Kıpırdanıp dönüyorum, gözlerim sonuna kadar açık. Görünüşe bakılırsa uyuyamıyor ya da gözlerimi bile kapatamıyorum. Çünkü yaptığımda, saatimin tik takları daha sesli olmaya başlıyor ve orda bir şey hissediyorum, üstümdeki hava yer değiştiriyor. Üzerimde gözler. Yanağımda bir nefes.
Gözlerimi açtığımda hiçbir şey yok. Yer değiştiren hava, derin bakışlar, nefes. Sadece sessiz tik taklar, sonra yine yüksek sesle tik taklamaya devam ediyor. Ve kemiklerim ürperiyor. Kafamı sallıyorum, uyuyamıyorum, ve ayağa kalkıp mutfağa gidiyorum. Dolabı açıyorum ve sütü alıyorum. Tam kapağı kaparken küçük, sarı renkli post-it kağıdı gözüme ilişiyor:
Neredeyse gece yarısı ve senin sıran.
Senin için geliyorum
-ClockmanNefesimi tutuyorum ve kapının üstünde asılı duran saate bakıyorum; 11:58
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ (Tamamlandı)
RandomKendi kendine kapanan kapılar, gecenin bir yarısı ensenizde hissettiğiniz nefes, karanlıkta gizlenen gölgeler, camın ardında gördüğünüz karartı, telefondan gelen garip sesler ve dahası! Korku hikayeleri dinlemeyi ya da anlatmayı seviyorsunuz, değil...