1946-1952 yılları arasında, Almanya'nın batısındaki küçük bir kasabada, kasaba sakinleri her yıl Mart'ın on beşinde, bir altıpatlar'ın ateşlenmesiyle bir selamı andıran şeyi duymuşlardır.Bazı sakinler, gürültünün kaynağını bulma ümidiyle çevre tepelere sık sık yolculuklar yaptılar; Kasaba halkı nihayetinde bölgeyi "Gunpowder Hill" olarak adlandırdı.Kasabanın çocukları, o zamanlar kaybolan ancak öldüğü sanılan, infaz tarzı bir katliamda öldürülen askerler olduğunu belirten bir efsane bile uydurdu.Tepede bir yere gömülüymüş.Altıpatlar selamının amacı, insanları cesetlerin bulunduğu yere yönlendirmekmiş.Her yıl Mart'ın on beşinde, çocuklar kasabanın kenarında toplanır ve duyulacak altıpatlar atışını hevesle beklerlerdi.
1951'in sonlarında, küçük bir Alman kasabasının dağlarının eteklerinde gelecekte kurulacak olan bir NATO askeri üssünün inşası için araştırıldı.Askeri üs, Sovyet istilasının gerçekleşmesi durumuna karşın bir dizi yeraltı sığınağı ve silah tedarikinden oluşacaktı.1952 yılının Şubat ayında inşası başladı.Sadece dört hafta sonra işçiler, gelecekte kullanılacak olan yeraltı depolama sığınakları için iki yüz metre derinliğinde büyük bir çukur kazdılar.Bu sırada hayra alamet olmayan bir keşif yaptılar.Kazma işleminin sonuna yaklaştıkça, deliğin dibinden dışarı çıkan bir insan eli görüldü.Yapılan incelemeler üzerine, Nazi savaş kamplarındaki müttefikler tarafından giyilen savaş esiri üniforması giymiş iki yüz metre derinlikte deliğin dibinde duran yirmi yedi adet ceset bulundu.
Bir NATO subayı, cesetlerin derhal çıkarılmasını emretti.Tıbbi ekip cesetleri yavaşça çıkarırken, şaşkınlık içinde kaldılar.Cesetler oldukça iyi korunmuştu.Dahası, POW üniformaları daha önce görülen savaş esirlerinin amblemlerine benzemeyen bir amblemi taşıyordu; ortasında tek bir siyah çizgi bulunan turuncu bir daire.Ancak, en rahatsız edici özelliği, çıkarılan adamların yüzleriydi.Gözleri tamamen açıktı, ve ağızları bilinmeyen bir yapıştırıcı ile yapıştırılmıştı.Cesetler daha sonra adli teşhis ve otopsi için yerel morga gönderildi.
O gece, yerel mortisör çalışmaya başladı.Bununla birlikte, görevine konsantre olmakta zorlanıyordu.Çalışmaya başladığı ilk erkeğin gözleri, otopsi masasından mortisöre bakıyor gibi görünüyordu.Başını iki yana salladı ve aşırı faal zihninin aksine akla yatkın bir şekilde yaklaştı.Mortisör neşterini eline aldı ve cesedin göğsünde ilk kesimine başladı.Kan kesikten şaşırtıcı bir kuvvetle aktı.Masör, masadan şokla uzaklaştı.Kırmızı sıvı zeminde toplanarak masanın altına akmaya başladı.Cesedin gözleri sulanmaya, gözyaşları bir çizgi şeklinde akmaya başladı.Kısa süre sonra gözleri yana devrildi ve kanama durdu.Mortisör dehşet içinde, mide bulantısı ve kusmanın eşiğinde kapıya doğru gitmeden önce diğer masalarda yatan diğer yirmi altı cesede göz atmıştı.Gözler mortisörün arkasından hissedilir bir korkuyla bakıyordu.Adamlar, hala hayattaydı..
Ç.N = POW (Prisoner of War) savaş esiri anlamında kullanılmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ (Tamamlandı)
RandomKendi kendine kapanan kapılar, gecenin bir yarısı ensenizde hissettiğiniz nefes, karanlıkta gizlenen gölgeler, camın ardında gördüğünüz karartı, telefondan gelen garip sesler ve dahası! Korku hikayeleri dinlemeyi ya da anlatmayı seviyorsunuz, değil...