Yatağımdan kalktım. Camımdan dışarıya baktım saf karanlıktı, yıldızlar yok, ay yok. Bir zombi görür görmez gülümsedim. Kendime dedim ki; İnsanların böylesine korkunç kıyafetleri var. Birkaç dakika sonra, omuzumda soğuk bir el hissettim. Arkama döndüm, hiç birşey bulamadım ama bir not vardı. Notu okudum ve şöyle diyordu; "Seni sonsuza dek rahatsız edicem. Benim ne veya kim olduğumu asla öğrenemiyeceksin. Ben senin en kötü kabusunum. Şimdi o güzel yüzünü arkana çevir." Omuzumu silkip notun dediği gibi arkama döndüm. Duvarda tuhaf, karanlık bir figür vardı. Benim gölgem olduğunu düşündüm, gölgem korkunç bir kabusa döndü. Yaratığımsı bir vücüt vardı, şeytani kanlar sızdırmaya başladı. Keskin dişler ile dolu bir ağızı vardı.Bana fısıldadı, "Ben buradayım. Sen buradasın. Şimdi, bitirelim şu işi." Yaratığa güldüm. "Ha! İnsanlar ve onların korkutucu şakaları. Ne oldu şimdi? Bunların hepsinin şaka olduğunu biliyorum." "Bu bir şaka değil." Canavar şeytani bir melodi fısıldıyor ve büyüyüp dahada korkunçlaşıyor. Bu çok korkunçtu. Gülümsemesi kararmaya başladı, karanlık bir gülümseme haline geldi. Gözleri kayboldu, ve elleri pençeye dönüştü. Gözlerimi kapattım ve bağırmaya başladım; “Bugün ölmeyeceğim!!“ Uyandım. Hepsinin rüya olduğunun farkına vardım. Korkunç bir rüyaydı bu. Fakat gözlerime inanamadım. Camdan dışarıya baktım, bir kaç kez gözümü kırptım.. ve rüyamda gördüğüm şeyin aynısını gördüm. Saf karanlıktı, yıldızlar yok, ay yok. Ben de rüyamda aynı zombiyi aynı nokta gördüm. Çığlığa yöneldim. Mümkün olduğunca çabuk pencereyi kapattım. Paniklemeye ve arkama bakmaya başladım. Ve not, orada. Okumak için kendimi zorladım. Daha önce söylenilen aynı şeyi bekliyorum, ama değil. Bu sefer, tek kelime oldu.. Gölgeler. Çok şaşırdım. Aşığya koştum ve annemi aramak için telefonu aldım. Annem Colorado da çalışıyor, Bense Kanadadayım. O harika bir annedir. O sadece bir kaç yıl önce üniversiteden mezun oldu. Bana "Unutma. Bana ihtiyacın olduğunda ara." dediğini hatırlıyorum. O açtı, arkada durgun bir ses vardı. “Anne? Ordamısın?“ Yanıt yok. “Anne? ANNE?“ Yanıt yok, bu yüzden onun adını beş kez daha seslendim. Bu kez, biri (yada daha doğrusu birşey...) yanıt verdi. “Yanlış bir seçim yaptınız“ Karanlık ve şeytani bir sesti. Bu ifade sonrası annemin sesinden bir çığlık duydum. Arka planda elektrikli testere sesi duydum. “Hayır, bu olamaz ..“ fısıldadım kendime. Çağırı düştü “ Oh, ama öyle..“ Arkama döndüm, ayırt edilebilir şeytani bir ses. Bu görüşme sırasında annemi öldüren canavardı. “Sen ne..“ Canavar parmaklarını dudaklarıma koydu. ” Şhhh, bu sadece seni öldürür.” Elektrikli testerenin sesini duydum. Beni bir bandana ile bağladı. ”Tatlı rüyalar, güzel yüz.” Elektrikli testereyi hissediyorum yavaşça boynumu kesiyor. Acı hızla artıyor. Yarım saniye çığlık attım, daha sonra gözlerim kapandı. “Bu iyi bir kız“ Bu duyduğum son sözlerdi. Acı olmadan, hızlı bir şekilde öldüm. Ama hala bir kaç soru var. Kimdi o? Hayır, ne oldu? Ama en önemlisi, NEDEN oldu bu ? Bunu asla bilemeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ (Tamamlandı)
De TodoKendi kendine kapanan kapılar, gecenin bir yarısı ensenizde hissettiğiniz nefes, karanlıkta gizlenen gölgeler, camın ardında gördüğünüz karartı, telefondan gelen garip sesler ve dahası! Korku hikayeleri dinlemeyi ya da anlatmayı seviyorsunuz, değil...