam'
-Hanım ne dediğini anlamadım?
Demisti.Bir kaç kez sormus olmalıki bu soruyu,
Annem daha yüksek sesle;
"Efsun diyorum efsun ne olacak ?
Bana ne olacaktı? Neden beni konusuyorlardı anlayamadım."
Daha sonra devam etti annem;
"Bu yaşına kadar sakladık,iyi,hoş amma velakin birgün bilen birisi çıkıp.
Senin annen,baban bunlar değil derse? Düşündün mü hic Kazım bey?"
Salonun kapısını kındırık bırakmışlardı.
Duyduklarım doğru muydu?
Ben piç gibi sokağa atılmıştım,Annem babam bildiğim insanlar mı bulmuştu?
Kafamı o an kapılara çarpmak istedim.
Düşünsenize bu bir geberiş,yokoluş...
Kaç sene mi benim olmayan bir hayatta sürdürmüşüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Novela JuvenilHikaye;İstanbul'da,kendi halinde bir ailenin yanında yaşayan genç kızın; Evlatlık olduğunu öğrenmesiyle Başlıyor... Anladım ki her kalp bir gün kırılıyor. Takı ana rahminden çıkıp büyüdüğü yıllara kadar. Küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağı elinde...