Tarsus'ta ki gizemli kazı, Tarsus ilçesinin 82 evler Mahallesinde bulunan ve yaklaşık 9 ay önce başlayıp devam eden kazı, kamuoyunu epey zamandır meşgul etmekte. Bu yapılan kazı ne hikmetse hala büyük bir gizlilik içerisinde devam ettirilliyor. Yapılan kazıda hem polisler, hem Jandarma Özel harekatçılar hem de Milli İstihbarat Teşkilatı'na bağlı görevlilerin nöbet tutması bu kazanın gizemini daha da arttırmaktadır.
Tarsus'ta ki gizemli kazı ile ilgili olarak birçok teori üretilmektedir. Bunlardan ilki 2012 yılında bir polis memurunun cinayeti ile ilgili olabileceği düşünülüyor. Olayla alakalı Mahalle sakinlerine sorduğumuzda polisin gizlilik kararı bulunduğunu ve olay mahalline girmenin kesinlile mümkün olmadığını söylediler. Yine Mahalle sakinlerinden aldığımız bilgiye göre yabancı bilim adamlarının dahi Tarsus'ta ki gizemli kazı alanına iştirak ettikleri söyleniyor. Bu durumda akıllara elen ilk soru şu; Eğer bir basit arkeolojik kazıysa neden Türk Arkeologlar ilgilenmiyor da yabancı Arkeologlar ve bilim adamları bu kazayla ilgilenmekte?.
Tarsus'ta devam eden gizemli kazı ile ilgili olarak bilinmeyen gerçekler sadece bununla da bitmiyor. Kazının ilk başladığı 13 Kasım 2016'dan itibaren 24 saat boyunca özel güvenlik tedbirleri uygulanmakta. Çevredeki binalara sniperlar yerleştirilmiş olması bu çalışmanın gizemini daha da arttırmıştır. Halen özel harekat polisleri nöbetlerine devam ediyor
Tarsus'ta ki gizemli kazı da ilginç iddialar
Tarsus'taki gizemli kazı da büyük bir define çıktığı söylentisi halkın dilinde en büyük iddia diyebiliriz. Hatta öyle ki Bir sürü altın heykel deveyükü dolusunca altınlar Hatta ve hatta hazine sandıkları buradan çıktığı düşünülüyor. Ancak burada küçük bir ayrıntı var. Evet belki tarihi eser bağlamında bir şeylerin çıkma olasılığı mutlaka vardır. Fakat bunun bir altın hazinesi olma ihtimali Maalesef çok düşük. Çünkü bu bölgede kazı yapılmaya başlandıktan sonra çok yüksek miktarda elektromanyetik alan bozukluğu gözlemlemeye başlamıştır .
Gerek ara sıra kesilen cep telefonu hatları yine ara sıra bozulan televizyon kanalları ve sık sık giden elektrikler de bu durumun bir sebebi olabilir. Şimdi aklınıza gelebilir ki 24 saat boyunca sürekli kurulan bir yerde jammer kullanılabilir. Bu yüzden iletişim cihazlarının frekanslarının karışması doğaldır. Ancak sinyal karıştırıcı diye tabir ettiğimiz bu cihazlar 50 metrekarelik bir alana etki edebilirken bu söylemiş olduğumuz olay çok daha büyük bir alanı kapsamaktadır. Yine herkesin bildiği bir gerçektir ki hiçbir altın veyahut da değerli madenler aşırı derecede elektromanyetik alan veya radyasyon içermezler. Bütün bu nedenleri bir araya getirdiğimizde teoriyi gerçek olarak değerlendirmemiz mümkün değildir.
Kazı bölgesinde dikkat çeken diğer bir husus ise günün belirli saatlerinde büyük kamyonlar ve çimentoların kazı bölgesine girmesidir. Gün içerisinde defalarca sefer yapan bu büyük trafiğinden sonra kamyonlar çıkan toprak ve kumları nereye götürüp döktüğü ise ayrı bir muammadır.
Çalışan birçok cihaz ve iş makinelerinin normal bir elektrik hattını kaldıramayacağından büyük bir jeneratör getirilmiş. Işin ilginç yanı ise bu jeneratör için benzin veyahutta mazot gerekirken bölgeye benzin veya mazot getiren herhangi bir kamyonun girmemesi akıllara başka bir soruyu getiriyor. Ayrıca Normalde çalışırken çok yüksek miktarda ses çıkaran bir jeneratörün aksine şu anda Kaza alanında bulunan jeneratör neredeyse çok sessiz bir şekilde çalışıyor. Yani Bu cihazın nükleer yakıtlı bir cihaz olabilme ihtimali çok yüksek. Böyle bir cihazda ancak yurt dışından getirilen bir cihaz olabilir.
Kızı ile alakalı diğer bir söylenti ve iddia ise yeraltı şehrinin bulunduğu yönündedir. Tabii bu ihtimalin olasılığının yüksek olmasıyla beraber elbette bu teoriyi de çürütecek birçok veri mevcuttur. mesela ortaya çıkan elektromanyetik alan ve kazı alanına inen bilim adamlarının koruyucu kıyafetler ile inmesi.
Dikkatini çeken en önemli olasılıklardan bir tanesi de kutsal ahit sandığının bulunmuş olması olasılığıdır. Olasılığı yüksek bir ihtimal olan bu ahit sandığı İkinci Dünya savaşında Hitler'in ve daha önceki tüm gizli örgütlerin ele geçirmeye çalıştığı ve mutlak gücü simgeleyen Hz. Musa'nın ahit sandığıdır. Hz. Musa'nın ahit sanığı ile alakalı gerekli bilgiyi buradanedinebilirsiniz. Ancak bu teoriyi çürüten en önemli etken ise elektromanyetik alan ve radyasyon kıyafetli bilim adamlarının bu çalışma sahasına girmesi bu teoriyi çürümektedir. Bir sandık için kamyonların girip çıkabileceği bir tünelin açılması çok saçma olurdu o yüzden bu teori de maalesef çürümüştür.
Son olarak da bu söylentinin uzaylılara ait bir uzay gemisi veya uzaylılara ait antik bazı cisimler olabileceği ihtimalidir. Tüm elektromanyetik alan ve radyasyon yayan akıllara en büyük ihtimalin bu olabileceğini getirmektedir. Gün gelecek Türkiye'nin ve hatta dünyanın gündemini Tarsus'ta Yapılan bu gizemli kazı belirleyecek diyebiliriz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ (Tamamlandı)
RandomKendi kendine kapanan kapılar, gecenin bir yarısı ensenizde hissettiğiniz nefes, karanlıkta gizlenen gölgeler, camın ardında gördüğünüz karartı, telefondan gelen garip sesler ve dahası! Korku hikayeleri dinlemeyi ya da anlatmayı seviyorsunuz, değil...