Kapının açılması ile konağa bütün görkemi ve hakimiyyeti ile başta dedem ardından da babam ve daha sonra diğeri girdi. Bu olaya sevinmem gerekirdi değil mi belki yardıma gelmişlerdir belki de hüküm sırası bendeydi. Şaşkın bakışlar bu seferde onlara yöneltildi. Babam yaşlarındaki saçlarında hafif ak bulunan adam tam ağzını açmıştı ki konağın avlusuna ilk girdiğimde çıkan sesin sahibi tekrar konuştu.
" Bu nedir Nazır Ağa tiyatro yapmaya mı geldiniz buraya. Bu kızın benim evimde ne işi vardır. Kapıma dayanmayı kendine ne hak bilmiştir."
" Ardil biraz sakin olmayı dene ve misafirleri içeri buyur et belli ki önemlidir konu. "
Bal rengi gözler sinirli bir şekilde açılıp kapandıktan sonra asker adımlarını andıran adımlarla yanımıza gelip beni sert bir şekilde kolumdan tutarak ayağı kaldırdı. Sanki iğrenç bir şeyi atar gibi beni dedemin önüne fırlatması ile gözlerim sonuna kadar açıldı." Konuşacak birşey yok baba. Herkes haddini bilerek gelmeli buraya. Kendi geldiği yer ile karıştırmadan. "
Sanırım bu sözlerin muhattabı benim olmam gerekiyordu. Ama benim tek yaptığım ise bal rengi gözlerin içine baka baka yerdeki Reyhan' ı kaldırıp yanımda tekrar dedemin yanına geçmem olmuştu. Bu yaptığım hareket onu daha da sinirlendirmiş gibi duruyordu.
" Gelinimi rahat bırakmayacak mısın kızım. Bunu bana yapılmış saygısızlık olarak görürüm. Benim evimi basmak da büyük bir saygısızlıktır. Ve ben saygısız insanlardan hiç hoşlanmam."
Küçük bir kıkırtı çıktı ağzımdan. Bu yaptığımla herkesi daha da sinirlendirmiş olduğumu açıkça belli etti. Işte sahne sırası bendeydi. O yılan dilimi kimseden sakınmayacaktım.
" Yaptığım şeyin farkındayım efendim. Siz bu yaptığıma saygısızlık ben ise kurtuluş yolundaki bir adım olarak görüyorum. Ah siz ne demiştiniz GELINIM! Gelininizin yaşından umarım haberiniz vardır. 14 yada 15 yaşında küçük bir kızdan gelinim diye bahsetmeniz biraz ironi. Peki birşey sorabilir miyim? Bu küçük gelinin kocası kim acaba? "
Bal rengi gözler daha da alevlenmişti. Üzerindeki takımlar ile damadın kim olduğunu anlamak zor değildi. Böyle bir adam neden küçük bir çocuğu...
" Damat Bey sizsiniz demek. Anlamamak için aptal olmak gerekirdi zaten. Peki birşey daha senin gibi bir adam ne istiyor kendi kardeşi yaşındaki kızdan. Onu utanmadan koynuna alıp karın yapmak çok mu onur verici olacaktı. Peki ya siz büyük insanlar daima bunları yaşatıp duracak mısınız. O daha çocuk neyin ne olduğunu nerden bilsin. Oyun oynayacağı yaşta çocuk mu doğuracak okuması gerekirken kocasının koynuna girip onu tatmin mi edecek. Siz nasıl insanlarsınız. Ne diyeceksiniz sever büyür alışır mı hangi kelimeyi söyleyip kandıracaksınız kendinizi."
Tam ağızlarını açacakları zaman tekrar söze başladım. Sinirlendiklerini çok net görebiliyordum. Ellerini yumruk yapan adamın.
" Bu iş burada benim tarafımdan bitirilmiştir. Gidip kendinize başka kurbanlar bulun. Bu sefer yaşı biraz büyük olsun ama. "
Yaşlı adam dedeme baktıktan sonra belli belirsiz bir baş sallama ile
" Gelinim olmaya razıysan buyur gel."
demesi ile gözlerim fal taşı gibi açılmış dişlerim dudaklarımı parçalamak ister gibi saldırgan ellerim ise babam yaşındaki adama yumruk atmak isteyecek kadar sert..."Dalga mı geçiyorsunuz benimle."
Adamın ciddi duruşu beni dumura uğratmakla kalmamış artık yerimde de duracak hal bırakmamıştı. Reyhan ı da aldığım gibi dışarı atıyordum ki duyduğum sözler ile adımım benden bağımsız durdu.
" Bu sözden geri dönmek olmaz Nazır Ağa. Ya gelinimi geri getir ya da gelin diye kendi kanından birini sun benim önüme. Yoksa ben değil kendi kendini yakarsın. Ölüm yakın sonuçta tek nefes." Tehdit mi etmişti bu adam dedemi tek söz ile dava açar çürütürdüm bunları o dört duvar arasında.
" Benim sözüm sözdür Efendi sözümün üzerine bu deli kızın sözü dahi geçmez. Yarın gelin alın gelini."
Dedemin söyledikleri ile istemsizce gözlerimi devirdim. Deli kızmış hah. Daha sonra Reyhan ı alarak tabiri caiz ise sürükleyerek eve doğru ilerledim. Yolda giderken biraz konuşma fırsatı bulabilirdim en azından.
"Iyi ki geldin hala." Geldiğimden beri ilk defa sesini duymuştum. Korkudan arınmış sesini."Herşeyi anlat hadi. Dokundu mu o adam sana? Kim bunlar? Tek tek hepsini."
" KARAHANLIlar hala bunu biliyorsun zaten. Ardil abi işte beni verdikleri bana dokunmadı sana asla dokunmam küçük dedi. Korkma bundan sonra benim bacımsın dedi. Korkmadım sonra. Dedem verdi işte o adamlara dertlerini bende anlamadım. Babam ve annem çok üzüldü ama. Başka kız yok bizde biliyorsun bi sen bi ben varım. Melek babaannem yüzünden Meleği verdik sizde bize kız verin dediler. Böyle ama sen geldin işte. "
Reyhan'ın son özü ile konağa gelmiş bulunduk. Konağın önünde dedem babam ve abim dururken abimin gözleri umutla parladı. Biliyordum dedemlere karşı gelmeyeceğini o yüzden vermişti gözünü yüreği Reyhan ı. Içeri geçerken
"Sen dur küçük hanım Reyhan sen içeri anan bekler. " dedemin sözlerinden sonra ona doğru döndüm ve devamı olan sözlerin gelmesini bekledim. " Konuşacağız avukat hanım savunmanı yap." Dedi bi hakim edasıyla ağzımdaki yamuk gülüş ile yanıtı gecikmedi."Konuşalım bakalım koca kurt konuşalım da kim verecek en sonunda hesabı?"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reyhan Kokusu
General FictionKüçücük bir beden düşünün.Küçücük kınalı elleri titreyen. Gözleri anlamsızca etrafa bakan. Yanında en çok annesini arayan. Peki o küçüğün yerine kim yanacak? Kim o ateşin içinde yanıp kül olacağını bildiği halde kendini kurban edecek? "Adının anlam...