Karanlık ve ıslak ara sokak Sarah'nın cep telefonunun ekranı ile hafifçe aydınlanmıştı, nereye gittiğini görmek için bir kaç saniyeliğine açıyordu. Gözleri karanlığı taradı, ve çılgınca titredi. Dün gece ona olanlar bir gizemdi. Geçmişi düşündü, bara gittiği zamanı. Bir kaç arkadaşla beraber içeri girmişti, eğlenceli bir geceydi. Hiçbir şey olamazdı, ya da o öyle düşünmüştü. Şimdi ise sabahın üçünde,binadan binaya yürüyüp titriyordu. Tekrar düşünmeye çalıştı, ama her şey bulanıktı. Eski,köhne bir moteli ve bir meyhaneyi geçti.
Sarah yaşadığı mahallenin yakınlarına doğru yöneldi, sık ağaçlı bir yer. Yürüdü, arada bir gözlerini sıkıca kapıyordu. Sonsuza dek yağacakmış gibi duran soğuk yağmur onu kaplarken ceketinin sıcaklığına sokulmuştu. Tam da göz kapakları kapanırken, görüş açısının kenarında bir şey parladı. Hemen gözlerini açtı, ve gözbebekleri büyüdü. Etrafına bakındı. Karanlık ve yağmurdan başka bir şey yoktu. Eve gidebilmeyi umut ederek döndü ve yoluna devam etti. Çevresine göz atarken küçükken arkadaşları ile saklambaç oynarken kullandığı kestirme yolu hatırladı.
Ağaca tırmanmayı da içeriyordu. Üşümüş kadın tereddüt etti, ancak onu sıcak evine en çabuk götürecek yolun en iyi yol olduğu sonucuna vardı. Ormana doğru yöneldi. İçeri girdiğinde gördüğü ilk ağaç işaretlenmişti. Ağacın üstündeki işaret kafasını karıştırmıştı, içinde X olan bir yuvarlağa benziyordu. Kökenini ya da anlamını bilmiyordu,bu yüzden işaretin bir tür çete sembolü olduğunu varsaydı. Küçükken yaşadığı eğlenceli zamanları hatırladı. Sesli bir şekilde düşündü.
"O zamanları özlüyorum. Eskiden dünya kö-"
Sesi kesildi. Arkasında bir yerde yüksek bir kırılma sesi duymuştu. Dehşete düşerek ağaçların arasına doğru koşmaya başladı, ve kısa sürede kayboldu. Yine de çıkış yolu bulmayı umut ederek devam etti. Dikkat eksikliği ayağının yakınlarda bulunan bir ağaç köküne takılmasına sebep oldu, ve yere düştü. Ayağa kalkma çabası daha fazla acı verdi. Bileğini burkmuştu.
"Birisi lütfen...yardım etsin!" diye bağırdı.
Yaprakların hışırtısı tekrar kulağına geldi. Bir kez daha kalkıp koşmayı denedi ama yarası yüzünden kıpırdayamadı. Korkudan gözlerini sıkıca kapadı, ve tekrar açtığında önünde uzun, takım elbiseli,beyaz bir adamın durduğunu gördü. Adamın görünüşü karşısında fark edilir bir şekilde zayıf düşmüştü. Dehşet içinde çığlık atmaya başladı ama karanlıkta önünde duran ince, solgun adam tarafından susturulmuştu.
Saat 4. Eskiden küçük biri olan çocuk, şimdi soğukkanlı bir psikopattı. Jeff "Günlük iş" olarak adlandırdığı işleri bitirmişti. Masum insanları kesmek neredeyse Jeff'in aklını dolduran tek şeydi. Ayaklarını sürüyüp ıslak çimentonun üstünden geçerek yıllarca ev olarak gördüğü yere girdi. Elinde 2 viski şişesi tutarak trajik hatıralar dünyasına adım attı. Jeff sarhoş bir ölüm makinesine dönüşmüştü. Beyni ölüm kokusuyla dolmuştu. Psikopat aklından geçen bir düşünce ilk günden beri oradaydı. Yağmur damlaları eski eve çarparken, Jeff bütün ailesini kestiği o geceyi hatırladı. Bu düşünce ile kıkırdadı. Eğer deliliği yüzünden yapmamış olsaydı, pişman olmayı düşünebilirdi. Sevdiği insanların canını almasının pişmanlığını. Ama bu noktada mümkün değildi. Jeff tek bir şeyi düşünebiliyordu. Ölüm.
Sabahın 6'sı. Alkolden bir yudum daha aldı.
"Ne halt yemeye burda oturuyorum ben..." diye fısıldadı.
Geceye adım atmak için ayağa kalktığında vazgeçti ve viskiden başka bir yudum aldı. Alkol onun sıcak, kanlı dudaklarına ulaştı ve Jeff garip bir şey hissetti. Ani bir dürtü gelmişti. Ayakta durup evin ötesindeki ormana baktı. Ceplerini kontrol etti- sigaralar, çakmak ve tabi ki bıçağı vardı. Jeff bir şeylerin yanlış gittiğini biliyordu. Hissettiği duygu öldürme dürtüsü ve daha önce hiç hissetmediği garip bir şeyin karışımıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ (Tamamlandı)
De TodoKendi kendine kapanan kapılar, gecenin bir yarısı ensenizde hissettiğiniz nefes, karanlıkta gizlenen gölgeler, camın ardında gördüğünüz karartı, telefondan gelen garip sesler ve dahası! Korku hikayeleri dinlemeyi ya da anlatmayı seviyorsunuz, değil...