27.Bölüm

761 30 14
                                    

Bir sonraki bölüm finaldir.

Finalden önceki son bölüme hoş geldiniz.

Bu güzel yolculukta bana eşlik ettiğiniz için, teşekkür ederiz.

#Son1 

''Evet.'' dedi Ogün, akabinde oturduğu yerden ayağa kalkarken, gülümsemeye devam ediyordu.

''Ne o? Birini mi hatırlattı yoksa?''

Gözlerim, yuvalarından çıkacak gibi ardına kadar açılmıştı. Sanki tavandan başıma doğru kaynar sular dökülüyordu. Elimde tuttuğum kadeh, az sonra parmak uçlarımdan kayıp yere düşeceği sırada Ogün belimden yakalamıştı.

''Ah sadece şakaydı, takılma bu kadar. Müvekkilim olur kendisi.'' dediği esnada belime yaslanan eli, beni kendisine yaslamıştı. Dudakları boyun girintimi bulduğu esnada ''Hem konumuz bu değil, ben karımı özledim.'' deyip, dudaklarıyla boynumu öpüyordu.

''Dans et benimle Ahu.'' dediğinde, parmaklarımdan ha düştü düşecek gibi duran şarap kadehini usulca almış ve masanın üzerine bırakmıştı. Şaşkın bakışlarla onu izlemeye devam ederken, gözlerinde çözemediğim bir gizemin izleri vardı. Beni yavaşça itip elimden tuttuğunda, gözlerim balkon kapısını buldu.

Pars'ı biliyor olabilir miydi?

O esnada sol elimden tutup, beni kendine doğru çekmişti. Düşüncelerimden beni sıyıran bu davranışını; dudaklarını, dudaklarıma değdirerek idam ettirmişti. Elini belime yasladı ve beni nazikçe aşağıya doğru eğdi.

Gördüğüm son şey, bana doğru bakan mavi gözleriydi. Sonra dudakları dudaklarımı buldu ve her şey, bir anlığına karanlığa bürünüverdi.

***

Elçin: ''Bence bir de şunu denemelisin!'' dediği sırada gözlerimi devirip Tolga'ya baktım.

''Bunlar senin hatunu bırakmayacak, anlaşıldı.''

Tolga, histerik bir kahkaha attığı esnada boynunu sıkan siyah renkli kravatını genişletmişti. Kızardığı ve bunaldığı her halinden belli oluyordu. Çocuğa hak vermemek, neredeyse imkansızdı. Zira üç buçuk saattir burada, gelinlikçi de... Açelya için gelinlik bakıyorduk.

Tarihlerden 25 Mart'tı ve Açelya'nın nikahına tam 17 gün kalmıştı.

Açelya, üzerine giyindiği askılı ve mini, gelinlikten yoksun bir elbiseyle, pembe platforma çıkarken suratı asıktı. Denediği on bininci gelinliğin on binini de beğenmiyor, her seferinde o platformdan suratı asık iniyordu.

Ona eşlik eden Elçin ve Asrın, her seferinde yeni öneriler sunuyor ve kafalarını karıştırmaya devam ediyordu. Elçin, turuncu saçlarını sallandıra sallandıra geliyor ve iki elini beline yaslayıp, ''Bu olmamış.'' deyip duruyordu.

Onun yanı sıra annem, herkesten geri kalmıyor, sürekli gelinliğin bel kısmını düzeltip duruyordu.

''Bu da olmadı, çıkart.'' dedi annem. ''Hem, ne minisi yahu? Gelinlik dediğin hoş olur biraz, elbise mi seçiyorsunuz Allah aşkına?''

''Valla Cemre ablaya katılıyorum.'' dedi Asrın, kollarını göğsünde kavuştururken. ''Açelya sen bu tarz bir elbiseyi en son tiyatro sahnesini canlandırırken giymiştin, hatırlatırım.''

''O siyahtı.'' dedi Elçin.

''Ne fark eder? Her halükârda ikisi de elbise değil mi? Gelinlik dediğin, özel olmalı bence.'' dedi Asrın, kızların tartışmasına an be an şahitlik eden Tolga ve ben, olayları uzaktan izlemeye devam ediyorduk.

21.KatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin