Bu bir itiraf değil.Bunu ispatlayamazsın, o yüzden deneme bile.Bunu mezara kadar götüreceğim.Her halükarda bu akşam üçüncü içkimi kafama dikiyorum.Sarhoş bir adamın sözüne güvenemezsin.
Bu bugünlerde bir şey hissetmeye başladığımda ki, içtiğim üçüncü içki.Bazen dört saat alsa da, genellikle üç saat sürüyor.Şimdi haftalarca her gece aynı döngü içindeyim, içiyorum, o zamanda hissetmeye başlıyorum, sonra bir korku üzerime çöküyor, sonra kendimden geçene kadar biraz daha içiyorum.
Uyan, gün boyunca sıkıcı bir iş yap.Dikkat çekecek davranışlardan uzak dur, başını dik tut, kimsenin dikkatini çekme.Evine dön, tekrar et.
Birkaç hafta önce bir gece, kapımı bir adam çaldı.Gecenin bu saatinde orada ne yaptığını merak ederek, kapıyı açtım.Sokağın sonunda yaşıyordum ve etrafta kimseler yoktu, komşular bile karşıma nadiren çıkıyordu.
"Bana yardım et," ağzından soluyordu, kan lekeli dudakları yağmurda titriyordu.Ön kolunun kötü bir şekilde kırıldığı ve kemik parçalarının deriden dışarıya çıktığı görülüyordu.Solgun ve sırılsıklam olmuş, yağmur ve kan üstünden durmadan akıyordu ve verandanın altında toplanıyordu."Bir kaza geçirdim, yardıma ihtiyacım var." ürkmüştü. "Bana yardımcı olabilir misiniz??"
Başımı salladım, dilimi yutmuş bir şekilde, onun durumuna şok olmuştum, sonra cep telefonumu bulmak için içeriye koştum.Ama kapıya geri döndüğümde, geriye kalan tek şey ön bahçeye giden kırmızı kan izleriydi.
Orada durdum, bir an şok oldum.Sonra telefonu kenara koydum, kapıyı çarptım ve kilitledim.Neden böyle bir şey yaptığımı bilemiyorum, sadece korkmuştum, bütün bu olanlardan korkmuştum.Ve bir parçam, içimdeki bencil bir kısım, bunun bir sorun olmadığını söylemeye devam etti.Bu başkasının problemiydi.O gitmişti, unut gitsin.
Ben de gevşemek adına kendimi bir şişe içkiye verdim.Ve sonra bir şişe daha.Birkaç şişe diktikten sonra onu tamamen unutmuştum.Ondan sonra da kendimi sarhoş edene kadar içmeye devam ettim.
Kafamın zonklamasıyla uyandım.Ben alkolik biri değildim.Pekala, zaten öyle biri olmaya da alışık değildim.Dışarı adımımı attım ve verandamda kan olmadığını fark ettim.Rahat bir nefes aldım.Belki de yağmur her şeyi yıkamıştı, diye düşündüm.Ya da belki hiçbir şey yaşanmamıştı.Akşamdan kalmalığımı atmak için işe gittim, gün boyu çalıştım.Eve geldim, rahatlamayı denedim.
Dün gece kötü uyumuştum ve günün kalanı geriye kalan tüm enerjimi almıştı, bu yüzden akşamın erken saatlerini gece olarak adlandırmayı yeğledim.Tam yatmak üzereydim ki, kapı tekrar çaldı.
Donakaldım, diken üstündeydim.Kalbim küt küt atıyordu.Artan korkumu gülerek üstümden atmaya çalıştım.Sadece kapıdaki biriydi, korkacak hiçbir şey yoktu.Ama aynı anda elim topuza uzanırken, sesini duydum, daha önceki geceyle aynı titreklikteydi. "Yardım et! Yardıma ihtiyacım var!"
Kapıya vururken olduğum yerde durdum. "Tanrım, canım yanıyor!" diye bağırdı. "Lütfen! Neden bana yardım etmiyorsun??"
Kapıyı arkama alıp yaslandım, gözlerimi yumdum.Bu gerçek değil, diye düşündüm.Bu gerçek olamazdı.Birkaç saniye sonra vuruş sesi durdu ve ortalık sessizliğe büründü.
Kapıyı açmak için atıldım, ama orada kimseler yoktu, kan izi ya da ona benzer bir şeyden eser yoktu.
Tedirgin olmuştum, kapıyı kapadım, kilitledim, ve bir şişe daha açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ (Tamamlandı)
De TodoKendi kendine kapanan kapılar, gecenin bir yarısı ensenizde hissettiğiniz nefes, karanlıkta gizlenen gölgeler, camın ardında gördüğünüz karartı, telefondan gelen garip sesler ve dahası! Korku hikayeleri dinlemeyi ya da anlatmayı seviyorsunuz, değil...