4.BÖLÜM

10.8K 313 8
                                    

Dedemin bizi yakalamasının üzerinden dakikalar geçmesine rağmen bana olan siniri geçmemişti. Bunu ateş çıkarmaya aday gözlerinden anlayabiliyordum. Onu ilk defa bu şekilde görüyordum.

"Kaçmak nedir? Sen ne biçim bi kız oldun öyle. Yazıklar olsun sana da sana verdiğim emeklere de. Sevgimi güvenimi inancımı yerle bir ettin bu yaptığınla. Gözümdeki değeri de yüreğimdeki sevgini de yerle bir ettin."

Ardından gelen can yakıcı bir darbe ve yana savrulan yanağım..

Bi söz bi cümle bi hece tek tek sıralaşan harfler...
Eziliyordu her bir hücrem. Her bir kelime iğne olup batıyordu kalbime. Yaptığım şeyin bedeli bu kadar ağır sözler olmamalıydı. Ya da attığı tokat bu kadar canımı yakmamalıydı. Ayaklarına kapanıp af dileyecek durumdaydım. Ben ilk defa kaybetmiştim işte. Eğlip bükülmem mi lazımdı yoksa dik başlı durmam mı yakışırdı bana. Ilk yenilgimi kabul edecektim işte buralardaki kader buydu ötesi berisi olmadan. Ne kadar kaçarsan kaç aynı yere yine kendi ayaklarınla geliyordun. Tilki kürkçü misali. Her vazgeçiş ardından umudu getirir miydi. Diğer insanlar gibi bu olanları olacakları kader diye kabul etmek de neyin nesiydi. Sonunu bilmediğin bi kitabı okumak gibiydi bu hayat ya sonunu kendin yazar istediğin sonu yaşayarak ölür ya da başkalarının sana biçtiği sonu yaşayarak ölürdün. Sonu yine aynı kelime işte ölüm. Son işte neydi bu uzatmalar bu kelimeleri ard arda diziş neydi ki bu içimi yakıp kavuran umut. Gözlerimden düşen tek yaş ağzımdan çıkan tek kelime beni hazırladıkları sona bir adım yaklaştırdı.

"Tamam."

Bu adım öyle bir adımdı ki tek kelime ile sondaydım işte. Sona tek tek adım atmak yerine tek kelime iki hece beş harfti işte. Bedenim cayır cayır yanarken ruhum kül olmaya başlamıştı bile. Ben ki anka kuşu olmayı isteyen kız ben ki küllerinden doğmaya can atan kız işte o gün anlamıştım asıl şimdi kül olduğumu ve yeniden doğuşun olmadığını...

Tek kelimemi de edip odama çıktım özgür olma hayali ile çıktığım odaya kül olmuş vaziyette girdim. Yatağa kendimi attım. Gözyaşlarım kendi yolunu bulurken ben sahte ölüm için gözlerimi yummuştum bile.
Kapımın çalınması ile ölümümü ertelemek zorunda olmuştum. Odaya Bengin in girmesi ve

"Bunları giyecekmişsin Mersa. Nazır dedem akşama kadar çıkmasın odadan dedi. Şey kahvaltı getireyim? "

" Hayır. Çık. "

Kimeydi benim bu öfkem bu kırgınlığım kimeydi bu alamadığım hıncım. Kendime mi yoksa hayata mı daha da hepsi aşağıdaki insanlara mı. Saatin tik tak ları benim gözyaşlarım aşağıdan gelen sesler kafayı yemek için güzel bir andı. Kapımın çalınması ile artık aşağı inmemin vaktinin geldiğini anlamam ellerimin terlemesine bedenimin ise bir hasta edası ile titremesine engel değildi. Hazırlığımı zaten yapmıştım getirdikleri elbiseyi üzerime giymiş topuklu ayakkabıları ayağıma geçirmiştim. Takıları ise olmaları gereken yerlere takmıştım. Hepsi intiharını hazırlayan adamın hazırlığı gibiydi. Halat bir kere geçmişti boynuma işte. Çıkarana aşk olsun.

( Mersa'nın giydiği )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Mersa'nın giydiği )

Merdivenlerden inerken topuklu ayakkabılarımın çıkardığı ses ve kalbimin sesi birbirine kafa tutuyorlardı. Aşağı hole geldiğim zaman bütün gözler ilgi ile bana döndü. Özenme mi vardı o gözlerde yoksa arkasında saklı olan korkular mı?

"Geldi işte gelin kızınız. Nişanı şimdi yapalım düğünü de hemen ertesi gün bizim için uygun."

"Düğün istemiyorum. "

Işte bu sözler benden çıkmıştı. Düğüne gerek yoktu cenaze daha makbuldü. Herkesin bakışlarına aldırmadan devam ettim isteksizce sözlerime.

"Gereği olduğunu düşünmüyorum. Gerçi fikrim sizin için önemli mi orasını bilemem ama benim isteğime bırakırsanız en azından bunu olmasını istemiyorum. "

"Süt dökmüş kedi olmuşsun. Kapıma dayanan kaplanı kedi misali görmek şaşırtıcı. Deseydin ilk başta ben olayım yatağında diye daha kolay olurdu bu işler müstakbel KARICIM!"

"Dışarıda ki itin yanı bile bana huzurdur. Sen dert et kendini. Sol eline de mukayyet ol KOCAM! Bak hemen sahiplendim seni bile."

Yaptığım imalar ve söylediğim sözler ile itina ile bana bakan gözlerde kınama vardı bu sefer tek bir göz hariç. Bal rengi gözler alevin en kızgın yeriydi şuan bana bakan.

"Kedi köpek gibi didişmeyin de gelin az şöyle de takayım yüzüklerinizi. Nasılsa sahiplendiniz birbirinizi. Hem de çabuk oldu Maşallah. "

Parmağıma geçen halka boğazıma geçen halat ile aynıydı. Cezamı kesen dedem sonum olacak adamda kocamdı artık. Geri dönüşü yoktu biliyordum bu işin.

Yanmak ve yakmak kaçınılmazdı bundan sonra bizim için..

Reyhan KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin